Dinççağ; Küreselleşen dünyada artan sınırlar arası hareketlilik beraberinde bir takım hastalıkların yayılmasını da hızlandırmaktadır. Günümüz dünyasında dünyanın bir ucundan diğerine herkes birbirini yakından ilgilendirmektedir. Özellikle bulaşıcı enfeksiyon hastalıklar her geçen gün başka tiplere ve türevlere dönüşerek daha tehdit edici bir konuma gelmektedir. Bunun farkında olan tüm üst otoriteler bu durumu ciddiye alarak birtakım önlemler almaya çalışmaktadır. Son yıllarda dünya kamuoyu tedirgin bir hale gelmiş ve bir hastalığın şokunu atlatmadan diğerini yaşamaya başlamıştır.
İnsan sağlığını tehdit eden hastalıkların büyük çoğunluğunu hayvandan insana geçen 200’den fazla hastalık teşkil etmekte, bu durum beraberinde Veteriner biliminin Tıp biliminden ayrılmaz içe içe geçen dallar olduğu gerçeğini gözler önüne sermektedir. Bu gerçekten hareketle, dünyada “Tek Tıp- Tek Sağlık” kavramları artık kurumsal bir ciddiyet kazanmaya başlamaktadır. Özellikle gelişmiş ülkelerde bu kurumsallaşma önemli ilerlemeler kaydetmektedir. Ülkemizde de bu hususlarda bir takım çalışma ve çabalar bulunmasına rağmen, henüz yeterli değildir
Bulaşıcı hastalıklar hayvandan insana canlı materyallerle geçebildiği gibi, hayvansal gıda yoluyla da geçmektedir. “Çiftlikten sofraya, yemden çatala denetim” gibi kavramlar gelişmiş ülkelerde üzerinde hassasiyetle durulan konular haline gelmekte, öyle ki, Avrupa Birliği Müktesebatının %40 gıda ile ilgili alanlar, %25’ini ise Veterinerlikle ilgili alanlar oluşturmaktadır. Halk sağlığı ile ilgili olarak, toplumda yaşayan bireyler olarak da bir takım sorumluluklarımız olduğunu hatırlamalı ve kendimize şu soruları sormalıyız:
Soframa gelen ve tükettiğim her ürün acaba sağlıklı mıdır? Tükettiğim ürünlerin sağlıklı olduğunu nasıl anlayabilirim? Güvenli gıda tüketiyor muyum? Hayvansal gıdaların üretiminin her aşamasında Veteriner Hekim kontrolü yeterince uygulanıyor mu? Sağlığımın korunması için yeterli tedbirler alabiliyor muyum ve benim gücümü aşan konularda ilgili kurumlar gerekli tedbirleri alıyor mu? Eğer bu soruları sormaya başlıyor ve bilinçli bir birey olarak bunun takibini de yapabiliyorsak, sağlıklı gıda tüketiminde ve halk sağlığının korunmasında ilk ve önemli adımı atmış sayılırız. Bir ülkede enfeksiyon hastalıklarının az oluşu o ülkenin yaşam kalitesinin yüksek olduğunun göstergesidir. Her yıl 3-9 Eylül tarihleri arasında kutlanan ve kutlanması gereken Halk sağlığı haftasının bazı önemli başlangıçların dönüm noktası olabilmesi dileği ile ülkemizin ve ilimizin Halk Sağlığı Haftası kutlu olsun.
HABER MERKEZİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.