BAĞIMSIZ İLK BELEDİYE BAŞKANI OLUYORDU!
Ve seçim akşamı AK Parti diğer deyimi ile
Cumhur İttifakı Belediye Başkan adayı Ender Gür,
SİYASETİN BARONLARININ HAZIRLADIĞI TEZGAHA DÜŞMÜŞ,
Halkın sevgilisi, desteklediği Bağımsız aday Hüseyin Dündar,
Cumhuriyet tarihinde Çarşamba bazı ilçelerde ilki başarıyordu.
“ÇARŞAMBA’NIN BAĞIMSIZ İLK BELEDİYE BAŞKANI OLUYORDU.”
Baronlar ve atanan SKM sorumlularının maharetleri ile
Ender Gür hezimet alıyor, NE HİKMETTİR(!) sorumlu Erol ŞEKER!”
***
Gülerce AK Parti SKM sivri akıllılarının “açık ara farkla, açık ara farkla”
Söylemi ile ve hiç birisi piyasada görünmüyordu nedense!?
Gecenin ilerleyen saatlerinde ise Çarşamba ayağa kalkıyordu!:
Meydan hınca hınç doluyor, belki de AK Partide AMPULLER,
Yıllar sonra ikinci defa akşam AK PARTİ- AK PARTİYE karşı,
Olduğundan olsa gerek 21.00- 22:00 de sönüyordu!!
Kayıp AK Partinin idi ama asıl sevinen;
“OYUNU KURAN AK BARONLARIN OLMUŞTU” SANKİ??
***
Ve inanın bu oyunun tezgâhların temeli yeni değildi?
Çünkü siyaset yine değişiyor yeni bir yapılanmaya doğru ilerleniyordu.
Bu yapılanma da kendisini veya desteğini yitirdiğine inanan,
SİYASİ BÜYÜK BARON(lar) EN BÜYÜK PAYA SAHİPTİ.
***
Bu günlerin ayak seslerine geriye dönüp bakalım mı ne dersiniz?
(Bu arada MHP kanadını neden yazmıyorsun diyenlere;
Sahada en güçlü MHP kanadı Gür’e sahip çıkmıştı. Anlayana)
Her zamanki gibi AK Parti gerçek kimliğini İlçe ve İl başkanlarını,
Sırça Köşk gibi görünen AK MERKEZDE koltuklarını sağlama
Almak için sıkı sıkıya oturdukları yerden Başkan atamalarına,
Başladıkları günlerde kaybetmiştiler ve Reise çaktırmıyorlardı.
Oysa İlçe ve il kongreleri demokrasi şöleni şeklinde geçiyordu.
Bu demokrasiye ilk darbe 2012 yılında atılıyordu.
Sonra domino taşı gibi sürekli yıkarak geliyordu kırılmalar.
***
AK Partide ki yıkımın ilk adımlarına bakalım mı ne dersiniz?
Bu seçimin ilk tohumları aslında eski yıllara dayanmaktadır.
2012 yılında AK Parti il başkanlık seçimlerinde atılan ilk adım.
O yıl AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan,
Dönemin atanmış İl Başkanı Osman Çetinkaya’nın deyimi ile;
“Genel Merkez tarafından tek aday göstermesine rağmen,
Kongreye az bir süre kala Genel Merkezi ( aslında RTE’yi),
Yanıltarak hatta kandırarak Köktaş, İl başkanlığına aday olmuş,
Yeni siyaset oyunların yolunun ilk adımları atılmıştı.”
***
İşin aslı o dönemde RTE ve AK Partiyi bu tuzağa düşürenin,
Ankara’dan Samsun’ a kadar dönemin vekillerinden,
Samsun kongresine Suat Kılıç’ın o günlerdeki meşhur Minibüsü(!) ile,
Birlikte karayolu üzerinden gelen güçlü isim, “Bülent Arınç’tı”.
İddia o ki; Yolculuk boyunca ‘beyin yıkama’ ile Çetinkaya’nın değil,
Aslında Fuat Köktaş’ın il başkanlığına mutlaka aday olması,
Gerektiği Reis’ten sonra ki en güçlü isme aşılandığı konuşuluyordu.
Fuat Köktaş tüm kartlarını çok güçlü açmıştı o günlerde!
***
RTE’nin en güvendiği yol arkadaşı Arınç, öylesine inandırılmıştı ki!
Minibüste kongre için ne denilmişse harfiyen uygulanıyordu.
Kongreye girip konuşmaya başladığında Bülent Arınç,
Delegelere isim söylemese de “Hedef Köktaş” derken,
Havaların sıcak olması bahane etmiş, Hatay’ı işaret etmiş,
“Bu salondaki boşlukları kesinlikle unutmayacağım.
Yüzde 61 oy alan bir şehirde bu boşlukları görmek çok acı.
Hatay’da geçen bundan daha sıcak hava vardı.
Kapalı spor salonunda bu kalabalığın 2 katı kalabalık gördüm.
Bu boşlukları Ankara’ya gidince anlatacağım.
Ancak hangi kelimelerle ve nasıl anlatacağım onu hala bilemiyorum"
Dedikten sonra kongrenin tüm AK Parti ailesine, adaylara, partililere(!),
“Köktaş’ı seçmezseniz başınıza geleceklere hazır olun” mesajıydı.
***
AK Parti sevdalıları Samsun’un geleceğini elleri ile teslim ediyorlardı.
Hem de kongre öncesi Genel Merkez yani Recep Tayyip Erdoğan’ın,
“Samsun’ da kongre tek aday Çetinkaya ile olacak” kararına rağmen.
Ve siyasetin beyaz görünen kara oyunu tezgâha konulmaya başlamış.
“SİYASİ BARONLAR DAHA DA GÜÇLENMEYE BAŞLIYORDU.”
Geri dönüşü olmayan yola partililer il Samsun adeta zorlanmıştı.
Partili delegeler elleri ile kendilerini Köktaş’a adeta ‘KÖLE’ ediliyorlardı.
***
Kur'an'da, Âl-i İmrân Suresi'nin 79. ayeti,
“Peygamber dahi olsa hiçbir insanın köle sahibi olamayacağına yorumlanır.
Allah'ın kendisine kitap, bilgelik ve peygamberlik verdiği hiçbir insan,
"Allah'tan sonra bana da kulluk ediniz," diye halkı kendisine çağırmaz.
DEVAMI YARIN