Coşku içinde geçen mitingin Samsun için her geçen yıl bir öncekinden daha farklı ve katılımı yüksek olduğunu söyleyen Tufan Akcagöz, “İşçi haklarını, sadece emek ve dayanışma gününde hatırlamak doğru değil. Türkiye’de binlerce işçi, iş güvencesinden yoksun bir şekilde yaşamaya mecbur bırakılıyor. İş güvencesi yok, gelecek güvencesi yok. İş kazalarında dünya rekortmeniyiz. İşçinin kazandığı para, patronun lütfu değildir. İşçi, alın terinin karşılığını, bedelini almaktadır. Bugün hükümet yetkilileri, işçi grev yapamıyor diye OHAL rejimini övüyorlar. Yazıklar olsun. Samsun’da, sanki işçinin yanında olmuşlar gibi, masa başında hazırlanan haberlerle 1 Mayıs Emek ve dayanışma bayramını kutlayan AKP’lileri görüyorum. Bu kadar riyakarlık olmaz. Hatta bunların içinde Belediye Başkanlığı’nı bırakıp Milletvekilliği için aday olduğunu açıklayanlar da var. İnceleseniz, görev süresi boyunca kaç işçinin emeğini hiçe saydı, kaç işçinin işine haksız şekilde son verdi kim bilir? Daha bir kaç ay önce minibüsçüler kontak kapatacakmış diye soru soran genç bir kadın gazeteciyi sert bir üslupla azarlayan kendisi değil mi? Bu muhabir de işçi. Şimdi, beylik laflarla emekten bahsediyorlar. Emekle yan yana durmak kim, siz kim? AKP, hükümete geldiği ilk günden bu yana işçi ve emek düşmanlığı yapıyor.” dedi.
Her baskıcı iktidarın, işçinin alın teri üzerinden yükseldiğini işaret eden Tufan Akcagöz, “Emeğin sömürülmediği, demokrasinin ve adaletin tamamen egemen olduğu, hukukun üstünlüğünün tanındığı bir dünya dileği ile 1 Mayıs İşçi ve Emekçi Bayramını kutluyorum. Tüm baskıcı iktidarlar, siyaseten destek bekler. İşçiler birleşirse, bu zulüm de ortadan kalkar, kalkacaktır. Önümüzde seçim var. İşçilere yine masallar anlatacaklar. Emeklilere bizim vaat ettiğimiz yılda iki defa bayram ikramiyesine, ‘böyle bir şey mümkün olamaz’ diyorlardı. Şimdi ne oldu? Seçim geliyor ve hükümet çaresiz, bunu görün, aldanmayın. Seçim rüşveti bu. Mesele oyunuzu almak. Oyunuzu alacaklar, işiniz yine bitecek. TÜRK-İŞ tarafından yapılan araştırmaya göre, 2018 Mart ayı baz alındığında, dört kişilik bir ailenin sağlıklı, dengeli ve yeterli beslenebilmesi için yapması gereken aylık gıda harcaması tutarı (açlık sınırı) 1.662,70 TL,
Gıda harcaması ile birlikte giyim, konut (kira, elektrik, su, yakıt), ulaşım, eğitim, sağlık ve benzeri ihtiyaçlar için yapılması zorunlu diğer aylık harcamalarının toplam tutarı ise (yoksulluk sınırı) 5.415,96 TL oldu. Bekar bir çalışanın aylık yaşama maliyeti ise 2.055,15 TL olarak belirlendi. Buradan çıkan sonuç şudur. Hükümet, vatandaşa yaşama şansı vermiyor. O halde, bu 1 Mayıs coşkusu içinde söylemek istiyorum ki, 24 Haziran’da emek düşmanı AKP hükümeti gidecek, yerine demokrasiyi ve özgürlükleri temel alan, emeği üstün bir değer olarak kabul eden bir yönetim gelecektir.” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.