Son günlerde tartışmalara sebep olan ve Amerikan Başkanı Donald Trump tarafından açıklanan, Kudüs’ün ABD nezdinde İsrail’in başkenti olarak kabul edileceği ve ABD Büyükelçiliği’nin de Kudüs’e taşınacağı yönündeki açıklamalara değindi. Donald Trump’un tutumuna, AKP hükümetinin basiretsiz dış politikasının neden olduğunu söyleyen Akcagöz, “Dış politika, hiç olmadığı kadar kötü yönetiliyor. Diplomasi, yerle yeksan ilerliyor. ABD, 1995’te aldığı kararı uygulama cesaretini bugün bulabiliyorsa, herkes aynaya dönüp bir bakmalı. Filistin, bir garip hüzün hikayesi. İç siyaset malzemesi yapmak için ideal bir kaynak. Ama dış politikaya gelince, ortada bir şey yok. Kudüs’te Müslümanların mabedinin üzerine her türlü el uzanmış. İsrail’den cesaret madalyası alanların, Kudüs davasına sahip çıkmasını beklemek, en büyük cehalet olur. Necmettin Erbakan bunların hocasıydı. Son zamanlarında bunlara nasıl lanet okuduğunu cümle alem biliyor. Şimdi de farklı değiller. İsrail deyince, cami cemaatini tavlamak adına beylik sözler edenlerin, Filistin ve Kudüs adına yapıcı tek bir politikaları yok. Dış politikayı monşerlerden kurtardık diyorlardı, meğerse daha beter bataklığa saplamışlar. Hele ki, ABD’nin ve İsrail’in içinde olduğu Büyük Ortadoğu Projesi’nin temsilcisi olup da, eş başkanlık makamına getirilenlerin, Kudüs diye bir davası olamaz. Kudüs, iç kamuoyunu teskin etmek ve elde tutabilmek için malzemedir. Madem Kudüs ve Filistin için samimisiniz, o halde çakma lafları bırakın da esaslı laflar edin ama yapamazsınız çünkü siz oralara gelmek için ABD’ye çok tavizler verdiniz. Mavi Marmara sonrasında 20 Milyon dolar karşılığında İsrail’e de diz çöken sizsiniz. Ölenlere, ‘bize mi sordunuz da gittiniz?’ dediniz. Bunları unutmak mümkün mü? Vatandaş da kendi çapında protestolar yapıyor. Ancak bu böyle olmaz. Siz cami önünde bildiri okudunuz diye Amerika geri adım atmaz. E ne olacak? ‘AK Parti, ABD ve İsrail projesidir’ diyen rahmetli Erbakan’a kulak verip, bunlara oy ve destek vermeyeceksiniz. “ dedi.
Türkiye’de yaşayan ve kendilerini entelektüel olarak tanımlayan İslamcıların da, ülkenin son elli yılını yeniden gözden geçirmesi gerektiğini ifade eden Tufan Akcagöz, “Ulu önder Mustafa Kemal Atatürk, ‘ülkenin başına ne felaket geldiyse, din kisvesi altında gelmiştir’ diyordu. Din, toplumun yumuşak karnı ve birileri de bunu çok iyi kullanıyor. FETÖ’nün, dini argümanlarla ilerlemediğini kim iddia edebilir. Dini kullanarak nüfuz sahibi oldu ve devletin içine yerleşti. Bugün FETÖ’nün, en az elli yıllık bir Amerikan projesi olduğunu görüyoruz. 1969 yılında Türkiye’ye gelen 6.filoyu, ‘bağımsız Türkiye’ diye protesto eden gençlere saldıran kişilerin de bugünün İslamcı kuşağının abileri, babaları olduğunu görmek bu nedenle bizi şaşırtmıyor. Önce bir, antiemperyalist miyiz değil miyiz, bunun cevabını verelim. Deniz Gezmiş’in ve dönemin devrimcilerinin İsrail konusundaki tutum ve duruşu ortada. Türk solu, Filistin’e en samimi ve karşılıksız desteği vermiştir. Onların yüreğinin onda birini taşımayanlar bugün, devlet protokolündeki oturuşlarına göre azamet edebiyatı yapıyorlar. Cesaret, yürümeyle oturmayla gösterilmez. Buyurun işte, ‘çok iyi anlaşacağız’ dediğiniz Trump, Kudüs İsrail’in başkenti olmalı dedi. Tarihi film çekeceksiniz, devlet kanalında yayınlayacaksınız, millet de uyuyacak öyle mi? Nasıl olsa ülke, filmi gerçek mi belli olmayan olaylar silsilesi ile idare ediliyor. “ dedi.
Sarraf olayının da unutturulmaması gerektiğinin altını çizen Akcagöz, “Çalınan, senin benim paramız. Dolayısıyla, ‘bana ne’ deme lüksümüz yok. Miyarlarca dolar para ve kaybolan bir itibar. Devleti yönetenlerin ne durumda olduğunu göründü. Mahkeme devam ediyor. Takipteyiz.” diye sözlerini tamamladı.
Salıpazarı İlçe Kongresi’nde eski başkan Salih Şimşek ve Ömer Faruk Şahin’in listeleri yarıştı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.