Cumhuriyet Halk Partisi Samsun İl Başkanı Av.Tufan Akcagöz, AKP’ye yakın sendika olarak bilinen bir memur sendikasının sorumluluğunu üstlendiği, kitap okuma alışkanlığının yaygınlaştırılmasına dönük bir toplantıda, Samsun Valisi Osman Kaymak’ın yapmış olduğu bir konuşmayı eleştirdi.
Kaymak’ın, ‘Neyin, nasıl okunacağını bilmek de çok önemli. Öyle kitaplar var ki çocuğu bulunduğu çizgiden çok öteye götürüyor. Onu vatan haini, ahlaksız yapacak kadar kitaplar var.’ sözleri üzerinde durdu. Bu sözlerin, ‘yasakçı zihniyet’ in uzantısı olduğunu ifade eden Akcagöz, “Bu topraklar, kitap okumanın erdem olarak kabul edildiği dönemlere de şahit oldu. Ancak, o dönemler itibariyle ve o dönemin psikolojisiyle kitapların sobalara doldurup yakıldığını da biliyoruz. 12 Eylül faşizminin en büyük çilesini kim bilir belki de kitap okuyanlar çekmiştir. Sayın Vali’nin sözlerinin, ‘Çok okuma anarşist olursun’ diyen vatandaşın sözlerinden ne farkı var? Bırakın insanlar ne okursa okusun. Karışmayın, müdahale etmeyin. Herkes kendi aklıyla, vicdanıyla doğru yolu ve kendi çizgisini bulacaktır. Bağnazlıktan kurtulmamız için bu şart. O kitap kötü, bu kitap iyi demenin, böyle bir tasnif yapmanın pratikte bir yararı yok. Amaç iyi nesil yetiştirmekse, iyi nesil ‘ fikri hür, irfanı hür’ nesildir, sorgulayan, biat etmeyen nesildir. Sorgulayan ve kolay kabul etmeyen bir gençliğin yetişmesinden kimse çekinmemelidir. O zaman biz de sormak isteriz, acaba hangi kitaplar vatan haini yapar? “ dedi.
Türk solunun da aynı bağnazlığa saplanmaması gerektiğini söyleyen Tufan Akcagöz, “Gençler, aynı anda Tarık Buğra’nın Osmancık romanını ve Aziz Nesin’in öykülerini okuyabilmeli. Necip Fazıl’ı da oku, Nazım Hikmet’i de. Bunda bir sakınca yok. O da bizim, o da bizim. Türk solu da, sadece kendisine ait olanı okuma saplantısından kurtulmalı, bu topraklara ait ne varsa, bize ait ortaya çıkarılmış ne varsa, bir kültür ürünü olarak muhafaza edilmelidir. İnsanlar, Tommix, Texas okuyorsa, onu da okusun. Zagor’dan etkilenip baltalı cinayet işleyen yok ama geleneklerin baskısı altında kalıp, şiddeti bir yaşam biçimi haline getirenler var. Ki bu ikincisi, kitaptan öğrenilmiş değildir. Keşke herkes okusa ve tartışmalar, çekişmeler sadece, münazara sıralarında yaşansa. Dolayısıyla, yine kendi deyimleriyle ‘sadece Türkiye'ye değil, dünyaya barışı ve kardeşliği getirecek bir gençlik yetiştirmek’ hedefleniyorsa, dünyaya at gözlüğüyle bakmayan, fikri hür, vicdanı hür, irfanı hür nesillerin yetişmesini hedeflemek zorundayız. Yıllarca kitapları yasaklanan, belki de vatan haini diye yaftalanan Aziz Nesin’in öykülerini okumadan bu ülkede öğretmenlik yapılmaz. Çok iddialı konuşuyorum. Attila İlhan’ı okumadan, iyi bir okur sayılmazsınız. Ama diğerleri de lazım. Dünyaya tek pencereden bakan ve bir türlü bakış açısını değiştiremeyen insanların, hangi makama gelirse gelsin, hangi işi yaparsa yapsın, bu millete bir faydası yoktur, olmamıştır. “ diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.