Man adası belgelerinin gerçek olduğunun ortaya çıktığını belirten Tufan Akcagöz, “Cumhuriyet Savcılığı, Man Adası’ndaki Bellway şirketi ile Tayyip Erdoğan’ın oğlu, dünürü, ve eniştesinin ilişkisi olduğunu, hiç bir şüpheye yer vermeyecek derecede doğruladı. Diyor ki Savcılık, şüphelilerin hesaplarına gönderilen 15 milyon dolar var ama ben bu konuda yetkili değilim, bu hukuki bir uyuşmazlık. Tayyip Erdoğan, ‘Man adası belgelerinin gerçek olduğunu ispat edin, istifa edeceğim’ diye bas bas bağıralı, sahi kaç hafta oldu? İşte belgeler ortada. Cumhuriyet Savcılığı, daha ne yapsın? O halde, bu gerçekler karşısında, istifa et Tayyip Erdoğan. Tarafsız bir Cumhurbaşkanı olmaktansa, partisinin başında durmayı ve sadece kendisine oy verenlerin Cumhurbaşkanı olmayı tercih etti. Kürsülerden, ‘ispat etsinler istifa ederim’ diyordu. Al işte ispat. İstifa etsin de görelim. Ama nerde?” dedi.
Ortadaki iddiaların, yenilir yutulur tarzda olmadığına vurgu yapan Tufan Akcagöz, “AKP’li siyasetçilerin gündeminde Man adası belgeleri yok. Neden yok? Neden bu konulara duyarsız kalıyorlar? Ben söyleyeyim. Konuyu unutturmak için. Bu düzenin, artık savunulabilir bir tarafı kalmamıştır. Samsun’da AKP bitmiş durumda. Biliyorum ki Tayyip Erdoğan da bu durumu yakından takip ediyor. Gerçekleri görmezden gelen, Tayyip Erdoğan’ın eğri dediğine eğri, doğru dediğine doğru diyen bir siyaset anlayışına teslim olmuş durumdayız. Samsun’da durum bu. Ülkede de durum çok farklı değil. Giden bizim paralarımız. Man adası belgelerinin özeti, milletin havaya uçurulan paralarıdır. Bu giden, milletin parasıdır. Hiç bir denetleme mekanizması işletilmemiş, adeta her türlü kolaylık sağlanarak bu paralar Man adasına uçurulmuştur. Ben, bir vatandaş olarak rahatsızım. Siyasetçi olarak, zaten söyleyeceklerimizi söylüyoruz. Ama bir vatandaş olarak da büyük sorumluluklarımız var. Bu coğrafyaya karşı, ait olduğumuz ülkeye karşı sorumluluklarımız var. AKP’li siyasetçi arkadaşlar, bu durumlardan rahatsız olmuyorlarsa, bunun sebebini lütfen açıklasınlar. Bir kısım, gören ama görmezden gelen kesim olarak tanımlıyorum onları. Biliyorum ki, muhtelif menfaatleri var. Ancak, onlar da biliyor ki, geniş halk kitleleri bu tezgahı tersine çevirecektir. Bugün ya da yarın, bundan kaçmaları asla mümkün değildir. Dürüst bir idare altında, eşit yurttaşlar olarak yaşamak, hepimizin hakkıdır.” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.