KADIN HAKLARI KONUSUNDA TÜM İHLALLERİN KARŞISINDAYIZ
Türkiye’de kadın hakları ve kadınların yaşam tarzına dair müdahalelere yönelik özellikle de Avrupa’da negatif yönde yayınlanan haberler hususunda soruları cevaplayan Karaaslan konu hakkında; “Avrupa ve Kadın Haklarını aynı cümle içerisinde geçirdiğinizde benim aklıma sayın bakanımız Fatma Betül Sayan Kaya’ya Hollanda’da yapılanlar geliyor. Kadın Hakları ihlâli ve Avrupa denildiğinde benim aklıma tam da demokrasinin göbeği olarak nitelendirilen yerde yaşanan bu hadise geliyor. Samimi olmak lazım özellikle de siyasette samimiyet ilkesinden şaşmamak lazım. Kadın haklarıyla ilgili en ufacık bir müdahale varsa yada ihlali söz konusuysa savunucuları en başta bizler olmalıyız. Bizler oluyoruz zaten. Hiç kimsenin dilinden, dininden, yaşam tarzından dolayı ötekileştirilmeden yaşadığı bir ülke hayaliyle çalışıyoruz. Ama bu mücadele toplumun sadece bir kesimi için olmamalı herkes için olmalı. Belki de en çok biz kadın milletvekillerine görev düşüyor bu konuda. Türkiye’de Kadın Hakları konusunda çok önemli çalışmalar yapıldı. Hiç olmayan, hiç adı bile anılmayan yenilikler geldi ama bu çalışmaların hâlâ devamı gelmeli çünkü çok geliştirilmesi gereken süreç. Biz bu konuda bütün ihlallerin karşısındayız.” İfadelerine yer verdi.
ANA MUHALEFET LİDERİNİN AÇIKLAMALARI ALGI OPERASYONLARINA ÇANAK TUTUYOR
Anadolu Soruyor Programında sunucu Sinan Burhan'ın sorularını cevaplandıran AK Parti Genel Başkan Yardımcısı ve Samsun Milletvekili Çiğdem Karaaslan gündeme ilişkin yaptığı açıklamalarda; "Ana Muhalefet Lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun, yurtdışında yayınlanan bir dergiye ne olduğu, hangi ülke olduğu çok da önemli olmamakla beraber kendi ülkesini şikayet etmesi anlaşılabilir, kabul edilebilir bir durum değildir. Siyaseten çok farklı görüşlere sahip olabiliriz, hayata çok farklı pencerelerden bakıyor olabiliriz. Ama bu ülkenin menfaatleri söz konusu olduğunda hepimiz aynı tarafta olmalıyız. Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamalara baktığımız zaman Türkiye’ye bunlar kaybettirecek açıklamalardır. Yani yurtdışında yapılan algı operasyonlarına çanak tutacak açıklamalardır. Bu açıklamaları ülkem adına çok talihsiz buluyorum.’’ şeklinde konuştu.
TÜRKİYE’DE SON SÖZÜ MİLLET SÖYLER
Son dönemde Avrupalı gazetelerde ve televizyonlarda Türkiye’de medya özgürlüğü konusunda problemlerin olduğu ve adalet olmadığı yönünde yapılan haberlerin bilinçli bir kampanya olup olmadığı sorusu üzerine sözlerine devam eden, Karaaslan: ‘’ Son zamanlarda yapılan bu haberlerin, açıklamaların birbiriyle ilişkili ve senkronize halde yürümesi aynı kanaldan yönetildiği izlenimi vermektedir. Çünkü bakıyorsunuz bir ülkenin Türk asıllı Bakanı açıklama yapıyor ve vatandaşlıktan çıkmak istediğini söylüyor. Diğer taraftan bakıyorsunuz Ana Muhalefet Lideri bu ülkeye gelmeyin şeklinde açıklamalarda bulunuyor. Yurtdışındaki malum algı operasyonları zaten ortadadır. Bunların eş zamanlı, aynı kaynaktan beslenen açıklamalar olduğunu düşünmemek elde değil. Bu yönüyle de tehlikeli buluyorum. Biz millet olarak yakın tarihte çok büyük bir mücadele verdik. Henüz bu mücadeleden bir yıl geçti. Ama şimdi dünya da çok yaygın olan başka bir yöntemle, algı operasyonuyla ülkemize zarar verme çabasındalar. Fakat bu operasyonların milletimizde karşılığı yoktur. As olan milletin ne söylediğidir. Türkiye’de son sözü millet söyler. Bu irade, bu iktidar milletin son sözü söylediği bir sistem kurabilmek için çok büyük bir mücadele verdi. Bugün aslında Ak Partinin verdiği mücadelenin dayandığı en güçlü arguman budur. Yani Milletin son sözü söylediği, karar mekanizmasının tam da ortasında milletin olduğu yöntemdir. Ama başkasından medet umanlar, hele ki yurtdışı ülkelerden medet uman bu açıklamaların millette asla bir karşılığı olmaz. Ama ülkem adına bu açıklamalara üzülüyorum.’’ Dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.