İnsanlar her nedense her şey olup bittikten, işler bozulduktan, ortaya kötü bir sonuç çıktıktan sonra,
"Niçin böyle yaptın, şöyle yapsaydın, bu yolu tutmalıydın"
Gibi sözler söylemeyi alışkanlık edinmişlerdir. Önemli olan yapma biçimindeki yanlışlığı, tutulan yoldaki tehlikeyi önceden görmek ve uyarıda bulunmaktır.
İş işten geçtikten sonra verilen öğütlerin değeri yoktur.
İşte bu nedenlerledir ki atasözlerimiz bu noktada çok büyük önem ve değer kazanır.

Bu günkü yazıma başlarken diyorum ki; "Araba devrilince yol gösteren çok olur..." yada "İş işten geçtikten sonra verilen öğüdün değeri yoktur."
Tıpkı AK Parti ve MHP'nin birlikte girdiği,
İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlığı seçiminde Cumhur İttifakı ile CHP ve İYİ Partinin oluşturduğu
Millet İttifakının zaferi sonrası konuşulanlar gibi..
Ne dedi bu nedenle Cumhurbaşkanı Sayın Erdoğan; “Siyaset anlayışımızda millete küsmek, milleti suçlamak asla yoktur. Halkın verdiği mesajları görmezden gelerek kulağımızın üstüne yatamayız.”

İşte bunlarla birlikte seçim öncesi yaşanan yandaş medyanın da şişirme haberlerinden kaynaklı kaybedilen seçimden anekdotları hatırlayalım. Vatandaşlar neye kızdı!?
“AK Parti 23 Haziran'da neden kaybetti, sıralı tam liste!” 
1- Adana’da öğretmen olduğu söylenen Nazlı isimli kadının izleyenlere, "bu kadınla aynı partiye oy vermeyeceğim" dedirten kadının görüntü ve söylemleri.

2- 31 Mart yerel seçimlerinden sonra 23 Haziran sürecine Cumhur İttifakı adayı Binali Yıldırımın, seçimin yenilenme sebebi olarak “çünkü çaldılar” ifadesini kullanması.
AK Parti destekçilerinin “çünkü çaldılar” sloganıyla binlerce paylaşımda bulunması.
3- Eski Başbakan Ahmet Davutoğlu taraftarlarının  sosyal medyada yaygınlaşan videolar da ağır yenilginin “Seven” filmine benzetilmesinin yanı sıra “Kibir, aç gözlülük, şehvet düşkünlüğü, kıskançlık, oburluk, öfke ve tembellik” olarak gösterilmesi.
Daha vahimi,  “Erdoğan bu hezimetin en büyük sorumlusu” denilmesi!?
Yetmesi son günlerde hükümeti sözde desteklediği söylenen ve düşünülen Yeni Akit gazetesi Haber Müdürü Murat Alan'ın bir programda "O hizaya gelmeyen apoletli Generalleriniz hepsi Erdoğan'ın arkasında saf tutuyor. Oynaya oynaya eşşek gibi saf tutacaklar. Bu ülkede demokrasi varsa bunu AK Parti iktidarı oturttu” ifadelerini kullanması!
Bu sözler tüm Ülkede olduğu gibi özellikle oy kullanacak İstanbul seçmenlerinin gözüne adeta soka soka yapılması büyük tepki çekmişti.
Bunlar yetmezmiş gibi ekonominin dar boğazı dikkate alınmazken Suriyeliler konusu ve daha vahimi bebek katili hain Apo'nun, PKK'ya destek verdiği için hapishanede olan Selahattin Demirtaş'ın mektupları son nokta oldu.
Daha neler neler sayabiliriz ama akılda kalan ilk olaylar bunlar.
Şimdilerde gündem savaş tamtamları ile çığırtkanlıklarına doğru yöneltilirken,dikkat çeken diğer bir konuysa AK Parti kurucu üyesi ve eski bakan Ali Babacan'ın Genel başkanlığında kurulduğu dillendirilen "HUZUR PARTİSİ" diye bir partinin kurulduğu ve halka iyi bir algı için uğraşıldığı izlenmekte.
AK Parti tükeniyor bu noktada herkes aynı fikirde olsa bile ne kurulacak ya da kurulduğu dillendirilen Huzur Partisi, ne Davutoğlu'nun kuracağı diğer parti hepsi hikaye. Hedefte ülkede kaos ortamı oluşturmak ve ülkeyi batağa sürüklemek. Ak saçlılar, 16'lılar, Derin Devlet adını her ne derseniz deyin kısacası "VATANIN GERÇEK SAHİPLERİ OLAN BU MİLLET" en son sözü söyleyecektir.

Kimse bu Devleti sahipsiz sanmasın. Dedik ya en güzel son cevabı bu millet verir.

Tıpkı 2002 de başlayan sevda serüvenine motor freni olarak23 Haziran' da "DUR" diyen millet.

Önümüzde ki tehlikede de dünyaya en güzel duruşu da tepkiyi de verecektir. Kimse heveslenmesin.

Dünyanın paralı maymunları unutmayın bu millete "TÜRK MİLLETİ DENİYOR."

Unuttuysanız dedelerinize, atalarınıza yetmediyse tarih sayfalarınıza bir daha dönüp bakın.

Türk' e yan bakanın ocağını kazar ateşimizi yakarız. Yüreğiniz yetiyorsa buyurun...

Ne güzel demiş Atam;

"Ey Türk üstte gök çökmedikçe, altta yer delinmedikçe senin ilini ve töreni kim bozabilir!?"

Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...