Başbakan Yardımcısı Bülent Arınç, "Gezi olayları sırasında çok hazırlıksız bir biçimdeydik? Böyle olayların büyüyeceğini toplumsal hale geleceğini hiç düşünmemiştik" dedi.
Başbakan Yardımcısı Arınç, 6. Büyükelçiler Konferansı'ndan yaptığı konuşmada, yurtdışında tutuklu gazetecilere ilgili olarak yanlış algının oluştuğunu söyleyerek, "Elimizdeki argümanlar çok güçlü. Ama onlar oraya döndüklerinde gazetelerde farklı şeyler yapılıyor farklı raporlar yazılıyor ve Türkiye itham ediliyor. Türkiye'de gazeteciler tehdit altında yüzlercesi hapiste konuşmak artık suç haline geldi gibi, karalayıcı ve suçlayıcı ifadeleri oluyor. Mesleki ifadeleri nedeniyle hiçbir gazeteci hakkında dava açılmadığını söylüyoruz" ifadelerini kullandı.
Basın özgürlüğü konusunda batı ülkelerindeki Türkiye aleyhine olan haberlere dikkat çeken Arınç, "Özellikle Amerika kıtasında Avrupa'da ısrarla işlenen konu Türkiye gazetecilerin özgürlüğü bakımından şu sıradan şu sıraya çıktı gibi haberler Bu konuda neler yapmalıyız. Yasal düzenlemelerin yanında bir algıyı nasıl değiştirebiliriz, bu yanlışlıkları basınla ilişki kurmak suretiyle mi, yoksa başka yolla mı nasıl giderebiliriz. Bunların fevkalade iyi düşünülmesi lazım. Türkiye ve yurt dışında zaman zaman çok toplantılar yaptık. En son Kuzey Amerika medya buluşmasında yüze yakın gazeteci arkadaşımızla oturduk. Yine Amerika'da pek çok düşünce kuruluşunda görüşmeler yaptık. Joe Biden ile de bir görüşmemiz oldu. Bunların hepsinin faydalı olduğunu düşünüyoruz. Bazen Paris bazen Almanya'da, bazen başka ülkelerde medya buluşmaları yapıyoruz" diye konuştu.
"Mayıs ayından sonra Türkiye'de yaşanan bazı olaylar, batı ülkelerindeki Türkiye imajını biraz zedelemiş olabilir” diyen Arınç, şunları kaydetti:
“Mayıs ayında Türkiye'de her şey olumlu noktada pik yapmışken, en büyük yatırımların başladığı, artık faizlerin düştüğü enflasyonun yerlerde süründüğü ve Türk parasının kıymetlenip adeta şaha kalktığı bir yerden, yani bunu ekonomik anlamda söylüyorum. Üst üste yaşanan bazı olaylar, Haziran ayındaki Gezi olayları daha sonra şimdi halen etkisini sürdüren bazı bir başka olayların batıda özellikle farklı algılandığını ve Türkiye üzerinde soru işaretleri meydana getirdiğini, bu çabanın özellikle sürdürüldüğünü görüyorum. Gezi olayları sırasında çok hazırlıksız bir biçimdeydik. Böyle olayların büyüyeceğini toplumsal hale geleceğini hiç düşünmemiştik. Çevre duyarlılığıyla başladığını zannettiğimiz olaylar. Sonra bütün illere adeta bir büyük el tarafından yönlendirilmek suretiyle sıçradı. O zaman savaş muhabirlerinin birkaç gün öncesinden İstanbul’a gönderildiğini ve bazı ülkelere saatlerce canlı yayın yapıldığını ve bu canlı yayınlara özellikle bu olayların bir karmaya olarak tarif eden insanların çalıştığını gördük ve sonrasında mesela Kazlıçeşme mitinginde 1 milyon insan Sayın Başbakana destek için toplanırken, hızını alamayan CNN International'ın gezi parkı toplantısı diye törenleri verdiği ortaya çıktı. Kendileriyle görüştük yaptıkları bazı yanlışları kabul de ettiler. Dış planda söylemiyorlar ama biz çok iyi biliyoruz. Dolayısıyla bir kurgu Türkiye'nin imajını yıkmak zedelemek amacı güttüyse, siz inanıyorum ki dış ülkelerdeki dostlarımız büyükelçilerimiz bunun içinde yaşıyor."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.