Asimetrik bir saldırı ile karşı karşıyayız

Asimetrik bir saldırı ile karşı karşıyayız
Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye'nin dış kaynaklı ancak içeride uygulanan asimetrik bir saldırı ile karşı karşıya olduğunu söyledi

Başbakan Binali Yıldırım, Dolmabahçe Çalışma Ofisi’nde kadın girişimcilerle bir araya geldi. 130 kadın girişimcinin katıldığı toplantıda konuşan Başbakan Yıldırım Türkiye’nin büyük tehditlerle karşı karşıya olduğunu vurguladı.

“Asimetrik bir saldırı ile karşı karşıyayız”
Türkiye’nin büyük bir savaş verdiğini belirten Yıldırım, “İçeriden değil, dış kaynaklı ama içeride uygulaması yapılan maalesef bir asimetrik saldırı ile karşı karşıyayız. Özellikle son 5-6 yılda Irak ve Suriye’deki yönetim boşluğu orada terör örgütlerinin palazlanmasına, terör örgütleri marifetiyle o bölge üzerinde bazı ülkelerin emellerinin gerçekleştirilmesi için güzel bir zemin oluşturdu. Bize bunun zararı var. Zararı ne. Bize bu terör olarak dönüyor. Zaten 40 yıla yaklaşan bir terör sorunumuz var. Bu istikrarsızlık bu terör sorununu tekrar canlandırdı. Ne yapacağız. 911 kilometre Suriye 350 kilometre Irak’la var. Bütün bu sınırlarımızın her karışını kontrol etmemiz lazım. Ancak Türkiye zor bir araziye sahip. Hele hele Irak sınırında oraları fiziki olarak kontrol etme şansı hiç yok. Onun için savunma ve caydırıcılık kabiliyetinizi arttırarak bunu yapabilirsiniz” diye konuştu.

“Terör örgütü artık ‘Kuralsız asimetrik saldırı yapın’ diyor
Türkiye’nin terörle mücadele konseptini savunmada, taarruza dönüştürdüğünü vurgulayan Yıldırım, “Türkiye içinde özellikle bu hendek siyasetinin hemen sonrasında terör örgütü büyük bir bozguna uğradı. Bunun üzerine Güneyimizdeki ülkelerden ciddi anlamda destekler gelmeye başladı. Orada maalesef yapılan DEAŞ, PYD ve diğer terör grupları elde ettikleri silahları PKK’ya vermeye başladılar. Bunlara silah verenler de belli. Bu silahlar bu sefer yurt içinde terör faaliyetlerinde kullanılmaya başlandı. Bu da terörle mücadele bizim işimizi zora soktu. Çok gelişmiş silahlar elde ettiler. Bunların hepsini topladık. Kırsalda hiçbir gücü kalmadı. Bunun için terör örgütü artık talimatlarını şöyle veriyorlar. ‘Kuralsız asimetrik saldırı yapın. Herkesin elinde ne imkan varsa kullansın ve ses getiren eylemler yapın’ Şu anda mücadele bu boyutta. Bunun için de gerekli teknik altyapımızı da arttırıyoruz. Güvenlik ile ilgili istihbarat altyapımızı da güçlendiriyoruz. Yüzlerce olayı engelliyoruz ama bir tanesini kaçırdığımız zaman çok büyük, hepimizi üzen bir sonuç ile karşı karşıya kalıyoruz” şeklinde konuştu.

“Suriye’de bulunma sebebimiz vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak”
Fırat Kalkanı operasyonuna ilişkin eleştirileri de yanıtlayan Yıldırım, “Bazıları diyor ki ‘Fırat Kalkanı’nı niye başlattınız, Orada ne işimiz var’ Bu Fırat Kalkanı başladıktan sonra Türkiye bölgede işin içine tam anlamına girdi. Peki başlatmasaydık. Gaziantep’in ortasına füze düşüyor. Kilis’in ortasına füze düşüyor. ‘Nerede bu devlet, niye bunlara bakmıyor’ deniyor. Bakmanın yolu tehdidi kapıya gelmeden durdurmak. Bizim Suriye toprağıyla ne işimiz var. Bizim orada bulunma sebebimiz, güney sınırında yaşayan vatandaşlarımızın güvenliğini sağlamak, gelen tehditleri engellemek” ifadelerini kullandı.

“Bırakın sırtımızı sıvazlamayı da biraz yük alın”
Türkiye’nin Halep’te sivillerin tahliyesindeki rolünü hatırlatan Yıldırım, dünyanın gelişmiş ülkelerini eleştirerek “Bugün Dünya büyük bir duyarsızlıkla izledi Halep’i. Tek Türkiye yaptı. Türkiye o ateş çemberinin içine girdi 45 bin insanı oradan çıkardı. Şimdi herkes ABD’den Avrupa’ya kadar ‘Türkler büyük iş başardı’ diyor. Bırakın sırtımızı sıvazlamayı da biraz yük alın. Bu dünya hepimizin ortak mirası. Nimetleri paylaşırken en önde gidiyorsun, sorunlara geldiği zaman nasihat veriyorsun. Biz böyle bir dünya hayat etmiyoruz. Bizim hayal ettiğimiz nimette de külfette de yük alan bir dünya. Bu anlamda Türkiye geleneği ile, tarihi ile ters düşecek hiçbir işin içinde olmadı. Hem evimizin içini olabildiğince güvenlikli hale getirmeye çalışırken, bir yandan da evinden barkından ayrılmak zorunda olan milyonlara kucak açtık. Onlarla aşımızı paylaştık. Biz bize yakışanı yaptık. Bundan da asla pişman değiliz. Bizi farklı kılan da bu” dedi.
“Biz istiyoruz ki vesayet sistemini ortadan kaldıralım”
Başbakan Yıldırım dünyada yaşanan ekonomik krize rağmen Türkiye’nin büyümeye devam ettiğine dikkat çekerek, aynı dönemde mega projelerin de hayata geçirildiğini kaydetti.

Yıldırım, Avrasya Tüneli projesi sırasında yaşanan sıkıntıları da anlatarak şunları söyledi;
“Bu projeyi Devlet Planlama Teşkilatı’ndan onaylatmak için 1.5 sene uğraştık. İlk günden trafik tahminleri beklediğimizin üstüne çıktı. Türkiye neden daha hızlı yol alamıyor bürokrasiden. ‘Sen Başbakansın şikayet mi ediyorsun’ diyebilirsiniz. Gerçekleri saklamanın anlamı yok. Biz istiyoruz ki bu vesayet sistemini ortadan kaldıralım. Mili irade kime yetik verdiyse o sürede mazeret değil iş üresin. Vatandaşın karşısına gidince ‘ben bu işi yapacaktım anayasa şöyle dedi, mevzuat şöyle dedi’ Bu mazeretlerden vatandaş artık bıktı usandı. Eğer ben yetki verdiysem size sonuna kadar güvenmem lazım. Seçim dönemi geldi hayal kırıklığı yaşadıysam gereğini yaparım. Biz de maalesef geçmişten gelen 1960 anayasasından bu tarafa milli iradenin dışında milletten güç almadan siyasete ortak olma hevesi hep oldu. Bu dönemde de oldu. Biz bu dönemde çok pabuç bırakmadık. 2007’de oldu onu geri çevirdik. 17 Aralık’ta oldu onu geri çevirdik. 15 Temmuz’da altın vuruşlarını yapmaya çalıştılar, ona millet olarak herkes ayağa kalktı. Orada parti yoktu artık herkes vardı. Millet geleceği sahip çıktı. Eğer o duruş olmasaydı bugün hiçbirimiz burada olmayacaktık. Ülkeyi de demokrasiyi de bu millet canı pahasına o gece korudu. Hem 15 Temmuz’da hem de bu cennet vatan savunmasında hayatını kaybedenlere Allah’tan rahmet diliyorum”

Başbakan Yıldırım Türkiye’nin en büyük gücünün gençleri olduğunun altını çizerek, “Bu çocukların dağlarda orada burada yok olmasına ya duyarsız kalacağız, ya da daha güzel bir ülke için onların en iyi şekilde hazırlayacağız. Geçen sene dağa çıkışlar ortalama yılda bin 500 kişi idi. Şimdi geçtiğimiz 2 ayda sadece 3 kişi dağa çıktı. Oradaki insanlarımız artık yüzünü devlete döndüler. Ama bir soru soruyorlar. Devlet tekrar bizi bu alçakların eline bırakacak mı? Haklı bir soru. Asla bir daha o kötü tecrübeyi yaşamayacağız. Oradaki gençlerimize sahip çıkıyoruz. 23 ilde süper teşvik tedbirleri aldık. Daha resmi çağrı yapmadık 10 milyar TL’lik müracaat oldu yatırım için. İşte size fırsat. Güneydoğu’da Doğu’da müthiş bir yatırım imkanı var. Sadece yatırım yapmayacaksınız, ülkemizin o bölgesindeki insanlarımızın geleceğine de katkı sağlayacaksınız. Hem sorumluluk hem ticaret, ikisi bir arada. Destek isterseniz destek burada. Fabrikanızı yapıyoruz. İşletme için destek veriyoruz. Yetmedi vergi muafiyeti var, prim hususu var. Bazı ürünlerde de alım garantisi veriyoruz. Kadın girişimcilerden erkeklerden önce bir adım atmalarını bekliyorum” ifadelerini kullandı.

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir