Türkiye Barolar Birliği silahlı terör örgütü üyeliğinden ceza alan şahısa avukatlık yetkisi verince, Adalet Bakanlığı’nın Avukatlık Kanunu'ndaki “Avukatlık mesleğine yaraşmayacak tutum ve davranışları çevresince bilinmiş olmak” maddesinin iptali için açtığı dava Anayasa Mahkemesi’nde sonuçlandı.Alınan bilgiye göre, ismi açıklanmayan bir il Baro tarafından 28 Aralık 2011 tarihinde M.O. adlı şahısa verilen avukatlık mesleğine kabul kararı hakkında, Türkiye Barolar Birliği’nce verilen uygun bulma kararının ardından Adalet Bakanlığı, avukatlık mesleğine kabul edilen şahısın İstanbul 3 Nolu Devlet Güvenlik Mahkemesi’nde 24 Temmuz 2000 tarihinde yasa dışı silahlı terör örgütüne üye olmak suçundan 12 yıl 6 ay hapis cezası almış olması nedeniyle “avukatlık mesleğine kabul kararı”nın Avukatlık Kanunun 5. Maddesindeki
“Avukatlık mesleğine yaraşmayacak tutum ve davranışları çevresince bilinmiş olmak” kapsamında bulunması nedeniyle bir kez daha görüşülmesini istedi. Türkiye Barolar Birliği’nin ise 3 Şubat 2012 tarihli kararında, daha önce alınan kararda ısrar edilmesi üzerine Adalet Bakanlığı Ankara 11. İdare Mahkemesi’ne söz konusu şahısın avukatlık mesleğine kabul kararının iptal edilmesi için dava açtı.Ankara 11. İdare Mahkemesi ise Anayasa Mahkemesi’ne başvurarak, 19.3.1969 günlü, 1136 sayılı Avukatlık Kanunu’nun 5. maddesinin birinci fıkrasının “Avukatlık mesleğine yaraşmayacak tutum ve davranışları çevresince bilinmiş olmak” şeklindeki (c) bendinin Anayasaya aykırı olduğu iddiasıyla iptal talebinde bulundu.
Anayasa Mahkemesi Avukatlık Kanunu’ndaki “fıkrasının “Avukatlık mesleğine yaraşmayacak tutum ve davranışları çevresince bilinmiş olmak”
şeklindeki ifadeyi Anayasaya aykırı bularak oybirliği ile iptal etti.Anayasa Mahkemesi’nin iptal kararı gerekçesinde, “İtiraz konusu kuralda, adayın avukatlık mesleğine yaraşmayacak tutum ve davranışlarının çevresince bilinmesi durumunun avukatlık mesleğine giriş engeli olacağını
hükme bağlamaktadır. Kuralda yer alan “avukatlık mesleğine yaraşmayacak tutum ve davranışlar” ile söz konusu tutum ve davranışların “
çevresince bilinmesi” kavramlarının muğlak ve objektiflikten uzak olduğu açıktır. Kuralda, adayların hangi tutum ve davranışlarının avukatlık ile
bağdaşmayacağına ve bunların çevrece bilinmesinin ne demek olduğu belirtilmemiştir. Bu nedenle avukat adaylarının mesleğe kabulünde
barolara sınırları belli olmayan geniş bir takdir yetkisi verilmektedir. Dolayısıyla, mesleğe kabul edilmeme sonucunu doğuran nedenlerin tespiti
noktasında barolara geniş bir takdir yetkisi tanıyan itiraz konusu kural, avukat adayları için öngörülebilir olmadığı gibi baroların keyfi yorum ve
uygulamalarına karşı da yeterince koruma sağlayacak nitelikte olmadığından hukuki güvenlik ve belirlilik ilkelerine aykırıdır” ifadeleri yer aldı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.