Tanıtma başkanlığı adı altında düzenlenen Programa; Çorum’dan 12. Bölge Sorumlusu Ayten Yiğit ve Saadet partisi Samsun Kadın Kolları Teşkilatı katıldı. Saadetli hanımlar hocaları Prof. Dr. Necmettin Erbakan’a ahde vefalarını göstermek adına dolu dolu bir program düzenlediler. Programda Merhum Erbakan’ın 40 yıllık yaşamı boyunca nasıl yaşadığı, icraatları, ülkesi uğruna ne savaşlar verdiği, bu uğurda çok büyük fedakârlıklarda bulunduğunu anlatan “AHDE VEFA” adlı sinevizyon yayınlandı. Yayınlanan sinevizyon esnasında duygulu anlar yaşandı.
Sinevizyon sonrası açılış konuşmasını yapmak üzere kürsüye gelen, İlçe Kadın Kolları Başkanı Emine Kuşak “Milli Görüş Camiası olarak hüzün yılını yaşamaktayız. 40 Yıl önce “Ahlak ve Maneviyat “diyerek yola çıkmış olan Milli Görüş Lideri Merhum Hocamız bugün aramızda yoklar. 12 Haziran 2011 seçimlerine o olmadan girmenin buruk acısını ve kaybını yaşıyoruz. Acı kayıp diyorum çünkü kendisini kaybı âlemine uğurladıktan sonra hissedilen ve yıllarca sürecek olduğuna inandığımız manevi boşluğu yaşamaktayız. Bir taraftan da sevinçliyiz. Çünkü o bize öyle güzel bir ruh aşıladı ki; geride bıraktığı yüksek ideal ve projelerini sadakatle, disiplinli ve bilgili bir şekilde takip etmeye devam edeceğiz. Merhum Hocamız bugün bedenen aramızda yoklar ama o nun bizlere aşılamış olduğu Milli Görüş ruhu kanımızda dolaşmakta. Ondan çok şey öğrendi Milli Görüş Kadrolarımız. “O” bizlere yaşadığı çağdan sorumlu olmayı öğretti. Başkaları önündeki ağacı kurtarmaktan acizken, ağaçla birlikte ormanı da düşünmenin derdine düşmek bilincini aşıladı. Şartlara teslim olmak yerine şartları teslim almayı öğretti. Her doğan güneşle yeniden doğmak, güneş gibi olup, gittiği her yeri aydınlatmak gerektiğini ve bazen Elif gibi yalnız kalmak ama yine de Elif gibi hep dik durmak gerektiğini öğretmiştir. Merhum Hocamızın sıkça andığı ve model aldığı Sahabe efendimiz “Eba Eyyub el Ensari”nin mevzinin son noktasına varıp şehid olduğu gibi; Merhum Erbakan Hocamız da son nefesine kadar, ümmet, millet ve insanlığın barışı için çarpan bir yürekti. “O” bir milletin Hocası ve Lideri idi; Şimdi Atası oldu. Aramızdan bir kutup yıldızı kaydı ama sancak yere düşmedi, yeniden tüm gönüllerde dalgalanıyor ve sonsuza dek dalgalanacak! Makamın Cennet olsun Sevgili Hocam” dedi.
Saadet Partisi Çarşamba Kadın Kolları Başkanı Emine Kuşak’ın ardından söz alan 12. Bölge Sorumlusu Ayten Yiğit de şu sözleri ifade etti: Yiğit, “Bir çiçekle başlayan baharın nadide çiçeğinin aramızdan ayrılmasının ardından tam 3 ay geçti. Bu gün hala yediden yetmişe herkes Merhum Hocamızın dava adamlığını, örnek kişiliğini, mücadelesini, dâhiliğini, zeka ve azmini, nüktedanlığını ve veciz sözlerini anlatıyor. Bizler darağacında siyasetin yapıldığı bir zamanda O’nun ve diğer dava arkadaşları büyüklerimizin yanında değildik belki ama Milli Görüş camiasına ve bu aziz topluma verdiği mesaj ve bıraktığı yüksek idealler den her zaman feyiz aldık ve ondan çok şeyler öğrendik. Zira dava adamları, gösterdikleri işaretlerle insanlara yakın veya uzak fark etmez, yükselen değerlerin haykıran sesi olarak da tesir edebilirlerdi. Yolu uzun, zorlu ve çilelerle doluydu ama “O” yürümeye karar verdi ve yürüdü. Hayatı mücadeleler ile geçti. Tutsak edildi ama fikirleri olanca hızla dünya mazlumlarına ve Müslümanları arasında yayıldı. İnsanlığa ahlak ve maneviyat bilinci yanında Teknolojik Sanayi Devrimi, Adil Düzeni, İttihad-ı İslamı ve nice ufuk ötesi ideal ve projeleri bizlere miras bıraktı. Son nefesine kadar davasının peşinde mücadele vermesine bir anlam veremeyenler olmuştu. Onlar “bu yaşta neden mücadele ediyor?” diyor ve bu mücadelenin kutsallığının idrakine varamıyorlardı. Bu kimseler dava adamlığıyla siyaset adamlığını birbirine karıştırıyorlardı. Siyaset adamlığında çalışmalarınız, yaşınız ve imkânlarınız dikkate alınarak bir süre sonra sona erebilirdi ama dava adamlığı hayatımızın sonuna kadar devam edecek bir mücadeleyi gerekli kılıyordu. Bu yönüyle Hocamız dava adamlığıyla siyaseti ustaca birleştiriyor ve insanlığa dünya lideri olarak ilham veriyordu. O büyük hedeflere yelken açmıştı. Çünkü, davası büyük, mesafe uzun ve yapılacak iş çoktu. Tarihte büyük bir misyon üstlenmiş olan Türkiye’nin
Batı’ya özenmesinde ki garipliği yakından gördü. Türkiye’ye, Batı’ya kuyruk olmak değil, “lider” olmak yakışırdı. Hocamızın bütün mücadelesi, Türkiye’nin tarihi görevini yerine getirmesi, yeniden insanlığa öncülük etmesi içindi. Erbakan Hocamız da asrımızın Siyonist karanlığıyla mücadele eden ve insanlığın kurtuluşu için çalışan nadide bir liderdi. Biz şahidiz ki, O son anına kadar davasının peşindeydi. Hastane de bile! Davasını unutmayacak kadar. Bu yönüyle, Hocamızın, örnek hayatının yanında, misyonu ve onun yılmaz takipçileri genç hanımlar ve beyler yeni nesillere yol göstermeye, bir ışık olmaya devam edeceklerdir. Allah Hocamızdan razı olsun! Bunun için benim görüşüme göre; Baharı başlatan ilk çiçeğe yönelik vazifelerini yapamadıkları için içleri yananlara sesleniyoruz: 12 Haziran seçimlerinde şu dereye bir bardak su da sen dök ki: SAADET; Meclise, Milli Görüş; İktidara inşallah” dedi.
Nurhan GÜZEL – Fatma TAŞDELEN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.