Milli Savunma Bakanı Akar, beraberinde Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Güler, Kara Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Ümit Dündar ve Hava Kuvvetleri Komutanı Orgeneral Hasan Küçükakyüz ile geceyi Hatay'da sınırın sıfır noktasındaki Taktik Komuta Merkezi'nde geçirdi. Sabahın ilk ışıklarına kadar İdlib'deki faaliyetleri, rejim hedeflerine yönelik operasyonu sevk ve idare eden Akar, "Milletimize ve hudutlarımıza yönelik her türlü tehdit ve tehlikeye karşı mücadelemizi ölürsem şehit kalırsam gazi anlayışı içerisinde azim ve kararlılıkla sürdürmekteyiz" diye konuştu.
Sınırların güneyinde oluşturulmak istenen terör koridorunu engellemek maksadıyla Fırat Kalkanı, Zeytin Dalı ve Barış Pınarı harekatlarının başarıyla icra edilmeye devam ettiğini belirten Akar, "İdlib'de 6 Mayıs 2019'da başlayan ve artarak devam eden rejimin kara ve hava saldırıları sonucunda büyük bir insanlık dramı yaşanmaktadır. Buna bağlı olarak radikalleşme ve göç artmış, bin 500 masum sivil insan hayatını kaybetmiş, 5 binden fazlası yaralanmış ve 1 milyon 335 bin kişi evlerini ve topraklarını terk etmek zorunda kalmıştır. Evlerini terk etmek zorunda kalan halk Suriye'nin diğer bölgelerine değil, Türkiye sınırına yönelmiştir. Bunun nedeni de çok açıktır. Amaç rejimin zulmünden kaçmaktır. En açık şekilde ifade etmek isterim ki tarihi ve kültürel bağlarımız bulunan komşumuz Suriyeli kardeşlerimizin yaşama hakkını korumak tarihi, insanı ve vicdani sorumluluğumuzdur" ifadelerini kullandı.
"Kalıcı ateşkes ve istikrarın sağlanması asıl amacımızdır"
Bakan Akar, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"BM Sözleşmesi'nin 51'inci maddesinde yer alan meşru müdafaa hakkı ile Adana, Astana ve Soçi Mutabakatları çerçevesinde ateşkesi sağlamak, göçü önlemek, bölgede yaşanan insanlık dramını sona erdirerek, birliklerimizin, halkımızın ve hudutlarımızın güvenliğini sağlamak maksadıyla İdlib'teki faaliyetlerimizi sürdürüyoruz. Bu çerçevede karşılıklı mutabakatlardan doğan tüm sorumluluklarımızı garantör ülke olarak yerine getirdik ve getirmeye devam ediyoruz. Bu doğrultuda Astana Mutabakatı'na uygun olarak alandaki birlik ihtiyacımızı da karşılamış bulunuyoruz. Kalıcı ateşkes ve istikrarın sağlanması asıl amacımızdır. Ancak birliklerimize, gözlem noktalarımıza ve mevzilerimize yapılacak saldırılara karşı meşru müdafaa kapsamında en şiddetli ve tereddütsüz karşılık verileceğinden kimsenin şüphesi olmasın. Meşru müdafaa kapsamında hedefimiz sadece birliklerimize saldıran rejim askerleri ve unsurları olacaktır."
Uluslararası kamuoyunun Türkiye ile benzer endişeleri paylaştığını, Soçi Mutabakatı kapsamındaki taahhütlerin eksiksiz yerine getirilmesi gerektiği çağrısında bulunduğunu vurgulayan Akar, şunları söyledi:
"27 Şubat'ta gerçekleştirilen menfur saldırıyı müteakip başlatılan Bahar Kalkanı Harekatı başarıyla sürdürülmektedir. Bugüne kadar bir İHA, 8 helikopter, 103 tank, 19 zırhlı personel taşıyıcı, 72 top/obüs/ÇNRA, 3 değişik hava savunma sistemi, 15 tanksavar/havan, 56 zırhlı araç, 9 mühimmat deposu ve 2 bin 212 rejim askeri etkisiz hale getirilmiştir. Atışlarımız ve faaliyetlerimiz planlandığı şekilde devam etmektedir. Aynı zamanda Rusya ile görüşmeler devam etmektedir. Gelinen aşamada Rusya'dan beklentimiz garantör ülke olarak taahhütlerini yerine getirmesi ve bu kapsamda rejimin saldırılarını durdurması ve Soçi Mutabakatı sınırlarına çekilmesi için rejim üzerindeki etkisini kullanmasıdır. Rusya'yla karşı karşıya gelmek gibi ne niyetimiz ne maksadımız var. Bizim oradaki tek niyetimiz rejimin katliama son vermesi ve böylelikle radikalleşmenin ve göçün önlenmesi. Açıkça ifade etmek gerekirse, garantör ülke olarak 'Rejimin yapacağı saldırılardan sorumlu değiliz' gibi bir açıklamayı kabul edilebilir bulmuyoruz. Garantör ülkeler olarak gerilimin azaltılmasında mutabık kalınmakla birlikte Soçi Mutabakatı'nın tüm gerekliliklerinin yerine getirilebilmesi için her türlü gayreti göstermeliyiz."
"Tüm çabamız öncelikle ateşkesin sağlanması, göçün önlenmesi ve akan kanın durdurulması ve bu suretle, bölgeye barış, huzur ve istikrarın bir an önce getirilmesidir” diyen Akar, “Bunda, bunu gerçekleştirmekte kararlıyız. Tüm bunların yanı sıra, Terörizmle Mücadele Harekatı, hudut güvenliği ve diğer yurt içi ve yurt dışı faaliyetlerimiz de başarıyla devam etmektedir. Burada bir kez daha vurgulamak isterim ki bugüne kadar şehitlerimizin kanını yerde bırakmadık, bundan sonra da bırakmayacağız. Bu vesileyle, 27 Şubat'ta şehit olan Kahraman silah arkadaşlarımızı defnettiğimiz son iki günde, bir kez daha ülkemizin ve asil milletimizin egemenlik ve bağımsızlığı için canlarını feda eden tüm şehitlerimizi ve ebediyete intikal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle yad ediyor, hayatta olan gazilerimize, şehit ve gazilerimizin kıymetli ailelerine, asil ve vefakar milletimize saygı ve şükranlarımı sunuyorum. İdlib başta olmak üzere karada, denizde ve havada yurt içinde ve sınır ötesinde zorlu hava ve arazi şartlarında görevlerini büyük bir kahramanlık ve fedakarlıkla yürüten kahraman silah ve mesai arkadaşlarıma da sağlık, esenlik içinde kazasız, belasız, hayırlı, başarılı görevler dilerim" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.