Çevre ve Şehircilik Bakanı Özhaseki, TGRT Haber televizyonunda “Gündem Özel” programında İhlas Medya Ankara Temsilcisi Batuhan Yaşar’ın sorularını cevapladı. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin ikinci tura kalacağı ve TBMM’de de çoğunluğun kaybedileceği iddiaları hatırlatılarak sahada durumun nasıl olduğunun sorusu üzerine Bakan Özhaseki “Eskilerin güzel bir sözü var derler ki, ‘tarlada izi olanın harmanda yüzü olur’ derler. Bizim tarlada izimiz var ve bu millete anlatacağımız o kadar çok şey var ki doğruları söyleyerek. Ama karşımızdaki grup algılar, yalanlar üzerinden devam ediyor. Onların çok tutacağını zannetmiyorum. Onların mumu da pazar günü akşam 5’ten itibaren sönmeye başlar" diye konuştu.
Bu ülkenin beka meselesiyle karşı karşıya kaldığını, son 2-3 yıl içerisinde 50 yıldır ülkede faaliyet gösteren örgütlerin gerçek yüzünün ortaya çıktığını anlattıklarını aktaran Özhaseki, "FETÖ diye bir bela var. Suyun aktığı gibi her delikten akarak herkese ulaşmışlar. Soldan sağa hiç ayırmadan söylüyorum. Bazen bunları siz büyüttünüz diyorlar. Öyle değil 50 yıl önce çıkmışlar rahmetli Ecevit en has adamlarıydı. Rahmetli Özal yurt dışında bunların temsilciliğini yapıyordu neredeyse. Niye iyi olarak gördüler. Onlara hep kibar yüzlerini gösterdiler. FETÖ diyor ki, ‘Ahirette bir tek şefaat hakkım olsa Ecevit’e kullanırım’ diyor. Bunların gerçek yüzünü ne zaman gördük. 15 Temmuz’dan bir iki yıl önce emareleri çıktı. En sonunda tasfiye edileceklerini anlayınca 15 Temmuz’da darbe teşebbüsünde bulundular. Lanet yüzleri o zaman ortaya çıktı. Biz bunu anlatmaya devam edeceğiz" şeklinde konuştu.
"Eski iktidarlarla kıyaslandığı zaman her bir alanda başarımız var"
"Eski iktidarlarla kıyaslandığı zaman her bir alanda başarımız var" diyen Özhaseki, "Yapmamız gereken çok iş var. Almamız gereken mesafe var. Ancak bizden önceki iktidarlarla hangi dönemle istiyorlarsa istesinler kıyaslarız, her bir alanda başarılıyız. Eskiden iktidarlar seçimler geldiği zaman sokaklara bazıları çıkamazlardı. Zordur iktidar olmak Türkiye’de" değerlendirmesinde bulundu.
Projelerini de anlattıklarını ifade eden Özhaseki, "Sokağa çıktığımızda her zaman bizim karşılığımız var, rahatız. Yüzümüz var insanların içerisine çıkmaya. Ben başka partili bir milletvekili arkadaşıma ‘sen biraz sinirlisin sakın sokağa çıkma seçimlerde.’ Niye dedi. ‘Her 10 metrede bir hakaret eden birisi olur, çıkma’ dedim. 'Doğru söylüyorsun' dedi. O adam sokağa çıkmadı. Eski iktidarlar dönemi böyleydi. Ben Kayseri milletvekiliyim. 5 dönem belediye başkanlığı yaptım. 700 metrelik bir mesafeyi parti karanfil dağıtarak yürümemi istedi. 3 saatte yürüyebildim ilgiden. Şimdi çok rahat, net görüyoruz. Arkamızdan püfür püfür rüzgarlar esiyor" açıklamasında bulundu.
"Nasıl onların değirmenine su taşıyacaksınız"
Bakan Özhaseki, konuşmasına şöyle devam etti:
"Karşınızdaki cenap bir araya gelmek için çatı aday bulalım diye önce ortaya çıktılar. Bir gayret içerisine düştüler. Şöyle tarif edilir, düşman kardeşler bir araya geldiler. Bize karşıtlıktan dolayı, Recep Tayyip Erdoğan düşmanlığından dolayı bir araya gelmiş birbirine benzemezler grubu. İçerisine dini yönleri ağırlıklı arkadaşlarda var, Marksist, ateist gruplar da var, milliyetçi, Kürtçü arkadaşlarda var. Allah böyle bir iktidardan, beladan korusun bu ülkeyi. O partiler kendi içinde bile birliği sağlayamamış. Dışarıdaki 4 benzemez, 5 benzemezle nasıl sağlayacaklar. CHP bile kendi içinde 4 parçaysa eğer içinde en uç insanlar var, birbirlerine selam vermeyen düşman insanlar var. Şimdi bu partiyi siz Saadet ile yan yana getirin. SP’li arkadaşlarıma sesleniyorum. Sizin dedeleriniz, babalarınız zamanında dini eğiliminizden dolayı zulüm edildiğini anlattılar mı? Anlattılar. Babalarınız Demokrat Parti kurulma aşamasında ve ihtilal sonrasında zulümden bahsettiler mi? Bahsettiler. 28 Şubatlar yaşandı. Burada işin kumanda merkezine oturup da bu işi hareket ettiren amir kimdi? Dün tek parti zihniyetiydi, sonrasındaki CHP idi. Akıl veren bunlardı. Dedeme babama bana hayatı zehir eden inaçlarımdan dolayı hayatı zehir eden bir parti vardı CHP. Nasıl onların değirmenine su taşıyacaksınız. Belli ki oylar biraz düşük. Oraya atılan her oy Saadetli kardeşlerim tarafından CHP’nin hanesine yazılacak. İYİ Parti’de de MHP’ye kızmış milliyetçi arkadaşlar var. HDP’ye göz kırpan bir yapıya nasıl razı olacaksınız? Meral Hanım da Muharrem Bey de Demirtaş’a özgürlük diyorlar, gerekirse Demirtaş’ı biz Cumhurbaşkanı yardımcısı yaparız diyorlar. Karşı tarafta birbirine benzemez ve düşman kardeşler var. Onların ortak özellikleri Recep Tayyip Erdoğan’a düşman olmak. O gitsin de ne olursa olsun. O giderse ne olacak? Güya tespih imamesi gidecek ortalık dağılacak."
"CHP’yi değerlendirirken Deniz Baykal dönemi ve sonrası demekte fayda var"
"CHP’yi değerlendirirken Deniz Baykal dönemi ve sonrası demekte fayda var" diyen Özhaseki, "Deniz Baykal’ın bir kimliği, kişiliği, omurgası, duruşu vardı. Milli, yerli bir insandı ve ulusalcı bir damarı vardı. Sonrasında FETÖ’cüler bir operasyon çekti. FETÖ’cüler Kılıçdaroğlu’nu getirdiler. Her şeye müsait bir adam. İbretle izliyorum. Yerel yönetimler özerklik şartını tanıyacağız diyor. Avrupa Birliği’nin kendi üyelerine dayattıkları bir madde. Burada 31-32 tane ülke şerhli kabul etmiş. Türkiye’nin de 9 tane şerhi var bununla ilgili görüşmelerde. İki tanesini biraz esnettiler. Kardeş şehirler ilişkisi ve dava açma hakkını. Ama bunun dışındaki maddelerin her birisi tehlike içeriyor. Bu şu demektir kabaca, biz PKK’lı militanların çukur eyleminde ortaya koydukları öz yönetimi tanıyoruz demektir. Oradaki maddelere tek tek bakılırsa hepsinin nihai amacının orada federatif bir yapıya doğru götürdüğünü çok net kabul ediyoruz demektir. Eğer Allah korusun CHP gibi bir parti iktidara gelir AB’nin bize dayattığı yerel yönetimlere özerklik şartını tanıyoruz derse bunun manası oradaki federasyona tamam demektir. Mecliste HDP’nin en büyük destekçisi CHP idi. Kayyum belediyeleri meselesi var. Orada güya seçilmiş zorla aldıkları oylarla oturan belediye başkanları vardı. Her belediye başkanının arka odasında da 3 tane PKK’lı militan oturuyordu. Temizlik işçisi gözüküyor ama Kandil’in tanıdığı adamlar. Birinci işleri devletten gelen parayı bulabildiklerini, çalabildiklerini Kandil’e göndermek. Biz bu belediyelerde görevden alıp bu insanları yerlerine kayyum atadık. Kayyumlarda o bölgenin idari amiri pırıl pırıl hizmetleri başladı" diye konuştu.
Teröristlerin yaktığı yıktığı yerlerde binlerce ev yaptıklarını anlatan Özhaseki, "Oralara bizim kayyum atamamızın sebebi, dağa para göndermesinler bir, bizim gönderdiğimiz İller Bankası vasıtasıyla parayı alsınlar hizmete döndürsünler iki. Başka ne derdiniz olabilir bizim. Bu yaptığımız çok doğru bir hareketti. Yüzde 100 doğruydu. Fakat Mecliste CHP’liler ‘siz tek adamlık devrine doğru gittiniz, diktatör oldunuz, seçimle gelmiş adamları nasıl iş başından alırsınız.’ Çıktım dedim ki, el insaf ya. Vatandaş bana bu oyu verdiyse bunu çal Kandil’e gönder diye mi verdi. Hizmet et diye verdi. Çok yüksek oylarla bile seçilmiş olmak suç işleme özgürlüğü verir mi bana. Böyle bir şey olabilir mi? Kayyum işinde en çok bağıranlar CHP’liler oldu. Onların değirmenine su taşıyan da bir yapıları var" değerlendirmesinde bulundu.
"CHP’deki bu durum sürdürülemez. Bir iç hesaplaşmaya gidilir"
Bakan Özhaseki, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Eğer Deniz Baykal olsaydı bu PKK’lı akıma ve onun yaptıklarına karşı emin olun bir cümle bile sempatik gelecek bir şey söylemezdi. Ama Kılıçdaroğlu’ndan sonra iş düzeldi gitti onlara doğru yöneldi. Bir taraftan yerel yönetimlere özerklik şartlarını tanıyacağız diyor, bir taraftan kayyumlara karşı çıkıyor, orada yapılan her işe bağırmaya başlıyor. Şimdi de acaba ikinci tura bırakırız da seçimleri HDP’lileri yanımıza alabilir miyiz diye şirin gözükmek adına Selahattin Demirtaş’a özgürlük, onu cumhurbaşkanı yardımcısı yapacağız demeye başladılar. Atatürk’ün kurduğu partinin başındaki bir adam ve onun yardımcıları 23 tane vilayetin koparılıp aşağıda bir terör devleti kurma adımını nasıl kolaylaştırırlar. Oy için yapılabilir mi bu? Bu memleketin beka meselesi. PKK terör örgütüne de FETÖ’ye de IŞİD denen lanet örgüte de her gün hepimizin karşı olması lazım. Terör bir insanlık suçudur. Bunun yanında durulamaz ki onun için kolaylaştırılamaz. CHP’deki bu durum sürdürülemez. Bir iç hesaplaşmaya gidilir. Olacak manzarayı pazartesi gününden itibaren biliyoruz. Kazanlar kaynamaya başlar. Muharrem Bey bayrağı çeker. Ondan sonra etrafına topladıklarıyla olağanüstü kurultaya gidilir. Bir iç savaş sürer gider."
"300 tane yalan var içinde"
Kılıçdaroğlu’nun bu seçimlerden sonra da eve kapanamayacağını sabaha kadar uyayamayacağını söyleyen Özheseki, "Sabaha kadar kesin uyumaz. Referandumda olduğu gibi ya oylar çalındı yalanına başvurur. Yalan söylemekte zaten sınır yok. Benim belediye başkanlığım dönemimde adamcağız mecliste çıktı dosyalarla benim belediyemi beni suçlayarak 3 ay gezdi. Her bir konuştuğunu tespit ettirdim noter marifetiyle, savcılığa mahkemelere. Bunların adamlarının söyledikleri yalanlar. Kayseri’ye 19-20 milletvekili çıkarma yapıyorlar 300 sayfalık dosya getiriyorlar. 300 tane yalan var içinde. Bir tane olsun doğru bir şey söylesin. İnsanda utanma diye bir şey bunlarda. Algı üzerinden devam ediyor. Bunların hepsi yalan diye kararlar aldırdım. Yalancı dediğim için beni mahkemeye verdi. Yalanlarını ispat ettim mahkemede, mahkeme beni haklı buldu. Tescilli yalancı. Yalancı olduğuyla ilgili belge var bende. Sonrada paralar aldım. O paralarla da sucuk aldım vatandaşa dağıttım" ifadelerini kullandı.
"Koalisyon görüşmeleri sırasında o ortam olduğunda ‘siz şiddeti arttırın’ dediler PKK’ya. Ciddi bir proje bu"
CHP seçmeninden HDP’ye oy verilmesi çağrısına ilişkin değerlendirmede bulunan Özhaseki, "Bunun hesabını CHP’li delegelere olağanüstü kurultayda verecektir. Seçmenler de PKK’nın kuyusuna su taşıdığı için bunun hesabını acı acı soracaklardır. Bunların tek taktiği 3 sene önce Haziran seçimleri öncesinde bunlara akıl veren üst akıl dediğimiz malum büyük devlet, kucağındaki FETÖ ve bunların danışmanları çok güzel bir akıl verdi. Program aynen şöyle; PKK’nın siyasi uzantısı HDP bağımsız bir parti olarak girecek, CHP’nin en güçlü olduğu Şişli’den HDP’ye oylar çıktı biz bunları biliyoruz. CHP’nin genel başkan yardımcısına vekalet eden adam gider HDP’ye oy verir mi? Sonrasında HDP yüzde 10’u aşarsa AK Parti iktidardan düşecek, koalisyonlara mahkum olacak ve nihayetinde bir kargaşa olur, pazarlık olur ve güçsüz bir dönem başlar. Koalisyon görüşmeleri sırasında o ortam olduğunda ‘siz şiddeti arttırın’ dediler PKK’ya. Ciddi bir proje bu. ‘Çukurları kazın, arkasına geçin siperlere yatın, TC’yi sokmayın buraya, öz yönetim ilan edin’ ifadeleri böyle. Bir gece yarısı iki polis kardeşimizi evinde şehit ettiler, Kızılay’da patlama, Beşiktaş Stadı’nın önünde patlama, Ankara Garı’nda patlama, şiddet arttırıldı. Millet bıksın ve ‘ne istiyorlarsa verin’ havasını getirmek istediler. Bu taktiğin şiddetin arttırılması gibi birinci bölümü tuttu, fakat bizim dirayetli davranacağımızı bilemediler. Karar verdik şehirlere, köylere girip temizledik, dağları temizledik, bildiğiniz gibi yurt dışını temizliyoruz. Kararlarımızı görünce Amerika bile dize geldi şimdi Münbiç’te anlaşma ile çekiliyor. Birinci bölümü yeniden icraat safhasına sokmaya çalışıyorlar, HDP’ye baraj aştırıp 'acaba AK Parti’yi 300’ün altına çekebilir miyiz, Cumhur İttifakını çekebilir miyiz' tüm hesap bunun üzerine kuruldu. Böyle çirkin bir siyaset var ortada" şeklinde konuştu.
"Anayasa değişikliği için 300 kişiyi almak da yetmiyor. Boşuna üfürüp durmayın"
Muhalefetin seçim vaatlerini anımsatan Yaşar, 400 milyar lirayı bulan bu vaatlerin kaynağına ilişkin Özhaseki’nin değerlendirmesini sordu. Parlamenter sisteme geri dönülmesi vaadine dikkat çeken Özhaseki, "Bunu diyorlar da, anayasa değişikliği millet tarafından kabul edildi, Cumhurbaşkanlığı sistemine geçtik. Yeniden parlamenter sisteme dönmek için sizin sayı çoğunluğunu sağlamanız lazım. Anayasa değişikliği için 300 kişiyi almak da yetmiyor. Boşuna üfürüp durmayın, alacağınız oy belli. Zaten 20-25’lere çakılmış bir CHP, 5-7 bandında gezen öbür parti, yüzde 1-2 ile gezen bir parti, yüzde 10’a doğru yaklaşan bir HDP. Toplasanız bile nihayetinde 200 milletvekili zor ediyor. Parlamenter sisteme nasıl geçeceksiniz kardeşim, bunu niye söylüyorsunuz. Bu sadece hayalden ibaret, amaçları da nihayetinde referandum yüzde 50’leri biraz geçen oranda kazanılmıştı, oradaki ittifakı koruyabilir miyiz amacı. İkincisi, CHP, İYİ Parti veya Temel bey aday oldular madem, Türkiye’nin ufkunu açacak geleceğe taşıyacak şekilde ciddi projeler ortaya koyup, ekonomide, bilimde sanayide neler yapabileceklerini ciddi ciddi anlatmalarını bekledim. Eğer böyle bir şey anlatsalardı millet biraz inanabilirdi. Öyle bir şey yok, ilk günden beri Beştepe’yi satacağız, uçakları satacağız, TİKA’yı kapatacağız, yerli üretim otomobilleri durduracağız, Temel ağabeyim diyor ki Allah selamet versin hayretle izliyorum, ‘hızlı trenden hizmet mi olur, bunu durdururum’ diyor" diye konuştu.
Muhalefetin vaatlerinin tamamen bozmak yıkmak üzerine kurulu olduğunu dile getiren Özhaskeki, "Bu 400 milyarı nereden bulacaksın. ‘AK Parti biriktirdi ya’ diyor. 130 milyar dolar rezervimiz var, bunu şöyle düşünün; bir baba çalışmış ve biriktirmiş, devletin bir birikimi olur, savaşa giriyorsunuz, acayip bir coğrafyada yaşıyoruz, silahlar üretiyoruz. Siz buradaki parayı hayırsız evlat olarak alıp dağıtacaksınız. Öyle bir mantık olabilir mi?" diye değerlendirdi.
"Muharrem İnce'nin başörtüsü düşmanlığı vardı"
Muharrem İnce’nin camide çekilmiş fotoğraflarının ardından, düzenli olarak cuma namazına gittiğini dile getirmesine ilişkin konuşan Özhaseki, "Duam şu inşallah 5 vakte de başlasın, inşallah bundan sonra hep böyle devam eder Muharrem İnce’nin hayatı. Ancak seçim arifesinde kız kardeşini, annesini malzeme olarak kullanması, açılışlarda Kuran-ı Kerim okutup ellerini duaya açmaları, bunların hepsi biraz sırıtıyor. Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanı adaylığı öncesi ve sonrası var, öncesinde başörtü düşmanlığı var. TRT’deki bir memur için yazı yazıp da soruşturma isteyen biri değil mi? Bunlar seçmene artistlik hareketlerden ibaret" dedi.
"Kentsel dönüşümü en hızlı şekilde gerçekleştireceğiz"
İmar Barışı projesiyle ilgili son durum hakkında bilgi veren Bakan Özhaseki, proje ile İmar Yasalarını baştan sona yeniden düzenleme ve kentsel dönüşümü en hızlı şekilde gerçekleştirmeyi hedeflediklerini ifade ederek, şöyle konuştu:
"Bunun hazırlıkları Bakanlar Kurulu’nda anlattık, Meclis’e gitmek üzereyken seçim kararı verilince, seçimden sonra inşallah İmar Yasaları getirelim diye karar verdik. Türkiye’deki toplam yapı stoğumuz 26 milyon 358 bin. Bunun yüzde 60-70’i imara aykırı. 80 milyon nüfusun 50 milyonu devletle ihtilaflı. Yapı Kayıt Belgesi çok doğru bir karar oldu, vatandaş e-Devlet üzerinden bilgilerini giriyor üzerindeki aykırı yapı bilgilerini giriyor ve tarla üzerindeyse metrekaresini 200 lira ile eğer sahilde otel, iş yeri 2 bin lira ile çarpıyor. Bedelinin yüzde 3'ünü devlete yatırıyor kayıt belgesi alıyor. Kat mülkiyetine geçmiş oluyor. Bunun bir kere müthiş bir ekonomik faydası var. Maliye kazanıyor, belediye kazanıyor ve nihayetinde bir para toplanılıyor. Bu para inşallah 40 milyarı geçecek, şu anda 600 bini geçti, bir buçuk milyara yaklaştı. O parayı kentsel dönüşüm yapacak belediyelere yüzde sıfır faizli vereceğiz. Ancak belediyeler bütün malzemeleri yerli kullanacak."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.