Başbakan Ahmet Davutoğlu, AK Parti Genel Merkezi'nde, NTV televizyonunun canlı yayınında gündeme ilişkin açıklamalarda bulundu. Davutoğlu, Ankara'da meydana gelen patlamayla ilgili yürütülen soruşturmaya ilişkin, "Bir kez daha hayatını kaybeden vatandaşlarımıza rahmet diliyorum. Şu anda birçok ilimizde cenaze hazırlıkları var. Çok büyük bir acı yaşadık. Son iki gün içinde yaşadıklarımız Türkiye'nin ne kadar ciddi risklerle karşı karşıya olduğunu, demokrasi ülkesinin karşı karşıya kalabileceği riskleri bir kez daha gösterdi. Bu saldırı Türkiye'ye dönük saldırıdır, bir toplum kesimine değil, halkımızın bütününe, demokrasiye yönelik saldırıdır" ifadelerini kullandı.
"Orada bulunan vatandaşlarımız hangi siyasi görüşte olurlarsa olsunlar, hangi siyasi yaklaşıma kendilerini mensup hissederlerse hissetsinler hepsi bizim aziz vatandaşlarımızdır" diyen Davutoğlu, "Bugünler biraz zor günlerdir. Türkiye'ye dönük bir saldırıdır çünkü Türkiye etrafındaki ateş çemberi içinde istikrar ve itibarını kollayan bir ülke. Suriye, Irak, Mısır, Libya birçok ülkede büyük krizler, ekonomik krizler Yunanistan'da olduğu gibi, Türkiye itibarını koruyan imajını sürdürüyor. Lokal bir olay değil, Ankara'da Başkent’te Türkiye'nin her yerinden gelen vatandaşlarımız var. İstendi ki bu acı bütün Türkiye'ye sirayet etsin. Üçüncüsü demokrasiye yönelik bir saldırı. Türkiye'de seçime bir şekilde gölge düşürme çabasının sonucu. Ülkemizi, halkımızı, demokrasimizi korumamız lazım. Küçük siyasi hesaplar bugünlerde yapılmamalı, yapanlar kaybederler. Hepimizin bu saldırının arka planında güçleri çıkarmak için çalışmalar yapmamız lazım" şeklinde konuştu.
Patlamanın meydana geldiği anda, kısa sürede 56 ambulansın alana girdiğini ve seri şekilde yaralıların değişik hastanelere sevk edildiğini anlatan Davutoğlu, "Yaklaşık bir buçuk saat sonra bütün ilgili birimlerle toplantı yaptık. Herhangi bir şekilde, olayın gerçek yüzünü anlamaya, hem de varsa bir zaaf, ihmal bunu da açık surette konuşmak üzere geldik. O günkü ilk gündemimiz, yaralılarımızın tedavisi, cenazelerimizin teslimi, acil durumda yapılması gereken her şey yapıldı. İlgili müfettişler görevlendirildi. Şu anda soruşturma devam ediyor. Aldığımız bilgiler oldu, değerlendirmelerimiz sürüyor. Dün de topladım, bugün de Bakanlar Kurulu'nda değerlendireceğiz. Gelecek raporlara göre, benzer olaylarda alınacak tedbirleri konuşacağız" diye konuştu.
Bütün gelişmiş toplumlarda şu anda terör tehdidinin olduğuna dikkat çeken Davutoğlu,, "Bu saldırı Türkiye'yi Suriye yapmaz. Bu saldırı, gelişmiş ve demokratik bir ülkeye yapılan saldırı mahiyetindedir" dedi.
Davutoğlu, konuşmasını şöyle sürdürdü:
"Kastettiğim şu, dün Sayın Kılıçdaroğlu'nu dinlediğimde, sanki Türkiye'nin takip ettiği politika nedeniyle olması gibi algılanıyor, biz Arap Baharı'ndan çok önce canlı bombalarla tanıştık. Ülkenizi sanki iç çatışma yaşanan bir ülke gibi algıladığınızda sıkıntı var. Bazen rutin dışına çıkan eylemler oluyor. Bazı hususları soruşturma sürdüğü için söylüyorum, bazı istihbaratlar var. Birçok istihbarat elimizde, noktasal olarak bu istihbaratların, bu tür tehditlerin nerede olacağı konusunda, Türkiye seçim kampanyası yürütüyor. Hepimiz onlarca yerde miting yapıyoruz. Sadece Ankara'da barış mitingi değil, bu saldırı olmasaydı ben Kayseri'de miting yapacaktım. il bazında yapılan toplantılar var. Türkiye'nin riske açık geniş faaliyet alanı var. Zaaf ve ihmal nerede varsa, gerekli değerlendirmeler var, gereken adımlar atılır. Türkiye'nin benzer olaylarda risklerle karşılaşmaması için tedbirler ele alınır. Bu mitingi organize edenlerle emniyet birimlerinin hepsini, miting meydanı Sıhhiye, burada tedbir alınıyor. Garın önünde toplanıyorlar, orada da tedbir alınması gerekiyor. Ya orayı miting alanı ilan etmek lazım ya da grupların orada toplanmaması lazım. Teröristler genellikle rutin dışı eylem, Suruç'ta da durum farklıydı, teknik arama her yerde yapılmış, garın alanında da yapılmış, insani arama ise miting alanında yapılıyor. O alan dışında kimsenin toplanmaması lazım. Burada bir alan var, ama garda da 7-8 bin kişi toplanmışsa orası açık yara gibi bir hal alıyor."
"Zaiyat bakımından düşünün, canlı bomba kendisini feda ettiği için nerede insan birikmişse orada patlatır kendini" diyen Davutoğlu, "Bireysel olarak gelen bir yerde Allah muhafaza benzer saldırı olduğunda, burada 97 canımızı kaybettik. Bunlar, rutini terörist bildiği zaman rutin dışı şeye yönelebiliyor. Önemli olan bu rutini değiştirmek, organizatörlerle birlikte, onun için birlikte anlaşıp oranın güvenliği için alınacak tedbirleri hep beraber konuşmak lazım. 3 gündür büyük bir acı yaşıyoruz. Ben yaralıları ziyaret ettim, Nazlıcan diye bir kızımız da vardı, üniversite çağında. Bunlar hangi düşüncede olursa olsun, bir gün önce bize en ağır eleştiriyi yapmış olsalar da dahi bizim canımız. Bizim evlatlarımızdan onların bir farkı yok. Bunu ortak bir bilinçle karşılamamız lazım. O zaman terörü yeneriz. Hele hele son derece fırsatçı bir şekilde, bunu istismar edebilirim, seçim yaklaşıyor dediğimizde terör o zaman kazancını yapar" açıklamasında bulundu.
Olayın arka planına işaret eden Davutoğlu, 23 Temmuz'da DEAŞ, DHKP-C ve PKK'nın faaliyetlerini engellemek konusunda talimatlar verdik. Bir uyuyan hücre varsa şöyle davranamayız. Bunların hepsini bir yerde toplayın kimse görmesin' diyemezsiniz. Hukukla davranmak durumunda olduğumuz, o zaman onu biliyorsunuz ama sürekli takibat altında tutmak durumunda kalıyorsunuz. bu uyuyan hücreler kendilerini saklayabiliyorlar, IŞİD elemanıysa farklı bir görüşüne bürünebiliyor. Bu üç şeyde bize her an saldıracak gibi bu üç örgütü o günden bugüne takip ediyoruz. İstanbul'da canlı bomba hazırlığında olan timin yakalandığını kimse bilmiyor, birkaç gün önce Ankara’da bir üst düzey bürokrasiye saldırı anlamında canlı bomba türü eylemin gece yakalanarak durdurulduğunu kimse bilmiyor. Buradaki saldırıda da bu üç örgütte bizim için anında potansiyel suç odağı olarak görülüyor. İlk andan itibaren olayın oluşuna bakıldığında DEAŞ'ı birinci öncelik olarak aldık ve araştırılıyor. DHKP-C'nin canlı bomba konusunrda daha önce yaptığı çok eylem var. Bir kere, cnalı bomba olduğu kesin, çünkü elimizde sağlam doneler var. Bazı DNA testleri var, iki canlı bombanın profilinin, bombayı nasıl taşımış olabilecekleri ile ilgili tespite ulaşıldı. Bir isme çok yaklaşıldı. O isim örgüte işaret ediyor. Birçok şeyi emniyet sundu, onları detaylı olarak biliyoruz. Olayın seyri bağlamında" ifadelerini kullandı.
Bundan sonra rutin güvenlik tedbiri olmayacağını anlatan Davutoğlu, "Nasıl davranıldığını bildiğinde terörist ona göre davranıyor. Bunları kendi içimizde, samimi bir şekilde, bu tür konularda detaya inerek resmi görme ilkesine sadık kalırım" dedi.
Davutoğlu, "Rutin dışı önleyici tedbirlerin uygulandığı yerler var. Demokratik hukuk kuralları içinde bunu uyguluyorsunuz. Bunu gerçek bir eyleme dönüştürmedikçe tutuklayamazsınız. Türkiye, demokratik bir hukuk devleti, bir saat sonra serbest bırakılıyor. Türkiye suçsuz yere insanların tutuklandığı bir yer değil. Son derece başarılı terör operasyonları sürdürülüyor doğu ve Güneydoğu'da. Birçok terör unsuru olacak şeyler tasfiye edildi. Aynı şekilde, 23 Temmuz'dan bu yana yürütülen mücadelelerle, ya tutuklandı ya irtibatları kopartıldı ama meydanda mitingde alınacak tedbirler bağlamında bunlardan çıkarılacak dersler var. Rutin dışına çıktığınızda, onun da karşılığı var Türkiye'de. Tutup sebepsiz yere birini alıp tutamazsınız, bunun hukuki süreci var. Türkiye'de intihar eylemi yapabilecek kişilerin listesi dahi var, takip ediyorsunuz ama bunun öyle bir eylemi gerçekleştirme anına kadar hukuk devleti, DHKP-C bağlamında önceden de biliniyor, çok dikkatli titizce yürütülmesi gereken bir mücadele. Özellikle bu günlerde aynı anda cumartesi-Pazar olması hasebiyle onlarca miting onlarca vilayette yapılıyor. Bin kişinin yürüdüğü şeyin içinde, bir tek kişi miting alanına gelmediğinde arandığında 'Ben daha miting alanına gelmedim' diyebiliyor. Orada toplanıyorlarsa oranın da miting alanı olarak görülmesi lazım" diye konuştu.
"Şu anda o güzergahta Ankara Garı'nını etrafında bütün bomba aramaları yapılıyor, yok bomba, oralarda bir bomba tehdit bırakılmıyor" diyen Davutoğlu,"8 bin kişi içinde bir kişi girmiş oluyor. Evinde yakalananları söylüyorum, bundan 3-4 gün önce saat 04.30'da evinde yakalandı. Çok sayıda potansiyel suçlunun olabileceği bir tabloda mutlaka alınması gereken ek tedbirler var" şeklinde konuştu.
Davutoğlu, konuşmasında şunları kaydetti: "(Diyarbakır'daki patlamanın arka planı) Bunun arka planındaki odaklar itibarıyla bakıldığında ya DEAŞ'tır, yeri belli. Suruç'ta olduktan 3 gün sonra DEAŞ'ın bütün mevzilerini bombaladık, ya PKK'dır, ona dönük eylemler yapıldı. O networku bütünüyle çıkarmak için çaba sarf ediliyor. Arkasındaki odak hukuken adalet önüne çıkartılıyor. Bazen de bunlar şöyle oluyor, teknik takiple yakalanıyorsa teröristle, 3-4 ay izini kaybettiriyor, hiçbir cihaz kullanmıyor, 3-4 ay kendisini güvenlik birimlerine ele verecek hiçbir şey kullanmıyor, 3-4 ay belki kısa bir süre sonra şunu şöyle yapacaksınız diye bilgi geliyor. Yakalamadığınız zaman o kişi kendisi dahi, kimden talimat aldığını yakalasanız dahi bilmiyor. bütün bunların içinde istihbarat öyle bir şey ki nihayetinde, kalecinin 89 dakika birçok şeyi engeller, 1 dakikada bir gol yer, o onu etkiler. Her halükarda bunun odağına gidebilmek için her türlü çaba gösteriliyor. Şu ana kadar faili meçhul kalmış yok. Daha önceki dönemlerde birçok saldırı faili meçhul olarak kalmıştı, şimdi daha kısa sürede bir kapasite var."
Davutoğlu, "Şu anda elimizdeki verileri ipucunu vermek dahi çok doğru değil ama şunu söyleyeyim, 'Bazen bu örgütler birbiriyle ayrı örgütler gibi görülmekle birlikte, bir odak tarafından yönlendirilebilir', bütün bu irtibatları doğru okumak gerekir."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.