Başbakan Erdoğan, “Yolsuzluk kılıfına gizlemiş bir saldırı ile karşı karşıyayız. Bu bir yolsuzluk operasyonu değildir. Bu açık bir komplodur, tezgâhtır.Bu komplo sadece AK Parti ve Hükümete de değil. 76 milyona yapılmış bir komplodur. Hangi partiye oy verirseniz verin ama bu çirkin komployu görün. Bu komployu hep birlikte bozacağız. Bu çeteleri temizlediğimizde Türkiye’nin daha farklı bir yer olduğunu göreceğiz.Yeni Türkiye’de devlet içinde devlet, paralel yapılar olmayacaktır. ” dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısında, “yolsuzluk ve rüşvet” iddialarıyla ilgili soruşturmaya ilişkin önemli açıklamalar yaptı. "AK Parti yolsuzluklara göz yummaz, müsamaha göstermez. Zira varlık sebebi yolsuzlukla mücadeledir. Bizi 11 yıldır burada tutan en başta dürüstlüğümüzdür" diyen Erdoğan, böyle bir şey varsa gereği neyse yapılacağını, çürüklerin temizleneceğini ifade etti.
Medyada yargısız infaz yapıldığını anlatan Başbakan, "İçeriden dışarıya sürekli bilgi sızdı. Güya gizlilik kaydı vardı. Sürekli servis yapıldı. Bize düşen nedir, burayı da temizlemektir" ifadelerini kullandı.
KILIÇDAROĞLU’NA SORDU
Başbakan Erdoğan, "Halkbank Genel Müdürünün evinden çıkan kutular konuşuldu. Siz o paranın ne olduğunu nereden biliyorsunuz. Evinde para çıkan herkes suçlu mu ? Öyleyse CHP’nin genel müdürüne soruyorum: Evinden 2.5 milyon avro çıkan şahsı neden milletvekili yaptınız ?" dedi.
Operasyonun uluslararası boyutu olduğunu anlatan Erdoğan, "Bu, AK Parti iktidarının Türkiye’nin büyümesine olan öncülüğünü engellemek içindir" dedi. Gezi Parkı olaylarıyla başlayan Türkiye’yi engelleme girişimlerinin bu operasyonla sürdüğünü ifade eden Erdoğan, Gezi olayları öncesi, "İstanbul’a üçüncü havalimanı ve üçüncü köprünün yapılacak olması, Japanyo ile nükleer santral için ilk adımların atılması, İstanbul Borsası ve Merkez Bankası rezervlerinin rekor kırması, gösterge faizinin tarihinin en düşük rakamına inmesi, dört kredi derecelendirme kuruluşunun Türkiye’nin notunu artırması, IMF borcunun kapatılması. enflasyonda, dış ticarette ve sanayi üretiminde rekorlar elde edilmesi" gibi rekorların gerçekleştiğini anlattı.
Erdoğan, "Gezi olaylarında apaçık bir ihanete şahit olduk. Bu ihanettir, vatana ihanettir" dedi. Gezi’de istedikleri başarıyı elde edemeyince bu çevrelerin Diyarbakır’daki buluşmayı, çözüm sürecini ve kardeşliği de hedef alan bir suikastı operasyonla hayata geçirdiğini anlatan Erdoğan, "Bir paket hazırlayıp, yolsuzluk gibi sundular. Bu yolsuzluk soruşturması değildir, milletimize karşı bir tezgahtır" dedi.
“BİR YANDAN KUR’AN, HADİS DİYECEKSİN…”
Erdoğan şöyle devam etti:
"Türkiye’de başkalarının çıkarlarını düşünen vatana ihanet içinde casusluk yapan medya kuruluşları ve sermaye, örgütler var…Bir yandan Kur’an, hadis, peygamber diyeceksin ama adın kasetlerle anılacak! Hiç kimsenin aziz dine bunu yapmaya hakkı yoktur..Devlet içinde paralel yapıların oluşmasına kesinlikle izin vermeyeceğiz...Bunlar ancak beraber beddua seansları düzenler. Bize milletin duası yeter...Bu süreç, yeni Türkiye’nin istiklal mücadelesidir"
"AK Parti yolsuzluklara göz yummaz"
Başbakan Erdoğan, "AK Parti yolsuzluklara göz yummaz, müsamaha göstermez. Zira bunu yaparsa varoluş zemini ortadan kaldırmış olur. Bizi bugünlere dürüstlüğümüz ulaştırdı" dedi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, parti genel merkezinde düzenlenen ’Genişletilmiş İl Başkanları Toplantısı’nda yaptığı konuşmada, "11 yıldır hükümet görevimizde hamdolsun ’mahcup olmadık, mahcup etmedik, milletimizi hayal kırıklığına uğratmadık’. Buradan aziz milletime bir kez daha bunun sözünü veriyorum. Milletim müsterih olsun, milletim gönlünü ferah tutsun, bize güvensin. Biz her zaman doğruya doğru, eğriye eğri demeye devam edeceğiz. Halkın önünde hesaba çekileceğimizi biliriz. Hesap günüde mahşerde hesaba çekileceğimizi de biliriz. Her adımı bu şuur, korku ve anlayışla atarız. Bizim partimizi bu seviyelere çıkartan, bizi bu makamlara getiren, 11 yıl bizi burada tutan en başta dürüstlüğümüz, emanete olan bağlılığımızdır,. Yolsuzluklar karşısındaki sert ve kararlı duruşumuzdur. AK Parti yolsuzluklara göz yummaz, müsamaha göstermez. Zira bunu yaparsa varoluş zemini ortadan kaldırmış olur. Bizi bugünlere dürüstlüğümüz ulaştırdı. Bizi bu günlere dik duruşumuz ulaştırdı. Biz cesur olduğumuz için Türkiye’ye aşkla, sevdayla bağlı olduğumuz için eser ve hizmet ürettiğimiz için bugünlere ve buralara geldik. Bundan asla taviz vermeyeceğiz" dedi.
Başbakan Erdoğan, "Bize okul yıllarımızda hocalarımız hep şu öğüdü verirlerdi, ’sizin hayat şeridiniz bembeyaz derlerdi, eğer tek bir yanlış yapar, tek bir kusurunuz olursa o bembeyaz şerit üzerinde o yanlış, o kusur bir leke olarak dikkat çeker’ derlerdi. Hayat şeridi simsiyah olanların üzerindeki lekeler ise dikkat çekmez derlerdi. Bizler AK Parti’nin ak kadroları olarak bembeyaz, süt kadar ak bir sicille yürüyoruz. En küçük bir çamur parçası, siyahlık bizim sicilimizde hemen dikkat çeker. Çektiğinde de biz bu noktada gereği neyse yaparız. Böyle bir hassasiyetle yürüyoruz. Bizim başkalarını örnek almamıza gerek yok. İyiler bize örnek olabilir o ayrı bir konu ama bizim için sicili siyah olanlar bize örnek teşkil edemez. Onların yaptıkları zaten ortada. Biz kendi sicilimize bakarız ve o sicil üzerinde en küçük bir leke olmaması için de azami dikkat ederiz. 11 yıl içinde zaman zaman hakkımızda ithamlar, iftiralar, karalamalar, çamur atma girişimleri oldu. Hiç tereddüt etmedik. Sicilimizin bembeyaz kalabilmesi adına kötüleri aramızdan ayıkladık. Hakkında iftira olanların da aklanıp gelmesini sabırla bekledik. Bizim bu noktadaki hassasiyetimiz ’sırf iftiraya maruz kaldı, sırf çamur atıldı’ diye de söylentiler üzerinden kimse kusura bakmasın biz o tür operasyonlara da aramızda girmeyiz" şeklinde konuştu.
"GÜYA GİZLİLİK KAYDI VAR"
Bir gerçeğin üzerinde özellikle durması gerektiğine işaret eden Erdoğan, "Hukuk, hakkın, adaletin tecelli etmesi, iyinin kötünün ayrılabilmesi içni vardır. Mahkemeler, savcılar ’hakkı haksızlıktan, haklıyı haksızdan, iyiyi kötüden ayırt etmek’ için vardır. Meclis, mahkemelerin yerine geçemez. Siyasi partiler, siyasi partilerin genel başkanları hakimlerin yerine geçemez. Özellikle de medya, gazeteler, televizyonlar, yazarlar, yorumcular hakim ve savcının yerine geçemez. 9 gündür bir operasyon yürütülüyor. Aman Allah’ım. Daha ilk gün adı koyuldu ’büyük rüşvet ve yolsuzluk operasyonu’. Ardından tarihin en büyük yolsuzluğu’. Daha ikinci günden itibaren gözaltı, sorgu, savunma, mahkeme aşamaları geçildi medya tarafından siyasetçiler tarafından doğrudan infaz yapılmaya başlandı. Bu arada içeriden dışarıya sürekli bilgi sızıyor. Güya gizlilik kaydı olan bir süreç. Bu nasıl gizlilik kaydıysa? Bu gizlilik kaydının olmasına rağmen bu adımların atıldığı bir sistem içinde başka şeyler var. Burada, yürütmenin uzantısı veya yargının belli bir yapı içerisindeki yapı içerisindeki safhası burada servis yapıyorlar. Bize düşen, burayı da temizlemektir. Bir taraftan hukuk içerisinde beraat-ı zimmet asıldır’ diyeceksin böyle yürüteceksin işi. Öbür taraftan da dışarıya servis yapmaya devam edeceksin. Bu insanları kirletmeye kimsenin hakkı yok" diye konuştu. Bugüne kadar birçok olayların yaşandığını anlatan Erdoğan, konuşmasında şunları kaydetti:
"Bu olayları yaşayanlar belli bir müddet sonra beraat ettiler. Bu beraat eden insanların o süreç içerisindeki kirletilmelerinin temize çıkarılmasının bedelini kim ödeyecek? Bunları bir kenara koymak mümkün mü? Bunlar da bizim ülkemizde yaşandı. Fotoğraflar, belgeler, iddialar hep manşetlerde, her gün ekranlarda. Bakıyorsunuz ki montajlar, bunlar bunu bundan sonra da yapabilecek karakterde ve kabiliyettedir. Bunun üzerine yetiştiler. Bu mudur hukuk? Yürütmenin içerisinde olanlara da söylüyorum, bu mudur yürütme? Eğer kararı operasyonun ikinci gününde anamuhalefetin, yavru muhalefetin temsilcileri verecekse hakime ne ihtiyaç var? Mahkemeye ne ihtiyaç var? Eğer kararı medya verecekse, anında infaz yapabilecekse böyle bir yetkisi varsa, bütün bu uzun hukuk süreçlerine ne ihtiyaç var."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.