Çarşamba’yı sel aldı türküsünü anımsar anımsamaz aklımıza aslında ilk Yıldıray Çınar akla gelir. Ama asıl akla gelmesi gereken türkünün sözlerini yazan Çarşambalı Faik Okutgen’ e aittir. Okutgen önce ki gün aramızdan ayrılırken, Çarşamba’yı sel aldı “ türküsü de artık tamamen öksüz kaldı
Çarşamba her şeyden önce bu türküyle ünlenmiştir. Bu ün ardında nice acı ve gözyaşını taşıyor. Tarih boyunca Yeşilırmak nice canlar almıştır. 1970 lerde Suat Uğurlu ve Hasan Uğurlu Barajlarıyla doğal akışa son verilmiştir. Artık Yeşilırmak’tan insan hayvan cesetleri evler, beşikler ve birçok hayat nesnesi geçmiyor. Kısacası artık Çarşamba’yı sel almıyor. Yıllardır söylenen söylenecek olan bu güzel türküyü ve bu türkünün hikâyesini Hemşerimiz Faik Okutgen derlemiştir.
“Çarşamba’yı sel aldı” Ahmet, Abdal Deresinin kıyısında yerleşmiş yoksul köy ailelerinden birinin oğluydu. Baharla birlikte yıllarca süren karasevdası karşılık bulmuş. Melek kalbini açmıştı kısa zamanda yüzük takıp nişanlandılar. Ahmet, yapraklar sararmaya durduğunda orduya yollandı Melek’se gözyaşlarıyla baş başa kaldı. Ağaoğlu Mehmet Ali, Melek e göz koydu. Ahmet’in arkadaşları ne kadar uyardılarsa kar etmedi. Melek reddetti.
Mehmet Ali’yi bunun üzerine Ağaoğlu adamlarıyla Melek’i dağa kaldırdı. Kötü haberi kuşlar uçurdu. Ahmet sürede adeta uça geldi. Aşkın delikanlısı kuşandı atını, silahını, arkadaşlarıyla düştü yollara. Dağ tepe demedi gece gündüz Melek’i aradı. Meleeeeek, Meleeeeek' diye çığıra çığıra sesi uçtu dağ, dere, tepelerde. Önce bir çakal yağmuru uç verdi sonra şimşek şimşek içinden çıktı çatırdadı koca gökyüzü. Işınlar Çarşamba ovasını renkten renge soktu. Ne yağmur ne silinen izler aşkın atlılarını durduramadı. Tufan ikinci kez yaşanıyordu sanki. Yağmur Yeşilırmak’ ı boğu verdi. Çarşamba ovası kaynayarak akan bir göle dönüştü. Canik dağlarından aşağılara doğru bir çığ gibi önüne kattığı her şeyi sürükledi. Sel evler, insanlar, bebek beşikleri, hayvanlar, kağnılar, ağaçlar büyük küçük kayıklar, çaltı burnuna doğru sürükleniyordu.
Sonunda duruverdi yağmur güneşle ve parladı yeşil Çarşamba usul usul bir gökkuşağı belirdi. Sular günbegün çekildi çekildikçe hayat yeniden kurulmaya başladı. Yaralar sarılıyor evler onarılıyordu. Abdal Deresinin-Yeşilırmak’a katılmak üzere döküldüğü yamanın başında ahali toplanmaya başladı. Derenin eğimle indiği yamanın dibinde büyük bir kaya parçası vardı. Onun üstünde ise iki insan. Melek ve Ahmet’ ti. Onlar el ele tutuşmuş sırtüstü öylece yatıyorlardı. Ahali sel acısını unutmuş onlara yanıyordu. Hüzün gözyaşına döndü, o büyük kaya parçası ahalinin üstünde toplandığı o taş yedi yerinden ayrıldı ve her birinden bir selvi boyu su fışkırmaya başladı. Bu hazin aşka doğa gözyaşı döküyordu, ahali şaşkınlığın ardından dualar okumaya başladı. Dualar içten mırıltılara yıllardır can alan insanların acısını dile getiren dizelere dönüştü. İşte rivayet o rivayet derler ve hikaye derler ki “Çarşamba’yı sel aldı” türküsü o acı mırıltılardan doğdu. Yedi yerinden su fışkıran kayanın olduğu yerde bir su değirmeni kuruldu ve o yöre o gün bu gündür Değirmenbaşı olarak anıldı. (Değirmenbaşı Mah.) Çınar ağaçlarının gölgelediği ahşap değirmenin yedi taşı vardı. Yedi oluğuna su veren set üzerinden yedi kez yürümek sağ ve sol omuz üzerinden yedişer kez su atmak uğur sayıldı. Her hıdrellezde bu yaşandı. 1970’lerde değirmenin yıkımına değin bu gelenek sürdü.
Bu hikaye sonrasında halk arasında ki mırıltılar halinde İlçede söylenen bu dizeleri Faik Okutgen derleyerek Türkiye’nin gündemine Yıldıray Çınar’ın seslendirmesi ile bomba gibi düştü. Bu türkü yıllardan beridir söylene dursun, Yıldıray Çınar gibi bir büyük Sanatçı’yı ve Çarşamba’yı tanıtan bu dizleri kimin derlediğini çoğu bilmezdi. Düne kadar.
Dün bir çınar daha, bir hikaye daha ebediyete uğurlandı. Yıllarca dilden dile dolanan, Çarşamba’yı Türkiye’nin dışına kadar taşıdığı dizelerin sahibi Faik Okutgen sessiz sedasız bir şekilde aramızdan ayrıldı. Çarşamba’yı sel aldı Türküsünün üstadı, Okutgen’in naaşı dün saat 10.00 da Samsun’ da ki evinin önünde yapılan sade tören sonrasında Çarşamba Rıdvanpaşa Camiisine getirildi. Burada Öğle Namazını müteakiben kılınan cenaze namazı sonrasında Göğceli Aile Kabristanlığında gözyaşları arasında toprağa verildi. Çarşamba’yı sel almadı ama bu türkü artık öksüz kaldı. Yıldıray Çınar’la yaralanan türkü, Faik Okutgen’in aramızdan ayrılması ile tamamen öksüz kaldı. Haber Expres Gazetesi Yönetimi olarak Faik Okutgen’ e Allahtan rahmet, kederli ailesine ve dostlarına, Ülkemizde kendisini tanıyan, seven herkese başsağlığı diliyoruz.
HABER MERKEZİ
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.