Samsun, çeltik üretiminde Türkiye genelinde üretimin yüzde 15’ini yaparak Edirne’den sonra ikinci sırada bulunuyor. 2022 TÜİK verilerine göre, yaklaşık yüzde 90’ı Bafra Ovası’nda üretilen çeltiğin il genelinde ekim alanı 188 bin 828 dekar alanda 142 bin 480 ton. Tarım sektöründe önemli bir yeri olan çeltiğin ekimi ve hasadı kadar, hastalık ve zararlılardan korunması da önem arz ediyor.
İl Tarım ve Orman Müdürlüğü’nden konuyla ilgili yapılan açıklamada, “Fungus, çeltik bitkisinin yaprak, yakacık, kulakçık, sap, boğum, başak sapı ve kavuzlar üzerinde lekeler oluşturur. Yapraktaki ilk belirtiler küçük, yuvarlak noktalar halinde ve kahverengi lekeler şeklinde olup, sonraki günlerde bu lekeler damarlar boyunca uzayarak tipik baklava dilimi şeklini almaktadır. Lekelerin ortası gri-bej veya saman sarısı renkte olup etrafı kahverengi bir hale ile çevrilidir. Duyarlı çeşitlerde kolaylıkla gelişir ve yaprak ayasını tamamen kaplayarak yaprağın kurumasına neden olabilir. Yakacık enfeksiyonlarında, hastalıklı kısım iple sıkılmış gibi bir görünüm alır ve yakacıktaki leke yaprak kınına doğru uzanabilir. Kın üzerindeki lekeler ise, uzunlamasına gelişirler. Sap üzerinde yağ lekesine benzer belirtiler oluşur ve bu lekenin üzerinde petrol yeşili renkte küf gelişir. Bitki üst kısmından çekilirse boğumdan kopar. Salkımın altındaki boğumda yanıklık enfeksiyonu ‘salkım boğum yanıklığı’ olarak isimlendirilir. Bu durumda salkım normal yeşil renk yerine mavi-yeşil renk alır. Boğum enfeksiyonunda tane oluşturmayan boş kavuzlar meydana gelir veya cılız, çimlenme yeteneği düşük, pazar değeri olmayan tebeşirimsi taneler oluşur. Epidemi olan yıllarda zarar çok yüksektir. Ülkemizde temmuz ve ağustos aylarında düşen yağışlar, günlük oluşan çiğ veya sis gibi faktörlerin yaratmış olduğu rutubet ortamının, yaprak üzerinde günün geç saatlerine kadar devam etmesi, hastalık oluşumunu artırmaktadır” denildi.
Samsun İl Tarım ve Orman Müdürü İbrahim Sağlam ise “İlimiz sınırları içerisinde bulunan iki verimli ovada yapılan üretim sayesinde, diğer birçok üründe olduğu gibi ülkemiz çeltik üretimine de değer katmaktayız. Üretim ve verimimizi her yıl artırmak üreticilerimizin zaten bildiği, başarılı olduğu konuda; il ilçe müdürlükleri olarak sahada çiftçimizin yanında olmaya gayret göstermekteyiz. Ekonomik öneme sahip ürünlerde hastalık ve zararlılar konusunda üreticilerimizin mutlaka il/ilçe müdürlükleri ile irtibat halinde olmaları; etmenin tespiti durumunda en yakın il/ilçe müdürlüğüne gidilerek teknik destek almaları, mücadele için ruhsatlı pestisitleri reçete ettirmeleri gerekmektedir. Yaklaşmakta olan hasat sezonunun bereketli olmasını dilerim” dedi.
İl Tarım ve Orman Müdürlüğü hastalıkla mücadele hakkında şu bilgileri verdi:
“Hastalıktan ari sertifikalı tohumluk kullanılmalıdır. Hastalığa toleranslı veya dayanıklı çeşitler ekilmelidir. Hasat sonrası tarladaki hastalıklı bitki artıkları yok edilmelidir. Analiz sonuçlarına göre dengeli gübreleme yapılmalı ve aşırı azotlu gübre kullanımından kaçınılmalıdır. Tarlada su seviyesi derin tutulmamalıdır. Gereksiz yere su kesimi yapılarak, mahsul susuzluk stresine sokulmamalıdır. Sulama suyunun soğuk olmamasına özen gösterilmelidir. Ekim zamanında yapılmalıdır. Sık ekim yapılmamalıdır. Çeltik yanıklığına karşı, tohum ve yeşil aksam ilaçlaması şeklinde kimyasal mücadele yapılır. Tohum ilaçlaması mutlaka koruyucu olarak yapılmalıdır. Yeşil aksam ilaçlamasında, hastalık belirtileri bölgede görülür görülmez veya hava koşulları hastalık gelişmesine uygun şekilde gidiyorsa, hemen ilaçlama başlatılmalıdır. Gerekirse ilacın etki süresine ve hava koşullarına bağlı olarak ikinci veya üçüncü ilaçlama uygulanmalıdır.”
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.