Bayraktar, “Üreticilerimizin tüm banka ve Tarım Kredi kooperatiflerine olan kredi borçlarının faizsiz olarak 4-5 yılda ödenebilmesini sağlayacak yeni bir düzenlemeye acil ihtiyaç var” dedi.
Konuyla ilgili değerlendirmelerde bulunan Bayraktar, tabii afetlerin son yıllarda arka arkaya yaşanması, afetlerin zaman zaman bazı ürünlerde yüzde 100’e yaklaşan kayıplara neden olması sonucu üreticilerin çok zor durumda kaldığını belirtti. Üreticilerin aynı üründe iki yıl peş peşe afet yaşamasının durumu zorlaştırdığını kaydeden Bayraktar, afetlerin verdiği zararların yanı sıra ürün fiyatlarındaki artışın, gübre motorin gibi önemli girdi fiyatlarındaki artışın altında kalmasının, dolar kurunun hızla artışı ile üretim maliyetlerinin artmasının üreticilerin kredi borçlarını ödemesini neredeyse imkânsız hale getirdiğini ifade etti.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar, son dört yıldır Ziraat Bankası ve Tarım Kredi kooperatiflerine olan düşük faizli kredi borçlarının ertelenmesine yönelik kararlar çıksa da yayımlanan kararların kriterlerinin tüm borçlu çiftçileri kapsamaması ve ertelemenin bir yıl olması, borçların ödenmesinde yeterli olmamıştır” dedi.
DOĞAL AFETLER ÖNEMLİ ZARARLAR VERDİ
Bayraktar, son yıllarda tüm dünyada olduğu gibi, ülkemiz ikliminde görülen değişimlerden dolayı aşırı yağışlar, sel, dolu, don gibi afetlerin daha fazla yaşandığını belirterek şöyle konuştu: "Tarım ürünleri daha fazla etkilenmektedir. Üreticiler her yıl ekim döneminin başlangıcından itibaren gerçekleşen aşırı yağışla, ürünlerin gelişme döneminde oluşan don, dolu, kuraklık gibi afetlerle karşı karşıya gelmektedir. Özellikle son iki yıldır yaşanan afetler tarımsal üretime ve üreticilerimize önemli zarar vermiştir."
2014 tarımsal üretim döneminin afetle başladığını ve afetlerle devam ettiğini anlatan Bayraktar, şunları söyledi: "Üretim döneminin başladığı Ekim ayından itibaren yağışların yetersiz olması kış aylarının kurak geçmesine, kışlık ekimi yapılan hububat ürünlerinde verim kaybına yol açmıştır. Kış aylarından itibaren yaşanan kuraklığın ardından hava sıcaklıklarının normallerin üzerinde gerçekleşmesinin oluşturduğu don, Mart ayı sonunda meyveler başta olmak üzere çeşitli ürünlere önemli zarar vermiştir. 2013-2014 üretim döneminin başladığı Ekim ayından itibaren yaşanan afetlerin tümü değerlendirildiğinde, hububatta kış kuraklığının ardından yaşanan don, dolu, aşırı yağış ve sel birçok üründe verim kaybına yol açmıştır. Üreticiler zor bir yıl geçirmiştir."
DON, DOLU VE SEL PEŞ PEŞE GELDİ
Bayraktar, geçen yılın ardından bu yıl da gerçekleşen doğal afetlerin tarımsal üretimde verim ve kalitede önemli zararlara neden olurken çiftçilerimizin gelir kayıplarının arttığını belirterek sözlerini şöyle sürdürdü:
"Bu sezon kış ayları normal yıllara göre daha soğuk geçmiş, aşırı yağışlar, sel, dolu, fırtına gibi afetler çiftçinin peşini bırakmamıştır. Nisan ayı sonlarında İç Anadolu, Doğu Anadolu bölgelerimiz ile Akdeniz’in iç kesimlerinde yağan kar ve don, meyvelere önemli zarar vermiştir. Yaşanan don afetinin etkileri geçmeden Mayıs ayından itibaren gerçekleşen aşırı yağış ve dolu afeti, Haziran ayında şiddetini artırmıştır. Birçok ilimizde Haziran yağışları normal yılların 3-4 katına ulaşmıştır. Yağışların hasat döneminde gerçekleşmesi verimi azaltırken diğer taraftan hastalıkların artmasına ve kalitede bozulmalara neden olmuştur.”
BORÇ ERTELEMELERİ YETERLİ OLMADI
Son dört yıldır Ziraat Bankası ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan düşük faizli kredi borçlarının ertelenmesine yönelik kararlar çıksa da, bunun tarımsal kredi borçlarının ödenmesinde yeterli olmadığını belirten Bayraktar, “Düşük faizli kredi uygulamasında tarım sigortası ve ÇKS zorunluluğu getirilmesiyle çiftçilerimiz bu uygulamadan yeterince faydalanamamaktadır. Çoğu çiftçimiz Ziraat Bankası ve Tarım Kredi kooperatiflerinden cari faizle veya diğer bankalardan yüksek faiz oranlarıyla kredi kullanmaktadır” dedi.
Ayrıca, yapılan ertelemenin bir yıl olmasının üreticilerin ertelemeden faydalanmasını engellediğine vurgu yapan Bayraktar, özellikle afetlerin son yıllarda arka arkaya yaşanması nedeniyle borcunu erteleyebilen üreticilerin, ertesi yıl yaşadığı yeni afetten dolayı yine ödeme yapamadığını belirtti.
GİRDİ FİYATLARI GELİRİ ENGELLİYOR
Bayraktar, afetlerin yanı sıra tarımsal üretimde yoğun olarak kullanılan gübre, motorin gibi girdi fiyatlarının da fazla artmasının üreticilerin yeterli gelir elde etmesine engel olduğunu ifade ederek, şu bilgileri verdi:
“Tarımsal ürün maliyetleri içinde yüzde 10-15 paya sahip olan gübrenin, tek başına, bitki ve bölgenin özelliklerine bağlı olarak verimi yüzde 50’ye yakın artırdığı gerçeği göz önüne alındığında gübre fiyatlarının önemi daha net görülmektedir. Ülkemizde en fazla tüketilen gübrelerden üre gübresi fiyatlarına bakacak olursak 2010-2014 yılları arasında yüzde 65, yüzde 21 amonyum sülfat gübresi yüzde 62, yüzde 33 amonyum nitrat gübresi yüzde 64, DAP gübresi yüzde 51, 20.20.0 gübresi yüzde 53 artış göstermiştir. Yine aynı dönemde mısır fiyatları yüzde 43 artarken mısır priminde artış olmamıştır. Bu dönemde ayçiçeği fiyatı yüzde 42, pamuk fiyatları yüzde 51, buğday yüzde 52 olarak gerçekleşmiş; motorin fiyatları ise yüzde 49 oranında artmıştır."
Dolar fiyatlarının bu yıl oldukça arttığını anlatan Bayraktar, "Bu nedenle geçen yıl üretimin başladığı 2013 yılı Ekim ayında buğdayda en fazla uygulanan taban gübresindeki fiyat artışı yüzde 30 olarak gerçekleşmiştir. Benzer şekilde bahar aylarında buğdayda üst gübre olarak çoğunlukla uygulanan yüzde 26 amonyum nitratta fiyat artışı yüzde 28 iken ürede yüzde 15 olarak gerçekleşmiştir. Dolardaki hızlı artış dikkate alınarak, yeni üretim döneminden önce çiftçimiz rahatlatılmalıdır" dedi.
Çiftçilerimizin önümüzdeki üretim sezonunda tarımsal üretime devam edebilmeleri, biriken kredi borçlarının bir çözüme ulaşması için Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı ile Hazine Müsteşarlığı'na gerekli başvurular yapıldığını anlatan Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çiftçilerimizin ve tarım sektörünün içinde bulunduğu durumu ifade eden başvuruda, başta üreticilerimizin sıkıntılarını hafifletmek, üretimin devamı ve ülke ekonomisi için tüm bankalara ve Tarım Kredi Kooperatiflerine olan kredi borçlarının uzun vadede faizsiz ödenebilmesini sağlayacak yeni bir düzenlemeye acil ihtiyaç bulunduğu ifade edilmiştir. Kredi borçlarının daha rahat ödenebilmesi için başvurumuza olumlu yanıt gelmesini bekliyoruz. Bir yıllık ertelemeler artık çözüm değildir. 4-5 yıla yayılacak yapılandırma, üretimde sürdürülebilirliğin sağlanması açısından önem arz etmektedir. Aksi takdirde zaten iki yıl üst üste doğal afetlerden zarar gören, borçlu olan üreticimiz üretimden uzaklaşacaktır.”
ÜRETİCİ KADAR TÜKETİCİLER İÇİN DE ÖNEMLİ ADIM
Çiftçinin yaşadığı her olumsuz durumun direk olarak tüketiciyi de etkilediğinin altını çizen Bayraktar, sözlerini şöyle tamamladı: “Her zaman ifade ettiğimiz gibi, tarım üstü açık bir fabrika. Dolayısıyla risklere çok açık bir ortamda üretim gerçekleştiriyoruz. Gerekli önlemleri almaya çalışsanız da tabii afetler karşısında çoğu zaman çaresiz kalıyorsunuz. Tarladaki en ufak bir olumsuzluğun dalgaları, o ürünle ilgili olarak ve mutlaka tüketicilerimizin sofralarına ve ülke ekonomisine kadar yayılıyor. Çiftçimizin yeni ekim dönemlerine rahat girmesi, aynı zamanda üretimin sürdürülebilirliği, bol ve ucuz ürün için en başta gelen şartlardan biridir. Bu bakımdan, uzun vadeli ve faizsiz borç yapılandırması, üreticilerimize nefes aldıracağı gibi, tüketicilerimiz açısından da bol ve ucuz gıdaya ulaşma noktasında fevkalade önemli bir adım oluşturacaktır.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.