Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde düzenlenen Kaymakamlar Toplantısı’nda konuştu. Erdoğan, Türkiye’nin içeride ve dışarıda çok büyük saldırı altında olduğunu vurguladı. Bu saldırıların Türkiye’nin zayıf bir ülke olmasından dolayı kaynaklanmadığını anlatan Erdoğan, “Güçlü ve güçlenen bir ülke olduğumuz için bu saldırılar yapılıyor. Suriye ve Irak’ta yaşanan her gelişme ülkemizi doğrudan ilgilendiriyor. Bu ülkelerde ortaya çıkan insani krizlere duyarsız kalmamız kesinlikle söz konusu olamaz. Tüm dünya sırtını dönse, kapılarını kapatsa dahi bu bölgede yaşayan insanlarla ortak geçmişimizi ve müşterek kültürümüzü unutup biz de aynı yola başvuramayız” diye konuştu.
Erdoğan, 270 bini kamplarda, kalanını ise şehirlerde olmak üzere 3 milyonun üzerinde Suriyeli ve Iraklıyı Türkiye’nin misafir ettiğini belirterek, “Biz devlet olarak elimizden geleni yaparken milletimiz de büyük bir sorumlulukla kardeşlerimize sahip çıkıyor. Elbette sıkıntılar yaşanıyor ama bunlar yıllardır barındırdığımız kitlenin büyüklüğü karşısında üstesinden gelinemeyecek meseleler değildir. Başlangıçta kısa süreli bir misafirlik olarak gördüğümüz bu durum zaman uzadıkça yeni ve daha köklü tedbirleri zorunlu kılmıştır. Sınırlarımız içinde yaşayan milyonlarca kişi arasında eğitimi, birikimi, imkanları ve diğer şartları o kadar üst seviyede olanlar var ki bu insanları bir kenara koymak insani değerler açısından bir ihanet olur. Onun için bu insanlar arasında ülkemize de ciddi katkı sağlayacak olanlar var. İçişleri Bakanlığımız bu tür kişilere aileleriyle birlikte vatandaşlık vermeye yönelik çalışma yürütüyor” şeklinde konuştu.
“Suriye ve Irak’ın güvenliği ve huzurunun bizim güvenliğimiz ve huzurumuz anlamına geldiğinin farkındayız”
Eğitimden-sağlığa, sosyal güvenlikten-mülkiyete kadar pek çok sorunun çözümü için yürütülen çalışmaların yürütüldüğünü bildiğini ifade eden Erdoğan, “Asıl çözümün Suriye ve Irak’ın yeniden güvene, istikrara, huzura kavuşması olduğu gayret açıktır. Bu yönde de çok ciddi gayret gösteriyoruz. Bölgedeki gelişmelere doğrudan veya dolaylı etkisi olan ülkelerin önemli bir bölümünün Suriye ve ırak halklarını esenliğe kavuşturmak diye bir dertlerinin olmadığı artık çok açık bir şekilde ortaya çıkmıştır. Bu hakikati görenlerin sayısı çoğaldıkça çözüm yolları kendiliğinden açılacaktır. Biz bu anlayışla Suriye ve Irak’ta her türlü adımı atıyoruz. Bu ülkelerin güvenliği ve huzurunun bizim güvenliğimiz ve huzurumuz anlamına geldiğiniz gayet iyi farkındayız. Biz ne zaman sahaya indiysek, bu ülkelerle ilgili tehdit değerlendirmeleri ve öncelikleri o anda değişti” ifadelerini kullandı.
“Kağıt üzerindeki planlamalarla yürütülen projeler birer birer çöküyor”
Erdoğan, düne kadar DEAŞ ile mücadeleyi ilk sıraya koyan ülkelerin bugün neredeyse DEAŞ’ı himayeleri altına alacak hale geldiklerini ibretle takip ettiklerinin altını çizerek şunları kaydetti: “Bölgenin tarihi, dini, etnik ve kültürel yapısını dikkate almadan tamamen kağıt üzerindeki planlamalarla yürütülen projeler birer birer çöküyor. Türkiye işte tüm bu kaos içerisinde hem kendisi hem de kardeşleri için en iyisini yapmanın çabasını veriyor. Uluslararası alanda ve sınırlarımız dışında verdiğimiz mücadelenin başarısının birinci şansı ülkemizin içini sağlam tutmamızdır. Eğer biz kendi topraklarımızın içinde huzuru, güveni temin edemezsek dışarıda ne sözümüzün kıymeti kalır, ne de tek bir adım atacak zemin bulabiliriz. Terör örgütlerini adeta vardiya usulü ülkemizde eylem yapmaya teşvik edenler işte bunu istiyor. 2013 yılından beri ardı ardına yaşadığımız sıkıntılar hem güvenlik boyutuyla, hem siyasi sonuçlarıyla, hem ekonomik veçhesiyle bizi içeride sıkıştırıp dışarıda etkisiz halde bırakma amacıyla tetikleniyor. Farkında olmadan veya gayet bilinçli bir şekilde bu oyuna dahil olan, figüranlık yapan bir kesim elbette var. Ama hamdolsun milletimiz kahir ekseriyetiyle bu oyunu çözmüştür, çökertmiştir.”
Abdullah Sarıca - Derya Yetim/iha
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.