Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından 100 ülkeden 250 davetlinin katılımı ile düzenlenen "Dünya Müslüman Azınlıklar Zirvesi" İstanbul’da başladı. Zirvenin Dolmabahçe Sarayı’nda yapılan açılış oturumuna Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Başbakan Binali Yıldırım, Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı İsmail Kahraman, Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, İstanbul Valisi Vasip Şahin, İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Mevlüt Uysal, akademisyen, aktivist, gazeteci ve yazarlar katıldı. Zirvede konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan, azınlık temsilcilerine seslenerek, “Bizler birbirini Allah için seven insanlarız. Rengimiz, dilimiz, kültürümüz farklı olsa da bizler aynı dine inanan, aynı peygambere tabii olan insanlarız. Aramızdaki farklılıklar kardeşliğimize, muhabbetimize mani değildir. Binlerce kilometre ötede olsak da kıblemizin ve kalplerimizin yönü birdir. Bizler aynı ümmetin mensuplarıyız. Rabbimiz bu hakikati ‘Müminler ancak kardeştirler’ diyerek ifade ediyor. Bizde ayrım yok” diye konuştu
"Öldüren ‘Allahuekber’ diyor, ölen de ‘Allahuekber’ diyor. Bunu anlamak mümkün değil"
Müslüman dünyasında yaşanan çatışmalara ve teröre değinen Erdoğan, “Öldüren ‘Allahuekber’ diyor, ölen de ‘Allahuekber’ diyor. Sorulduğu zaman o da Allah için öldürüyor, ölen de Allah için. Bunu anlatmak, anlamak mümkün değil. Mızrakların ucuna Kur’an-ı Kerim sayfalarını yerleştirmek suretiyle nasıl geçmişte bizim önderimiz durumunda olanlar öldüler ve öldürdüler ise yine oralara döndük. Bizim bunu yeniden ele alıp düzeltmemiz lazım. Rabbimiz Hucurat Suresi’nin devamında ‘Bu hukukun gereği olarak öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin’ emri ilahisiyle bize bugün yapmamız gerekeni emrediyor. Müslümanlara kardeş olduklarının hatırlatılmasından hemen sonra arabuluculuk görevinin verilmesi de dikkat çekicidir. Müslüman arasında anlaşmazlıklar, dargınlıklar, kavgalar olması kaçınılmaz hale geliyor. Bunu siyasette de ne yazık ki yaşıyoruz. Bundan sıyrılamıyoruz. Niye? İşte emre uymadığımız için” şeklinde konuştu.
"Neticesi ölüm olduktan sonra sebebi hangi silah olursa olsun suçtur"
Müslüman dünyasının sorunlarının kendi içerisinde çözülememesinin büyük bir sorun olduğunu söyleyen Erdoğan, “Biz kendi aramızdaki meseleleri, çıkan çatışmaları Müslümanlar olarak kendimiz çözmüyoruz, bu sıkıntı. İslam’ın dışındakiler bunu çözüyor. Onlara kaldığı zaman da ne oluyor, varil bombaları yağmaya başlıyor. Adını da koyuyorlar. Bunun adı zaman zaman kimyasal, zaman zaman konvansiyonel silah oluyor. Neymiş geçmişte bir anlaşma yapılmış. Kimyasal silahlara kaşı uluslararası kuruluş tavır alıyormuş. Neticesi ölüm olduktan sonra sebebi hangi silah olursa olsun suçtur. Şu anda kimyasal silahlarla bir kişi öldüyse konvansiyonel silahlara yüz binler öldü. Hiç bunu konuşmuyorlar. Bu tespitlerimizin özellikle yaşadığımız süreçte mühim olduğunu düşünüyorum” ifadelerini kullandı.
"Katliamın daniskası onlarda, utanmadan kalkıp fatura kesiyorlar"
11 Eylül terör saldırılarının ardından Müslümanların çok katmanlı bir saldırı dalgası ile yüzleştiğini vurgulayan Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Eli kanlı çeteler üzerinden istikbalimizin karartılmaya çalışıldığını görüyoruz. İşte DEAŞ, Boko Haram, Eş Şabab, FETÖ gibi katil sürülerinin terör eylemleri, bize zarar vermesinin yanında İslam karşıtı çevrelere bekledikleri fırsatı da veriyor. Sizin İslam dediğiniz bu mu diyorlar. ‘Hani Müslüman kan dökmezdi, hani barış diniydiniz’ diyorlar. Biz onlara malzeme veriyoruz. Bu işi tersine çevirmemiz lazım. Bu örgütlerin hunharca katlettiği Müslümanların masumiyeti görmezden gelindiği gibi, işlenen vahşi cinayetlerin faturası da dinimize kesiliyor. Birçok batı ülkesi de kendi iç sorunlarını perdelemek için adeta bu ateşe benzin döküyor. Çok temizler ya. Ahlaksızlığın daniskası onlarda, katliamların daniskasını onlar yaptılar, utanmadan kalkıp fatura kesiyorlar.”
"Siz Cezayir'de 5 milyon insanı katletmediniz mi?"
Batı dünyasına tepki gösteren Erdoğan, “Geçen birine söyledim telefonda. Siz Cezayir’de 5 milyon insanı katletmediniz mi? Önce bunun hesabını verin. 5 milyon insanı katlettiniz, şimdi kalkıyorsun Suriye ile ilgili bana akıl veriyorsun. Libya’da, Ruanda’da yaptınız. Bunun hesabını verdiniz mi? Hayır vermediler. Vermeyecekler de. Bir diğer bakıyorsun başka ülkede. Eğer Müslüman olursa bu Müslümana kestikleri fatura çok ağır. Batı dünyası İslam karşıtlığı üzerinden kendi ideolojisini, kendi hayat biçimini tahkim etmek istiyor. Modern insanın buhranlarına cevap verebilecek yegane din olan İslam, proje mahsulü teröristler üzerinden yaftalanmaya, lekelenmeye çalışılıyor. İşte bunlar son dönemlerin proje terör örgütleridir. Bunlarla bunu yürütüyorlar” diye konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.