Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Azerbaycan ziyareti öncesi Esenboğa Havalimanı'nda gündeme ilişkin açıklamada bulundu ve basın mensuplarının sorularını yanıtladı. Azerbaycan ile 2019 yılında ticaret hacminin yüzde 25 artarak 4,4 milyar doları bulduğunu kaydeden Erdoğan, “2015 yılında yakaladığımız 5 milyar dolar seviyesinin gerisindeyiz. İkili ticaretimizi 2023 yılına kadar 15 milyar dolara çıkarmayı hedefliyoruz. Bugün ki konsey toplantısı vesilesiyle tercihli ticaret anlaşmasını imzalayarak bu hedef doğrultusunda tarihi bir adım atacağız. Ülkemizin Azerbaycan'daki doğrudan yatırımlarına baktığımız zaman 11 milyar doları buluyor. Azerbaycan'ın Türkiye'deki yatırımlarının ise bu yıl sonunda 20 milyar dolara yaklaşacağını düşünüyoruz.
Türk müteahhitleri Azerbaycan'da bugüne kadar 14.2 milyar dolar değerinde toplam 414 proje üstlendiler. Bundan sonra da Azerbaycan'ın imar ve kalkınmasına katkı sunmaya devam edeceğiz. Savunma sanayi alanında iş birliğimiz günden güne artıyor. Rahmetli Haydar Aliyev'in tek millet iki devlet sözleriyle tanımladığı ikili münasebetlerimizi yeni anlaşmalarla her alanda güçlendireceğiz. Ziyaretimin ülkelerimiz ve bölgemiz için hayırlara vesile olmasını temenni ediyorum" dedi.
Bu hafta sonu Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin ile yapılan telefon görüşmesine ilişkin sorulan bir soruyu yanıtlayan Erdoğan, “Yol haritası ile ifademiz şu anda malum Türkiye-Rusya arasında gerek İdlib'de gerek Libya'da yaşanan bir süreç var.
Öncelikli İdlib'i süratli çözmemiz gerekiyor. Bunu gerek Putin ile en üst düzeyde ben görüşüyorum aynı şekilde dışişleri, savunma bakanlarımız, istihbarat onların görüşmeleri oldu. Bir de bu işin Libya ayağı var. Burada da aynı şekilde bizim Rusya ile görüşmelerimi var. Hafter denilen orada gayrimeşru bir kişilik var ve bunun yanında Abu Dabi yönetimi yer alıyor.
Bütün parasal kaynaklar orada. Maalesef Rusya'nın da orada Vagner diye bir güvenlik ekibi var ki sayısal olarak 2 bin 500 kişilik bir kuvvet bu. Bunun parasal kaynağının Abu Dabi yönetimi olduğunu bizler biliyoruz. Bunun dışında Hafter'e Sudan'dan, değişik yerlerden ayrıca destekler var ki bu destekler 10 binin üzerinde. Tüm bunların değerlendirmesini Türkiye olarak Rusya ile yürütüyoruz ve bu vesileyle Putin ile en üst düzeyde zaman zaman bu görüşmeleri yaparak yol haritamıza nerede ne tür eksikler var bunları değerlendirmek bakımından devam ediyoruz.
Bütün Rusya rejim güçlerine en üst düzeyde desteği veriyor. Hava kuvvetleri noktasında desteği veriyor, bunun tespitleri elimizde. Bizim burada 911 kilometre sınırımız varken biz böyle bir mücadelenin içinde olmayacağız da onlar mı olacak. Biz bu mücadelenin içinde olmaya mecbur değil mahkumuz. Aynı şekilde bütün bu tacizler, sınırımıza olan yüklenmeleri neyle izah edeceğiz. Şu anda 3 milyona varan eğer bizim sınırlarımıza doğru bir yüklenme varsa buna eli bağlı mı duracağız.
Şu anda 4 milyon Suriyeli bizim ülkemizde. Bu konuda hiçbir ülkenin kalkıp bir duyarlılık gösterdiği yok. Biz insani, vicdani her türlü değer yargılarını göz önüne alarak bu değerlendirmeyi yapıyoruz ve bunları çok açık ve net Putin ile paylaştım. Bundan sonraki süreçte aynı şekilde buna devam edeceğiz” açıklamasında bulundu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bir gazetecinin, “Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin, Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile yapılan telefon görüşmesinde 4'lü zirve kararı alındı. Tarih netleşti mi? Ayrıca, Türkiye'ye Rusya'dan bir heyet gelmesi bekleniyor. Heyetin geleceği takvim belli oldu mu?” sorusuna şu cevabı verdi:
“Heyet yarın ülkemize gelecek. Fakat bu hafta sonu yapılan görüşmelerle ilgili ise Macron ile aynı şekilde Merkel ve Putin arasında tam bir ittifak söz konusu değil. Putin ile burada belirlediğimiz tarih yani 5 Mart'ta bizim en kötü ihtimalle Putin ile bir araya gelmemiz söz konusu. Bir araya gelişte de telefonun ötesine geçip bu görüşmeleri yüz yüze yapacağız.”
“Korona virüsü sınırlarımıza dayandı. İran'da görülmeye başladı, Irak'ta da dün itibariyle bazı tespitler var. Irak sınırının kapatılması gündemde mi?” sorusuna karşılık Erdoğan, “Sağlık noktasındaki hassasiyeti bir kenara koyamayız. Sağlık Bakanlığımız, Bilim Kurulu ile yaptığı çalışmalar neticesinde en uygun olanı neyse bu kararı almaya mecburuz.
İran ile ilgili attığımız adım bunun bir neticesidir. Oradan bir korona virüsünün ülkemize sıçraması bizde ciddi boyutlara ulaşabilir. Şu ana kadar bütün tedbirlerimizi aldık. Bundan sonraki süreçte de bu hassasiyeti aynen korumak durumundayız. Bu Irak, İtalya olur, neresi olursa olsun nasıl ki onlar değişik ülkelerden gelenlere karşı bu tür tedbirleri alıyorlarsa aynı tedbirleri almak durumundayız ve bundan sonraki süreçte de böyle bir şey nereden belirlenirse, nereden Sağlık Bakanlığı bunu tespit ederse ona göre adımımızı atarız. Burada tereddüt göstermeye hakkımız yok” dedi.
Bir başka gazetecinin, “Libya'da şehitlerimizin olduğunu duyurdunuz. Muhalefet şehitlerimizin isimleri neden açıklanmıyor, neden tören yapılmadı diye soruyor ve ayrıca Suriye Milli Ordusu hangi sıfatla Libya'ya gitti diye soruyorlar. Bir de sizin şehit haberini verirken kullanmış olduğunuz birkaç tane şehit haberinize muhalefet tepki gösteriyor.
Bu konuya cevabınız ne olur?” sorusuna Erdoğan, “FOX önce gazete olsun, FOX önce ciddi bir medya mensubu olsun. Yalan haber üretmeyi bırakın. Muhalefetin bu söylemleri de beni ilgilendirmiyor. Rakam da olur sayısal olarak o dediğiniz türde bir ifadeyi de kullanmış oluruz. Beni muhalefet mi yargılayacak, muhalefet önce kendini yargılasın.
Ne diyor muhalefet, gidip Esad ile görüşeceksiniz diyor. Bu nasıl muhalefet. Milyonlarca insan ülkesini terk ediyor, kalkıp bay Kemal bunların hesabını sormuyor, bizim ülkemizin sınırlarına dayanıyor milyonlarca insan bunun hesabını sormuyor, kalkıp bize akıl vermeye... O aklı sen kendine sakla da işe yarasın. Bizim kendimize ait 2 tane orada Libya'da şehidimiz var. Şimdi bu rakamı ben açıkladım bay Kemal ne yapacak bunu.
Suriye Milli Ordusundan şu anda bizim eğitici kadrolarımızın altında orada bulunanlar var. Evet var. Yine bay Kemal şunu da sorsun, Hafter'in yanında Vagner'in ne işi var veya Sudan'dan şuradan buradan gelenlerin ne işi var. Suriye Milli Ordusundan oraya gidenlerin ortak paydaları var ve bu çerçevede onlar Libya'da bulunuyorlar. Suriye'de bizimle beraber mi bunlar beraberler. Bizimle beraber olan bu kardeşlerimiz orada da beraber olmayı kendileri için şeref telakki ediyorlar ve oraya gidişlerinin bir manevi boyutu da ayrıca var ama bundan bay Kemal anlamaz.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.