Kamu Çalışanları Hak Sendikaları Konfederasyonu (Hak-Sen) 2016 yılının Karadeniz Bölge Toplantısı’nı Samsun’da yaptı. Anakent İş Merkezi Büyükşehir Belediyesi toplantı salonunda yapılan toplantıya Hak-Sen Genel Başkanı Ayhan Çivi’nin yanı sıra Eğitim-Hak-Sen Genel Başkanı Hanifi Gökçek, Sağlık Hak-Sen Genel Başkanı Selahattin Karaca, Kültür Hak-Sen Genel Başkanı Suna Bayram, Udem Hak-Sen Genel Başkanı Abdullah Peker, Haber Hak-Sen Genel Başkan Yardımcısı Seyfettin Eker, Eğitim Hak-Sen Genel Başkan Yardımcısı Kadir Doğan, Hak-Sen Samsun İl Temsilcisi Alparslan Kayhan ve sendika üyeleri katıldı.
“İNSAN HAKLARINA DAYALI BİR DEVLET”
Toplantı öncesi konuşan Hak-Sen Genel Başkanı Ayhan Çivi, Anayasa değişikliği, kamu personel reformu ve gündeme dair açıklamalarda bulundu. Çivi, “Bugün ülkemizde daha öncede olduğu gibi bir Anayasa değişikliği tartışması söz konusudur. Bugün Türkiye Cumhuriyeti Devleti maalesef darbe Anayasası ile yönetiliyor. Halen bu Anayasamız esaslı bir şekilde değiştirilemedi. Temel, hak ve özgürlüklerimiz konusunda çağımızın gerektirdiği haklarımıza halen kavuşamadık. Biz Hak-Sen olarak bu Anayasa değişikliğinin yapılması gerektiğini düşünüyoruz. Ancak bizim birkaç noktada talebimiz var. Şu anki mevcut Anayasa’da Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin insan haklarına saygılı bir devlet olduğu ibaresi vardır. Biz Türkiye Cumhuriyeti Devleti’nin insan haklarına dayalı bir devlet olması hükmünün öneriye konmasını istiyoruz. Saygı, hukuki bir sonuç doğuran, vatandaşa hak doğuran bir ibare değildir. Bugün saygı duyarsınız, yarın saygı duymazsınız. Tamamen kişinin kendi değerlendirmesine bağlıdır. Oysa vatandaşların hakları, hepimizin temel hakları, insan hakkıdır ve buna dayalı olmalıdır” dedi.
Yeni Anayasa’da memura grev hakkının verilmesi gerektiğini belirten Çivi, “Bugün çalışma yaşamında Türkiye pek çok uluslararası sözleşmelere imza atmış. Gerek Avrupa sosyal şartı gerek Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, ancak maalesef bugünkü mevzuatımız bu imza atılan sözleşmelere uygun hale getirilememiş. O yüzden de çalışma yaşamında hak ihlalleri, hak kayıpları ve mağduriyetler alabildiğine devam ediyor. Bunun da en başında artık 15 yıl önce çıkmış memur sendika yasasıyla verilmeyen grev hakkımızın yeni anayasa değişikliği çerçevesinde de mutlaka çalışanlara tanınması gerekiyor. Grev hakkı olmayan bir sendikal mücadele maalesef iki bacağı eksik sandalyede oturmaya benziyor. Bunu da biz bu değişiklik çerçevesinde talep ediyoruz” diye konuştu.
“İŞ GÜVENCESİ BİZİM KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR”
Kamu personel reformuna da değinen Çivi, “Hükümetin oluşumu ile beraber tekrar kamu görevlileri personel reformu gündeme geldi. Doğrudur, şu anda bizler kamu görevlileri hangi statüde olursak olalım, 50 yılını doldurmuş 657 sayılı Devlet Memurları Kanunu’na göre hizmet veriyoruz. Bizim mali ve sosyal haklarımızda bu kanuna göre belirleniyor. Ancak bu kanuna baktığımızda geçici maddelerinin asıl maddelerini geçtiğini, bu kanunun artık başının ve sonunun belli olmadığını ve bir karmaşanın söz konusu olduğunu görüyoruz. Dolayısıyla kamu personel reformu içerisinde artık hepimizin ortak bir tanım içerisinde yer almamız gerekiyor. İş güvencesi içerisinde bizim de talebimiz kadrolu memurlardır. Anayasamızın 128’inci maddesinde ‘sürekli kamu hizmetlerinin devlet memurları eliyle yürütüleceği’ yazılıdır. Memurun iş güvencesini elinizden aldığınızda sanki Türkiye’deki kamu personeliyle ilgili bütün sıkıntılar çözülecek, kamu hizmetlerinin sunumu ile ilgili bütün sorunlar çözülecek, hizmetlerin performansı artacakmış gibi maalesef bir düşünce ile bu öneri getiriliyor. Kamu görevlilerin iş güvencesi vatandaşın hizmet alma güvencesidir. İş güvencesi bizim kırmızı çizgimizdir” şeklinde konuştu.
Çivi’nin konuşmasının ardından toplantı basına kapalı olarak devam etti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.