Partisi tarafından düzenlenen "barış mitingine" katılmak üzere Van'a gelen Demirtaş, kent merkezindeki bir otelde basın mensuplarıyla kahvaltıda bir araya geldi. Ülke genelinde son zamanlarda yaşanan olumsuzlukların ortadan kaldırılması çaba harcadıklarını ifade eden Demirtaş, bunun bütün toplumun arzusunu ve ülkenin tamamının beklentisi olan barışçı çözüme vesile olmasını diledi. Demirtaş, ülkede bu tür süreçleri ilk kez yaşamadıklarını, Van'ın çatışmaların sancısını, acısını ve bedelini en ağır şekilde ödemiş kentlerden biri olduğunu belirterek, yeniden ayağa kalkmaya çalışan Van'daki olumlu havayı, barış süreciyle taçlandırmayı düşündükleri bir aşamadan, çatışmalı döneme girildiğini söyledi. "Ne oldu da çatışmalar yeniden başladı, ne değişti" sorusunun Türkiye'nin her yerinde sorulduğunu dile getiren Demirtaş, "Bunun verilecek bir tek cevabı var, HDP yüzde 13 oy aldı. Başka da bir şey yok ve Türkiye'de bir değişiklik olmadı.
AKP'nin iktidardan düşmüş olmasıdır bugünkü tablonun gerçek nedeni. Hükümet temsilcileri seçimin ardından 'Bundan sonra sürecin filmini çekersiniz' dediler. Biz seçimden çıkar çıkmaz, Çözüm Süreci'nden geri adım atmadan görüşmelerin devam etmesi gerektiğini savunduk. Oysa Çözüm Süreci bir partinin tekelinde olan, bir partiye ait olan süreç değildir. Barış süreci halkın malıdır. Biz artık halkımızın bunu bilmesini ve inanmasını özellikle istirham ediyoruz" dedi.
"Silahların susması ve müzakerenin başlaması için her ortamda tepkimizi ortaya koymalıyız” diyen Demirtaş, “Bugün hükümet operasyonları durdursa PKK eylemlerini durdurmasa da bunun adı ateşkes ya da çatışmasızlık olmaz. Tam tersi de olsa ölümleri durdurmuş olmayız. Tek taraflı olmayacaktır. Van'dan büyük bir mitingle bütün topluma ve taraflara bir kez daha güçlü barış çağrısı yapmış olacağız. Bu ses her kesimden yükselirse bugün, yarın ya da bir hafta içinde önemli gelişmeler olabilir. Bunu toplumun barış çığlığına güvenerek ifade ediyorum. Anneler babalara sesleniyorum, bu çocuklar kolay yetişmiyor, bir ömür harcıyorsunuz bu gençleri yetiştirmek için. Böylesine siyasi emeller ve iktidar uğruna ölmesine izin vermeyin. Bulunduğunuz yer yerde biz savaş istemiyoruz deyin. Halk talimat verirse siyasetçiler bunun gereğine yapmak zorunda kalırlar. Barış için elimizden ne geliyorsa bütün milletvekili partililerimizle birlikte bu çabanın içindeyiz" ifadelerini kullandı.
Demirtaş, bir dezenformasyonla karşı karşıya olduklarını, HDP'nin dışında barış için çalışan bir partinin bulunmadığını ileri sürerek, AK Parti ve MHP sözcülerinin ağzından bir tek barış sözcüğünün bile çıkmadığını, her gün cenazeler gelse daha mutlu olacaklarını iddia etti. Savaş çağrısı yapanların ülkede vatansever ilan edildiğini ancak HDP'nin "kardeş kardeşi vurmasın, silahlar sussun" dediği için vatan hainliğiyle suçlandığını savunan Demirtaş, "Bunların milliyetçilikleri, vatanseverlikleri de çakmadır. Çin malı milliyetçilerdir bunlar. Dünyanın en çakma milliyetçileri maalesef Türkiye'de. Türkiye'nin en büyük partisi barış partisidir. Türkiye'nin yüzde 80'i barış, silahsız çözüm istiyor.
Hepimiz bu partiye uymak zorundayız. Kışkırtmalara, tahriklere rağmen, her gün itibarsızlaştırma, hedef gösterme girişimlerine rağmen barış çağrılarından vazgeçmeyeceğiz. Gençlerimizin tabutlara bırakılmasına sessiz kalamayız. Biz ucuz siyasetçi olsaydık, tek derdimiz oy olsaydı yerimizde otururduk. Çünkü, savaş politikası AKP'yi bitirir. Biz savaşı durduracağız. Barajın altında kalmayı bile göze alırız. Bizim izin önemli olan kanın durmasıdır. Türkiye'nin birliği içinde kardeşliğini huzurunu gerçekleştirebilirsek, Türkiye geleceğe güvenle bakan ülkeye dönüşürse o zaman rahat etmiş olacağız. Partimiz de hedeflerine ulaşmış olacak" diye konuştu.
Kim yanlış yaparsa, bu toplumda barış isteğine duyarsız kalırsa tepkilerini ortaya koyacaklarını vurgulayan Demirtaş, "İki tarafa da çağrı yapıyoruz. PKK derhal elini tetikten çekmeli, ateşkese uyacağını ilan temelidir, hükümet derhal askeri operasyon ve güvenlik seçeneğini bir kenara bırakmalı, müzakere için hazır olduğunu ilan etmelidir. Dolmabahçe'de açıklanan deklarasyon Türkiye toplumunun önünü açacak tarihi belgedir. Kalınan noktadan ileri gidilerek, müzakere yürütülmesini sonuna kadar destekliyoruz" dedi.
Demirtaş, bir masa etrafında oturarak konuşmaktan daha erdemli bir şeyin olmayacağını, tüm ülkenin masada konuşarak sorunu çözmek varken neden bu kadar ölümün yaşandığını kendisine sorması gerektiğini belirtti. "Bu hafta barışa dair en somut adımların atılmasını istiyoruz” diyen Demirtaş,
“Bu hafta bütün olarak her yerden sesimizi yükseltelim ve barış istiyoruz diyelim. İki tarafta o zaman buna mecbur kalacak. Halkın sesine kimse sessiz kalamaz. Bütün Türkiye toplumundan ricamdır. HDP ve MHP el ele sokağa çıksın ve 'biz barış istiyoruz' desin.”
HDP'yi baraj altında bırakarak bedava milletvekili elde etme siyasetinin yürütüldüğünü söyleyen Demirtaş, "Baraj altından bırakarak bedava milletvekili almak istiyorlar. Baraj altında kalsak HDP'nin Van'daki 7 milletvekili bedavadan AK Parti'nin olacak. Bunun için uğraşan bir anlayıştan özgürlük beklenebilir mi? Biz artık HDP olarak ülkenin kurucu iktidarıyız. Muhalefet gibi düşünmeyeceğiz, sorunları nasıl çözeceğimizin planlarını ortaya koyacağız. Olası bir seçimde HDP'nin hedefi iktidardır. Bu anlayışın ülkede iktidara gelmesi lazım. Bu bizim açımızdan kesinlikle gerçekleşebilir bir hedeftir. Bizi baraj altında bırakmak isteyenleri sandıkta öyle bir cevap vereceğiz ki ülkeyi selamete çıkaralım" dedi.
Toplantıya katılan basın mensuplarına da teşekkür eden Demirtaş, "Basının objektif dil kullanması, basın ahlakına uygun habercilik yapması barış sürecinde hepimizin işini kolaylaştırır. Askerden daha asker olan gazeteciler var. Masasında oturduğu yerden klavye savaşı yapan gazeteciler var. Bunlar o ay alacakları dolgun maaşlara bakıyorlar. Annelerin yüreğinin yanması onları ilgilendirmiyor. Bu gün kışkırtıcı habercilik yapanlar kirli yüzleriyle baş başa kalacaklar. Barışçı toplumda size yer yok. İşsiz kalacaksınız. Savaş kışkırtıcılığını yapanlar eminim ki toplum barışla buluştuğunda halktan af dileyerek toplumun içine çıkabilecekler. Sizi Allah'a havale ediyoruz. Bu yaptıklarınızın hesabını yaradana vereceksiniz" şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.