MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, anayasa yapımında uzlaşılan 48 maddeyle ilgili olarak, "Başbakan’nın iftar programlarında kafasına estiği gibi atıp tutmasına, hezeyanlar içinde seslendirdiği çağrılarına kulak asmamız mantıklı ve makul bir tercih değildir. Bu nedenle 48 maddenin Meclis Genel Kurulu’na getirilmesi çok erken, çok zamansız ve çok da gereksizdir" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, parti genel merkezinde bir basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Konuşmasının bir bölümünde yeni anayasa çalışmalarına değinen Devlet Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın "Gelin uzlaşma sağlanan 48 maddeyi Meclis’ten geçirelim" şeklindeki sözlerini değerlendirdi. Kendilerinin anayasa yapım çalışmaları kapsamında masada kalan taraf olacaklarını anlatan Bahçeli, "Başbakan Erdoğan, öncelikle 48 maddenin hemen Meclis’ten çıkarılmasını istemek yerine, anayasa değişikliğiyle nereye varmak istediğini ve neyi amaçladığını açıklamalıdır. Kaldı ki, Anayasa Uzlaşma Komisyonu görevinini başında ve mesaisini sürdürmektedir" diye konuştu.
Yeri ve zamanı geldiğinde üzerinde uzlaşılan 48 maddenin Meclis Genel Kurul’una sunulmasının bir seçenek olarak ele alınabileceğine dikkat çeken Bahçeli, şuan için Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nu bitirecek adımlardan uzak durulması gerektiğine vurgu yaptı. Bahçeli şöyle konuştu:
"Sayın Meclis Başkanı’nın 9 Temmuz 2013 günü başlattığı liderlere turu bir bakıma Uzlaşma Komisyonu’nun güven tazelemesine de vesile olmuştur. Kimse telaşa kapılmamalıdır ki, değişiklik teklifleri yavaş ve yetersiz olsa da müzakere edilmektedir. Kuşkusuz 48 madde yabana atılmayacak kadar önemlidir. Bunu küçümsemek, hafife almak ve Anayasa uzlaşma Komisyonu’nu sabote edecek müdahalelerde bulunmak bizim tarafımızdan doğru ve ahlaki görülmeyecektir.
Israrla ve sabırla üzerinde uzlaşılan maddeler demokratik bir havuzda toplanmalı ve bu sayı mutlaka da artırılmalıdır. Yeri ve zamanı gelince gerek ve zorunluluk doğunca mutabakata varılan maddelerin Genel Kurul’a intikali bir seçenek olarak ele alınmalıdır. Ancak şu günkü şartlarda Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nu fiilen bitirecek ve sakatlayacak adım ve yaklaşımlardan uzak durulması da bilhassa Başbakan Erdoğan bakımından ciddiye alınması gereken siyasi bir sorumluluktur."
"48 MADDENİN GENEL KURULA GETİRİLMESİ GEREKSİZDİR"
MHP lideri Bahçeli, Başbakan Erdoğan’ın işaret ettiği 48 maddenin Meclis Genel Kurulu’na getirilmesinin gereksiz olduğunu söyleyerek şöyle konuştu:
"Bizim şu günkü ortamda; Anayasa Uzlaşma Komisyonu’nu tökezletecek bir eğilimin içinde olmamız şöyle dursun; Başbakan’ın iftar programlarında kafasına estiği gibi atıp tutmasına, hezeyanlar içinde seslendirdiği çağrılarına kulak asmamız mantıklı ve makul bir tercih değildir. Bu nedenle 48 maddenin Meclis Genel Kurulu’na getirilmesi çok erken, çok zamansız ve çok da gereksizdir. Sayın Cemil Çiçek’in Meclis’te grubu bulunan siyasi parti liderleriyle teması da bölük pörçük anayasa yapımına esasen terstir. Başbakan Erdoğan’ın azu ederse uzlaşma masasından kalkmasında bir mani hal yoktur."
"UZLAŞILAMAYAN MADDELER SEÇİM SONRASINA BIRAKILMALI"
"Bize göre her ne olursa olsun, Anayasa Uzlaşma Komisyonu sonuna kadar çalışarak mutabakat sağlanan maddeleri çoğaltmalıdır. Üzerinde uzlaşılamayan maddelerin de 2015 yılında yapılacak Milletvekilleri Genel Seçimlerinin arkasına bırakılması milletimizin takdir ve tercihine emanet edilmesi en çıkar ve sağlıklı yoldur."
"BaşbakanKerkük'teki katliamlara sessiz kaldı"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kerkük'teki katliamlara sessiz kaldığını söyleyerek " Başbakan Erdoğan’ın Mısır’da ölenlere neredeyse bir ağıt yakmadığı kalmışken, Türkmen kardeşlerimizi ağzına bile almaması dikkat çekici bir vefasızlık ve vicdansızlıktır. Bu kafa yapısına göre Gazze, Kerkük’ten daha önemlidir. Somali, Musul’dan daha değerlidir. Kahire, Tuzhurmatu’dan daha gözdedir" dedi.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, MHP Genel Merkezi’nde bir basın toplantısı düzenleyerek gündeme ilişkin değerlendirmelerde bulundu. Türkmen kenti Kerkük’te son zamanlarda gerçekleşen canlı bomba eylemlerine dikkat çeken Bahçeli, dün de Kerkük’ün güneyindeki Huzeyre Mahallesi’nde canlı bomba terörünün yaşandığını hatırlattı. Bir kafede düzenlenen canlı bomba saldırısı sonucu 38 kişinin hayatını kaybettiğini, 35 kişinin de yaralandığını söyleyen Bahçeli, “Bu saldırıyı lanetliyor, hiç kimsenin hiçbir çıkar grubunun, hiçbir terörist unsurun ve hiçbir karanlık emelin Türkmen kanı üzerinden hedeflerine varamayacağını ifade etmek istiyorum” dedi.
Kerkük’te yaşanan katliamlara Başbakan Erdoğan’ın sessiz kaldığını söyleyen Bahçeli, Erdoğan’ı eleştirdiği konuşmasında şunları söyledi:
“Başbakan Erdoğan’ın Mısır’da ölenlere neredeyse bir ağıt yakmadığı kalmışken, Türkmen kardeşlerimizi ağzına bile almaması dikkat çekici bir vefasızlık ve vicdansızlıktır. Bu kafa yapısına göre Gazze, Kerkük’ten daha önemlidir. Somali, Musul’dan daha değerlidir. Kahire, Tuzhurmatu’dan daha gözdedir. Çünkü Başbakan’ın derdi, kapanmamış hesabı Türklerledir, Türkmenlerledir.
Soydaşlarımız adeta soykırıma uğrarken, Türkmen kentleri bombaların, silahların tam ucundayken hükümetin buna duyarsız kalması ancak bu şekilde izah ve ifade edilebilecektir. Başbakan Türkmenlerin feryatlarına suskundur. Başbakan yoğunluk kazanan Türkmen acısına soğuk ve mesafelidir. Ancak Türkmenlerin cellâtlarına, idam mangasındaki şeytani suratlara sempatiktir, sevimlidir, şirinlikler yapmaktadır.”
"PKK'NIN SİLAH BIRAKMASI İMKANSIZDIR"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, PKK’nın belirlediği sözde üç aşamalı bir terör planı bulunduğunu belirterek, bu planın birinci safhasının ise toplumun ikna edilmesi ve işbirlikçi cephe oluşturulması için tepkilerin tartılmasına yönelik hazırlık dönemi olduğunu kaydetti. İkinci aşama içinse “İstenildiği gibi ilerlerse, bölücü talepler toplumsallık, bilimsellik ve kamusal destek kazandırılması ile toplumun boyun eğeceği olgunlaşma dönemi belirecektir” diyen Bahçeli, “PKK’yı memnun edecek yasal ve anayasal hazırlık evresi bu dönemi kapsamaktadır. Şayet bu safha planlandığı gibi yürütülürse, Türkiye ve Türk milletinin bölünmesi tam kıvamına gelecektir” şeklinde konuştu.
Bahçeli üçüncü safha için de “İmralı canisinin özgürlüğüne ulaşarak PKK’nın tam manasıyla siyasallaşmasına zemin ve fırsat açacaktır” dedi. PKK’nın geri çekilmesinin veya silah bırakmasının asla gerçekleşmeyeceğini iddia eden Bahçeli şöyle konuştu:
“Başından beri ifade ettiğimiz gibi, PKK’nın geri çekilmesi ya da silah bırakması asla gerçekleşmeyecektir. Yıkımdan sorumlu Başbakan Yardımcısı, bu yılın başlarında; 'hedefimiz PKK’ya silah bıraktırmak' derken milletimizin aklıyla ve irfanıyla alay etmekten utanmamıştır. Her şey ortadadır ki, PKK’nın silah bırakması, yıkımdan sorumlu Başbakan Yardımcısının kanatsız uçması kadar imkânsız, tövbe ederek milliyetçi-vatansever olması kadar uçuk bir rüyadır."
MHP lideri Bahçeli, terör örgütü PKK'nın geri çekilmediğini anlatarak, "PKK; moral depolamakta, yaralarını sarmakta, sadece yaşlı ve yıpranmış tetikçilerini geri çekmekte, serhildan, yani isyan provaları yapmakta, çözüm karambolunda silahlarını temizlemekte, özerklik için gün saymaktadır” diye konuştu.
"ÖCALAN'IN SERBEST KALMASI İÇİN ŞARTLAR OLGUNLAŞTIRILIYOR"
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, terörist başı Abdullah Öcalan'la ilgili olarak ise “İmralı canisinin serbest kalması için tüm şartlar bir bir olgunlaştırılmaktadır" dedi. "Hastalık raporuyla affedilmesi bile mümkün ve ihtimal dahilindedir" diyen Bahçeli, "Bunun için de İmralı canisi ve örgütünün süreç ve çözüm şaibesi altında her yola başvuracağı açıktır” diye konuştu.
"PALA SAVURAN SALDIRGAN KİMLERDEN DESTEK ALMAKTADIR?"
Bahçeli konuşmasının bir bölümünde ise İstanbul'daki Gezi Parkı olayları sırasında elindeki palayla eylemcilere saldıran Sabri Çelebi'yi de değindi. Bahçeli, "Başbakan Erdoğan bu palacıları, kadınlara tekme sallayan bu haşaratları kim ya da kimlerin görevlendirdiğini muhakkak ki açığa çıkarmalıdır" diyerek "Taksim’in göbeğinde pala savuran saldırgan kime güvenmekte, kimlerden destek almaktadır?" diye sordu. Bahçeli, Sabri Çelebi ile ilgili olarak "Geçim sıkıntısı çektiği, borçlarını ödeyemediği söylenen palalı ucube Fas’a nasıl gitmiş, kimler tarafından finanse edilmiştir?" sorusunu sordu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.