Devlet, siyaset işleri çorba gibi!
Ekonomik dar boğaz herkesi; "CANINDAN BEZDİRİYOR."
Siyasi kriz ve manevraların arasında kimse halkın çıkmazdan çıkarılmasına yönelik,
Tek bir hamle girişimi de müdahalesi de yok.
Her ne kadar siyasetin tepesinde, belediyelerde, milyarlar, trilyonlar vs harcanmış görünse de...
Orta direk dediğimiz vatandaşlara ve bizlere yansıyan bir durum yok.
Ama devlet işleyişi bir şekilde ilerliyor.
Restleşme; Devlet yetkilileri ile 3 Büyükşehir Belediye başkanını görevden alanlar arasında sürüyorken,
İç işleri başkanı Sayın Süleyman Soylu,
105. Dönem Kaymakamlık Kursu Açılış Programına katıldı.
Bakan Soylu, tören de; "Kaymakamlık, bir ilçeyi yönetip, bir ülkeyi yönetir gibi, bilgili, gayretli, dikkatli ve ferasetli olmayı gerektiren bir meslektir. Onun için, bu ülkenin bütün meselelerine, vakıf olmak durumundasınız." sözleri dikkat çekti.
Son yıllarca Kaymakamların işin gerçeği;
Siyasetçilerin altında ezildiğini görülen bu ortamda,
Bakan Soylu'nun sözleri, şaşırtmadı dersem yalan olur.
En büyük gerçek şu ki; Siyaset bürokrasinin canına okuyor.
Kimse bürokrasinin geçmişteki gibi siyasetin üstünde diye iddia etmesin...
Her neyse tam bu haberi irdelerken bu defa Samsun Valiliğinden bir açıklama geldi.
Samsun Valiliği, kendilerini savcı, polis ve MİT mensubu olarak tanıtarak;
Halktan para talep eden kişilere, itibar edilmemesi konusunda vatandaşları uyardı.
Önümüzde ki günlerde çuval, sepet, vs ile köyleri gezecek cemaatler için de uyarsaydı iyi olurdu.
Devletin eski deyimi ile ÖŞÜR, yeni deyim ile VERGİ, dinen bilinen malın Zekat adı altında.
Mahalle mahalle gezerek toplayacakların yanında,
Ekonomik dar boğaz ve sıkıntılarda bir de hakim,savcı, polis vs. tipleri türedi.
Bu şu iki konuyu işaret etmektedir. Ya hala milletin gizli saklı parası var.
Ya da yaşananlardan sonra oluşan korkudan endeksli herke tedirgin bundan yararlananlar var.
Bu nasıl bir keşmekeşliktir çözemedim gitti.
Sonuç olarak: "Devlet kendi derdinde, siyaset kendi keyfinde..."
Çoğu siyasetçi de ya yeniden ya da ilk kez gücü görüp makam, koltuk alıp güç hesabı yaparken,
Devleti temsil edenlerin artık gerçek devlet personeli olduğunu hatırlama vakti geldi geçiyor.
Bürokratların 'Devlet' gibi durması ve davranması artık hem mecbur hem şart.
Hem devleti temsil edeceksin hem yargı, hem karar noktasında yetkili olacaksın.
Sonra çıkıp hem devlete ters iş yapan, yaptıranların yanında, yakınında yer alıp foto vereceksin!?
Buna eskiden " Bu ne perhiz ne lahana turşusu" denirdi.
Şimdilerde turşusu da, lahanası da kalmadı.
Devlet siyaset işleri çorba oldu karıştı gidiyor.
Lafın özü; Devlet, siyaset, bürokrasi acil kendine gelmeli!
Her önüne gelen kendisini yetkili operasyonel adam sanmasın.
Devletin içinde devlet gibi kendini sananlar millete korku salmasın.
Devlet yaşayan halkının babası, anasıdır.
Ana ve baba da koruyucu, kollayıcı ve yaşatıcıdır.
Korkutucu ve yok edici olmadığını halkına anlatmalı ve gücünü göstermelidir.
Kısacası; "Devlet devletliğini göstermeli!"
Siyaset mi?
Siyaset " Ülkede ki para, geçim krizini çözsün. "
Gerisini millet zaten en güzel şekilde yapacaktır.
Mutlu ve (sağ)-lıcakla kalın...
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.