Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, TBMM Genel Kurulu'nda milletvekillerinin sorularına cevap verdi. Çavuşoğlu, “Biz ümmetin liderliğine soyunduk demedik. Dışişleri Bakanlığında üç ay bile görev yapan, göreve yeni başlayan üç aylık bir aday meslek memuru ve de aday konsolosluk ihtisas memuru ‘ümmet' kelimesinin Filistin'i korumak için kurulan İslam İşbirliği Teşkilatında yerleşik bir tabir olduğunu bilir, yani orda kırk yıl görev yapmaya gerek yok bunu bilmek için. Bunu öğrenemediysek bu bir eksiklik ama bunu bilerek burada iktidarı sıkıştırmak için, bizi sıkıştırmak için söylendiyse gerçekten vahim. Biz bu tabiri nerede kullandık? İslam İşbirliği Teşkilatı toplantısında tüm İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi ülkelerin Dışişleri Bakanlarına ve o toplantıya katılanlara hitap ederken kullandık ve orada dedik ki: ‘Tüm İslam dünyası olarak ümmet bizden -hepimizden- liderlik bekliyor'. ‘Türkiye Cumhuriyeti'nden liderlik bekliyor' demedik. Şimdi bunu getirip de Türkiye'nin İslam ümmetinin liderliğine soyunduğunu söylemek ne kadar hakkaniyetli? Kaldı ki ümmetin liderliğine kimse soyunmaz ama ümmet, ümmetin davasını kimin en iyi savunduğunu bilir ve ümmetin kendisi liderini seçer” ifadelerini kullandı.
CHP Grup Başkanvekili Engin Özkoç'un ‘Filistin'de somut bir şeyler yapılmalı' sözlerine ilişkin Çavuşoğlu, “Biz popülizm yapmıyoruz, kolay olmayan bir sorunun çözümü konusunda uluslararası hukuk temelinde biz çözüm bulmaya çaba sarf ediyoruz. Tüm dünyayı harekete geçirmeye çalışıyoruz. Dünyanın duyarsız olduğunu siz de söylediniz, o yüzden bize böyle basit bir şekilde ‘Ümmetin liderliğine soyunmak ile Papa'ya sığınmak arasında çelişiyorsunuz' gibi şeyler söylemeyin. Hele hele 2 mensubumuza bu hiç yakışmıyor, gerçekten yakışmıyor ve ümmet tabirinin, biraz önce söylediğim gibi, nerede, nasıl geçtiğini ve İslam İşbirliği Teşkilatında yerleşik bir dil olduğunu, İngilizcede de ‘ummah' diye hitap edildiğini sizler çok iyi biliyorsunuz” dedi.
Bakan Çavuşoğlu, HDP Diyarbakır Milletvekili Hişyar Özsoy'un İsrail ile ticaretin kesilmemesine ilişkin eleştirisine, “Kötü ilişki içinde olduğunuz her ülkeyle ticaretinizi kesmek olgun bir tavır mıdır, mantıklı mıdır? Siz ticareti hala devletlerarasında yapılan bir alışveriş olarak mı görüyorsunuz? Bugün Türkiye Cumhuriyeti devleti bazı kamu ürünlerini, özellikle savunma sanayisinde kamu şirketlerinin ürettiği ürünleri satıyor, evet ama bahsettiğiniz ürünlerin o ülkelere ihracatını kim yapıyor? Özel şirket üretiyor, özel şirket aynı şekilde satıyor, ihraç ediyor. Biz Mısır'la da ilişkilerimizde sorunlar yaşadık, şimdi düzeltmek için karşılıklı adımlar atıyoruz. Aynı şekilde Abu Dabi'yle yani Birleşik Arap Emirlikleriyle de yaşadık. Bu ülkelerin hiçbirisiyle de ticaretimiz azalmadı. Ben niye kendi iş insanımı, şirketimi, çalışanları, on binlerce, yüz binlerce insan çalıştıran şirketleri bir ülkeyle bozuştum diye neden cezalandırayım” şeklinde konuştu.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.