Doğa ve Sağlık Tehdit Altında

Doğa ve Sağlık Tehdit Altında
Kimya Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkanı Hüseyin Baş, Altın madeninde kullanılan siyanür hakkında çarpıcı açıklamalarda bulundu.

Kimya Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkanı Hüseyin Baş Altın madeninin ayrıştırılmasında kullanılan siyanür; doğaya çok büyük zararlar vermesinin yanında insan sağlığına da çok zararlı etkisi olduğunu söyledi.Siyanür yerine daha çevre dostu teknolojiler kullanılması gerektiğini belirtti.

"Sağlık konusunda ciddi riskler taşır"

Altın madeninde siyanür kullanımının çevreye çok büyük zararlar verdiğini vurgulayan Kimya Mühendisleri Odası Samsun Şube Başkanı Hüseyin Baş "Siyanürünayrıştırma işlemindetoprak ve su kaynaklarına sızarak yeraltı ve yüzey suyu kaynaklarının kirlenmesine ve ekosistemlerin bozulmasına neden olabilir. Madencilik tesisleriatık havuzlarından meydana gelen siyanür sızıntılarında siyanürün düşük konsantrasyonları bile toksik olabilir. Siyanürlü su ile sulanan bitkilerde toksik etkiler gösterir ve bu bitkiler insan tüketimine sunulduğunda halkımız ciddi sağlık riskleri altında kalabilmektedir.Siyanür gazları, havaya karışarak solunum yoluyla insan sağlığını etkileyebilir. Ayrıca, siyanürle kirlenmiş topraklar rüzgarla yayılabilir.Siyanür içeren atık havuzlarının çökme riski vardır. Sonuç olarak, siyanür kullanımı altın madenciliğinde önemli bir ekonomik avantaj sağlasada, çevre ve sağlık konusunda ciddi riskler taşır. Bu nedenle alternatif madencilik yöntemleri ve daha çevre dostu teknolojilerin araştırılması da önemlidir." diye ifade etti.

"Siyanür'ün yerine çeşitli kimyasallar kullanılmalı"

Siyanür'ün hiç bir şekilde kullanılmaması gerektiğinin altını çizen Başkan Hüseyin Baş "Siyanür kullanımının risklerini azaltmak için alınan çeşitli önlemler hem çevresel hem de insan sağlığı üzerindeki riskleri minimize etmeyi amaçlar. Siyanür yerine kullanılabilecek alternatif kimyasallar kullanılmalıdır. Örneğin, tiyoüre, tiyosulfat ve oksidasyon yöntemleri bazı durumlarda siyanürün yerini alabilir.Siyanür kullanımını gerektirmeyen alternatif madencilik yöntemleri araştırılmalı ve uygulanmalıdır. Örneğin, biyomining (biyolojik madencilik) gibi yöntemler kullanılabilir.Bu sistemler, siyanürün çevreye sızmasını engeller." ifadelerini kullanarak sözlerine şöyle devam etti.

"İzleme sistemleri kurulmalı"

Siyanür'ün düzenli olarak denetlenmesi gerektiğini söyleyen Başkan Hüseyin Baş "Siyanür içeren atıkların saklandığı havuzlar, sızıntı ve sızıntı riskine karşı izole edilmeli ve düzenli olarak denetlenmesi gerekir.Madencilik faaliyetlerinin çevresel etkilerini izlemek amacıyla düzenli olarak su ve toprak analizleri yapılmalıdır. Bu analizler, siyanür ve diğer potansiyel kirleticilerin seviyelerini belirlemeye yardımcı olur.Siyanür buharlarının hava kalitesini etkileyebileceği durumlarda, hava kalitesini izlemek ve siyanür konsantrasyonlarını ölçmek için izleme sistemleri kurulmalıdır.Siyanür sızıntıları ve kazaları için acil durum planları hazırlanmalıdır. Bu planlar, hızlı bir şekilde müdahale edilmesini ve çevresel zararların minimize edilmesini sağlayacaktır.Madencilik çalışanlarına ve bölge halkına siyanür ile ilgili güvenlik prosedürleri ve acil durum tepkileri konusunda eğitim verilmeli ve düzenli tatbikatlar yapılmalıdır.Madencilik faaliyetlerinin çevresel etkilerini azaltmak için hassas ekosistemler ve doğal alanlar korunmalıdır.Siyanürün güvenli bir şekilde temizlenmesi için gelişmiş filtrasyon ve temizleme teknolojileri kullanılmalıdır. Bu, su ve hava kirliliğini azaltabilir." diye konuştu.

"Büyük titizlikle yapılmalı"

Altın madeninde yer seçimi çok önemli olduğunu belirten Baş "Altın madeni işletmelerinde siyanür yerine alternatif uygulamalar düşünülmüştür.Her alternatifin kendine özgü avantajları ve sınırlamaları vardır. Bu nedenle, her madencilik projesinin özel koşullarına, ekonomik faktörlere ve çevresel gereksinimlere göre en uygun yöntemi seçmek önemlidir. Ayrıca, bu alternatiflerin etkinliği, maliyeti ve çevresel etkileri hakkında daha fazla araştırma ve geliştirme yapılması gereklidir. Değerli maden eldesinde, olası bir sızıntı veya kaza durumunda ekosisteme verilecek zararın sonuçları hesaba katılarak, tesisin yer seçimi aşamasından itibaren teknoloji seçimi, proses tasarımı, atık işleme ve depolama vb tüm süreçler büyük bir titizlikle planlanmalı, her aşamada risk analizleri yapılmalıdır. Kötü sonuçlar doğurabilecek sızıntı ve kazaların meydana gelmesi önlenmelidir." dedi.

Kaynak:İsmail Temiz

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
1 Yorum
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir
Güncel