etkene bağlı, tedavisinin olmasına rağmen en çok ölüme yol açan bulaşıcı hastalık olduğunu vurgulayarak, ülkemizde 2009 kayıtlarına göre 17,402 verem hastası bulunduğunu belirtti
Bu hastaların %63 erkek %37 si kadındır. Hastaların %70’inde akciğer tüberkülozu varken %30’unda akciğer dışındaki organlar (lenf bezleri, plevra, kemik, böbrek, beyin vb.) tutulmuştur diyen Uzun, “Günümüzde dünya nüfusunun yaklaşık üçte biri tüberküloz mikrobu ile enfektedir. Bu insanların %10’unun yaşamlarının bir döneminde vereme yakalanma ihtimali bulunmaktadır. Dünyada her yıl yaklaşık 9 milyon kişi verem hastalığına yakalanmakta ve her 1,7 milyon insan bu hastalıktan ölmektedir. Verem mikrobu hasta insanlardan öksürme ve hapşırma ile ortama yayılan mikrobun solunum yoluyla alınması sonucu bulaşır. Verem Hastası kişilerin kullandıkları tabak, çatal, kaşık, havlu gibi eşyalarla bulaşmaz. Tedavi olmayan her hasta yılda 10-15 kişiye hastalığı bulaştırmaktadır”.
Uzman Dr. Ertan Uzun, “Verem hastalığının başlıca belirtileri arasında 2-3 haftadan fazla süren öksürük, balgam çıkarma, kanlı balgam, ateş, gece terlemesi, iştahsızlık, kilo kaybı, halsizlik, nefes darlığı, göğüs ve sırt ağrısı yer almaktadır. Bu belirtilerle karşılaşıldığında vakit kaybetmeden en yakın sağlık kuruluşuna başvurmaları gerekmektedir. Bu kuruluşlarda yapılan balgam incelemeleri ve akciğer grafileri sonucunda hastalığın tanısı konulabilir. Tedavisi uzun süren ve sabır gerektiren bir hastalıktır. Verem hastalığı olan kişilerin en az 6 ay süreyle düzenli bir ilaç tedavisi görmesi gerekir. Tedavisini yarıda kesen hastaların tedavi süreleri 12 aya kadar uzayabilmektedir. Tedavi başladıktan sonra hastalığın bulaşma özelliği ve hastaların bulaştırıcılığı ortadan kalkmaktadır. Tedavide kullanılan ilaçlar “Verem Savaş Dispanserleri” tarafından ücretsiz olarak dağıtılır” diyerek şöyle devam etti.
Ülkemizde hastalığın önlenmesi amacıyla her yeni doğan bebeğe 2. ayın bitiminde BCG aşısı yapılmaktadır. Ayrıca hastalığın yayılımını önlemek için hasta kişilerin aksırıp, öksürürken bir mendil kullanmaları yâda ellerine değil kollarına hapşırmaları gerekmektedir. Verem mikrobu güneş ışığına dayanıksız olduğundan hastanın bulunduğu ortam güneş ışığı alan ve sık sık havalandırılan bir ortam olmalıdır diyerek konuşan Uzun, “Verem hastalığının bulaşıcı bir hastalık olduğu için erken teşhisin önemli olduğunu, erken teşhis halinde hem hastalığın bulaşmasının hem de öldürücülüğünün önüne geçilebileceğini ifade ederek bu kapsamda toplumda verem hastalığı hakkında farkındalık yaratmak amacı ile Toplum Sağlığı Merkezi Eğitim Ekibi tarafından okullarda ve ceza evinde verem hastalığı hakkında eğitim çalışmaları yapıldığını ve broşürler dağıtıldığını belirtti.
Haber Merkezi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.