32 yıl boyunca eczacılık yapan Niyazi Çapa, gittiği her ilden eczacılıkla ilgili eşyaları toplayarak bir müze oluşturdu. Müzede 130 yılı aşkın ilaçlar, ilaç yapımını anlatan tarihi kitaplar ve eski tarihlerde kullanılan ameliyat malzemeleri yer alıyor. Binden fazla malzemenin yer aldığı müze, günümüz eczacılık tarihine de ışık tutuyor.
"KENDİ YAPTIĞI İLAÇLARLA HASTALARA ŞİFA BULDU"
50 yıl önce hazır ilaç bulunmadığını ve laboratuarda kendilerinin hazırlayarak hastalara sunduklarını anlatan Niyazi Çapa, 32 yıl boyunca bu şekilde çalıştığını aktardı. Yaklaşık 80-85 kalem ilacın bulunduğunu dile getiren Çapa; “Benim ilk mesleğimin gereği 32 yıl insanlara eczanede ilaç yaparak, şimdiki gibi ilaç satarak değil, o tarihlerde 50 yıl önce hazır ilaç yoktu. Ben başladığımda 80-85 kalem ilaç vardı. Şimdi bin 500’e yakın hazır ilaç var. Kalanları biz kendimiz yapardık. Öksürük şurubu, iştah şurubu, kan şurubu, göz ve kulak damlaları, buğular, haplar ve fitillerin her çeşidini biz kendi ellerimizle yapardık. Yara merhemleri, cilt merhemleri ve uyuz merhemlerini dahi hep kendimiz yapardık. Laboratuvara sabahtan girdik mi akşama kadar 100’e kadar reçetenin ilacını yapardık. Şimdi majesteral ilaç yapımı diyorlar. Yani eczanenin laboratuvarında bitkilerden ve kimyasal maddelerden elde edilen maddelerle kaynatarak, mesela yaprakları, kökleri ve çiçeklerini demleyerek şuruplar yapardık ve hastalarımız da gerçekten şifa bulurdu” dedi.
"MESLEĞİN ÇİLESİNİ BİZ ÇEKTİK"
Günümüz eczacılık sistemine sitem eden Çapa, “Şimdi işler kolaylaştı. Raftan alıp ilacı kolayca veriyor yani pek bir sıkıntı olmuyor. Biz o zamanlar mesleğin en çilesini çekenlerdeniz. Şimdiki meslektaşlarım pek bakmıyorlar böyle şeylere. Hemen reçeteyi okuyor raftan alıyor bilgisayardan fiyatını çıkartıp veriyor. Biz her ilacı kendimiz yapardık” şeklinde konuştu.
"52 YILDA TOPLANAN MALZEMELER MÜZEYİ OLUŞTURDU"
Müzedeki eşyaları 52 yılda toplayarak bir araya getirdiğini dile getiren Çapa, “Bu müzeyi 52 yılda topladığım malzemelerden açtım. Şu anda bine yakın kimyasal, bitkisel ve hazır müstahzarlar var. ilaç havanlarımız, fitil kalıplarımız, hap kalıplarımız mevcut. Her şeyi havanda ezerek yapardık” ifadelerini kullandı.
"GEZDİĞİ İLLERDEN ESKİ ECZA EŞYALARINI ARAŞTIRDI"
Yeni neslin, eczacılık mesleğinin ne şekilde oluştuğunu müze sayesinde öğrenebileceğini aktaran Çapa, şöyle devam etti:
“Mesleğimle ilgili meraklardan dolayı gezdiğim her yerde eskiye ait ne varsa toparlıyordum. İlaç fabrikasının müdürüyken gittiğim vilayetlerde, “Burada en son ölen eczacı kimdi? Kapanan eczane neresi? Mirasçısı nerede?” bunların peşindeydim. Bazısında kalmış koskocaman koli, bazısında 5-10 kalem malzeme var. azıları afaki paralar isterken bazıları da “aman al para pul istemez” diyor. Böyle 52 yıl önce başladığım işi ve hala devam eden eskiye ait bulunan ne varsa yetişen neslimiz bunları öğrensin.”
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.