Erdoğan, “Kendilerine sığınmak üzere gelen mülteci gemilerinin Akdeniz’de batmasına ve içindekilerin boğulmasına kayıtsız kalıyorlar. Sorunun çözümü olarak botların limanları terk etmeden batırılmasını teklif eden ülkeler bile var. Biz açık kapı politikası izlerken ne yazık ki onlar sınır kapılarını da gönül kapılarını da sıkı sıkı kapatmış durumdalar” dedi.
IDEF 12. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı Açılışı TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi’nde gerçekleştirildi. Açılış nedeniyle düzenlenen törene Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Milli Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel, Bilim, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Fikri Işık, yerli ve yabancı konuklar ve çeşitli ülkelerin askeri temsilcileri katıldı.
“DÜNYANIN EN GÜÇLÜ GEMİLERİ BU TERSANELERDE ÜRETİLDİ, EN BÜYÜK TOPLAR BURADA DÖKÜLDÜ”
Fuar açılışında konuklara hitap eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye Cumhuriyeti'nin 92 yıllık olduğunu ancak askeri kurumlarının çok eski dönemlere uzandığını belirterek, “Bu köklü geçmişte savunma sanayii diye ifade ettiğimiz askeri amaçlı üretim konusunda önemli örnekler vardır. Selçuklu devletinden başlayan, Osmanlı’da devam eden süreçte dünyanın en güçlü savaş gemileri bu tersanelerde üretildi. En büyük toplar bu coğrafyada geliştirildi ve döküldü. 17. yüzyıla kadar bu bölge dünyanın en önemli savunma sanayii merkezi durumundaydı. Daha sonra Avrupa ülkeleri üstünlüğü ele geçirdi. Bilhassa kurtuluş savaşı gibi zor dönemlerde eldeki kıt imkanlar kullanılarak büyük zaferler kazanmamızı sağlayan üretimler yapıldı” diye konuştu.
“TERÖRLE MÜCADELE, KENDİ SAVUNMA SANAYİMİZİ KURMANIN GEREKLİLİĞİNİ GÖSTERDİ”
Cumhuriyetin ilk döneminde savunma sanayii konusunda ciddi bir atılım yapıldığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Ancak İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bu çabaların yerini dışarıdan alıma bıraktığını görüyoruz. Uçak fabrikaları, tersaneler ve diğer tesisler kapılarına kilit vurularak ihtiyaçlar NATO çatısı altında dışarında tedarik edildi. Kıbrıs çıkarması ve terörle mücadele, kendi savunma sanayimizi kurmanın gerekli olduğunu bize açık şekilde gösterdi.
Bu tecrübelerin ardından yoğunlaşan milli savunma sanayi kurma çalışmalarında 2002 yılında dışa bağımlılığımız yüzde 80’ler düzeyindeydi. Bugün savunma sanayi ihtiyacımızın yüzde 54’ünü kendi imkanlarımızla karşılar hale geldik. Amacımız 2023 yılında savunma sanayimizi dışa bağımlılıktan tamamen kurtarmaktır. Dünyanın en büyük savunma sanayi firmaları arasında iki Türk firması da bulunuyor. Savunma sanayiinde üretim gücümüz 5 miyar doları aştı. Savunma sanayimiz en çok araştırma geliştirme teknoloji yatırımı yapan sektör haline geldi” şeklinde konuştu.
“MİLLİ SAVAŞ UÇAĞI TASARIMI DEVAM EDİYOR”
Türkiye’nin milli savunma sanayisindeki gelişimini son dönemde katıldığı projelerinden örnekler vererek anlatan Erdoğan, “16 Mart’ta Aselsan Gölbaşı yerleşkesinde Radar Merkezi’nin açılışına katıldım, Gebze’de Türksat 6A projesinin imza törenine şahitlik ettim. Atak helikopterlerimizin teslim töreninde yer aldım. Milgem Büyükada gemimizin teslim töreninde bulundum. Hürkuş uçağının hangardan çıkış törenine katıldım. Ana muharebe tankımız Altay ile ilgili çalışmalar son aşamaya geldi. İnsansız hava uçakları konusunda birçok proje yürütüyoruz.
Milgem Heybeliada gemimiz tamamlanıp hizmete girmişti, Burgazada gemimizin inşası sürüyor. Yüze yakın askeri gemi ve karakol botu tersanelerimizde üretilerek deniz kuvvetlerimize ve sahil güvenliğe teslim edildi. Milli savaş uçağı tasarımı ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Askerimizi mayın tehdidinden koruyan kirpi araçlarından 614 adedi TSK’ya teslim edildi. Seyir füzeleri, güdümlü roketleri kendimiz üretir hale geldik. Uydu sistemlerinin üretim yayında bir uydu fırlatma merkezi kurma çalışmalarını devam ettiriyoruz. Alçak ve orta irtifa hava savunması için üretilen hisar füzelerinin denemeleri başarı ile sonuçlandı. Milli piyade tüfeği üretimi projesini de tamamlamış bulunuyoruz” ifadelerini kullandı.
"SAVUNMA SANAYİİNDE YENİ HEDEFİMİZ ‘ÖZGÜN TASARIM’"
Savunma sanayiinde Türkiye’nin yeni hedefini de açıklayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Hazır alımdan ortak üretime, oradan da kısmi tasarım aşamasına gelen savunma sanayimizde bundan sonraki hedefimiz özgün tasarımdır. Sanayi ve teknoloji atılımlarımız elbette sadece savunma sanayii ile sınırlı değil. Yerli çip üretiminden, yerli otomobile kadar geniş bir yelpazeden çalışmalar sürüyor. Türkiye önümüzdeki dönemde daha hızlı büyüyerek inşallah hedeflerine ulaşacak” dedi.
“MÜLTECİ GEMİLERİNİN AKDENİZ’DE BATMASINA KAYITSIZ KALIYORLAR”
İstikrar ve güven ortamı içerisinde güçlenen Türkiye’nin bölgesi için de bir umut kaynağı haline geldiğine dikkat çeken Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bölgemizdeki tüm mazlum toplumlara elimizi uzatıyor, dertlerine derman olmaya çalışıyoruz. Bugün dünyada en çok insani yardım yapan ülkelerin başında Türkiye geliyor. Geçtiğimiz yıl 4.5 milyar doları bulan insani yardımla dünyada 3’üncü sırada yer aldık. Bütün bu gayretleri sürdürürken çevremizdeki karışıklıklardan kaçıp gelen milyonlarca insana ev sahipliği yapıyoruz. Ülkemizde bulunan Suriye ve Iraklı kardeşlerimizin sayısı 2 milyon civarında. Suriyeli kardeşlerimiz için yaptığımız harcama 5.6 milyar doları buldu. Buna karşılık Avrupa’da şu anda toplam bulunan sığınmacı 250 bin.
Kendilerine sığınmak üzere gelen mülteci gemilerinin Akdeniz’de batmasına ve içindekilerin boğulmasına kayıtsız kalıyorlar. Sorunun çözümü olarak botların limanları terk etmeden batırılmasını teklif eden ülkeler bile var. Bugün Akdeniz, umut yolcularının, kadınların, bebeklerin mezarı oldu. Akdeniz’in acımasız dalgaları, savaştan kaçan binlerce çocuğun hayatını yuttu. Biz açık kapı politikası izlerken ne yazık ki onlar sınır kapılarını da gönül kapılarını da sıkı sık kapatmış durumdalar. Bu şekilde ne kendi ülkenizin ne de dünyanın güvenliğini sağlayamazsınız. Eğer çevrenizde bir ateş varsa oradan sıçrayan kıvılcım sizi de bulur. Çözüm bu yangına sırtınızı dönmek değil, bu yangını söndürmenin yollarını aramaktır. Hiçbir siyaset, diplomasi, çıkar milyonlarca insanın acısından, ölümünden daha önemli olamaz.”
“DÜNYADA SALDIRGANLAR OLDUKÇA, SAVUNMA İÇİN HAZIR OLMAK MECBURİYETTİR”
Erdoğan, fuarın adını da hatırlatarak, “Bu fuarın adı savunma sanayii fuarı. Ülkenizi, vatanınızı, insanınızı savunmak, bunun için her türlü tedbiri almak hem hakkımız, hem de görevimiz. Bu imkanların başka toplumların haklarının gasbı için kullanılması bizim asla kabul etmeyeceğimiz bir davranış. Dünyada saldırganlar oldukça savunma için hazır olmak bir mecburiyettir. Biz savunma sanayimizi sadece kendimiz için değil aynı zamanda dostlarımız, kardeşlerimiz için de güçlendiriyoruz. Bilgi ve tecrübelerimizi dostlarımızın istifadesine sunuyoruz. Sadece ürün satmanın peşinde değiliz. Biz uzun vadeli ortaklıklar kurmayı, ortak projeler geliştirmeyi de hedefliyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.