MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Sur ilçesine yürüyüş çağrısıyla ilgili, "HDP'li provokatörler hakkında hukuk ve Meclis gereğini derhal yapmalıdır. Fezlekeler bekletilmemeli, dokunulmazlıkların kaldırılmasından parti kapatmaya kadar her seçenek masaya koyulmalıdır" dedi
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın Sur ilçesine yürüyüş çağrısıyla ilgili, "HDP'nin bir eşbaşkanının Diyarbakır Sur'da bölge halkını yürüyüşe teşviki aslında bir isyan çağrısı, bir ihanet kalkışmasıdır. İnancımız odur ki Kürt kökenli hiçbir kardeşim bu oyuna gelmeyecek, PKK'nın tuzağına düşmeyecektir" dedi.
Anayasa Mahkemesi'nin (AYM) gazeteciler Can Dündar ve Erdem Gül'e ilişkin "hak ihlali" kararının ardından yaşanan tartışmalara ilişkin yazılı açıklama yapan Bahçeli, Türkiye Cumhuriyeti'nin hiç tartışmasız ve hilafsız bir hukuk devleti olduğunu belirtti. Anayasa'nın ilgili maddesinin bu somut gerçeği en açık, en yalın şekilde ifade ettiğini vurgulayan Bahçeli, hukuku, devletin meşruiyet kaynağı, birlikte yaşamanın asgari temeli olarak nitelendirdi. Bahçeli, bu temelin zayıflaması ve zedelenmesinin devletin dayandığı hukuki zemini çatlatacağını vurgulayarak, hukuk devletinde üstünlüğün şahsa, belirli bir zümreye veya elit bir kesime ait olamayacağını, böyle de değerlendirilemeyeceğini belirtti.
"HUKUKA SAYGI VE RİAYET AĞIR YARA ALDI"
Türkiye'nin uzun bir süredir hukuksuzluğun pençesinde, adaletsizliğin egemenliğinde olduğunu savunan Bahçeli, "Hukuka saygı ve riayet ağır yaralar almıştır. Bunun başlıca sorumlusu Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'dır. 17-25 Aralık rüşvet ve yolsuzluk sürecindeki tıkanıklık ve engellemeler hukuk ilkelerini ve adalet ölçülerini hiçe saymış, AKP'yi hukuksuzluğun mimarı haline getirmiştir. Türkiye'yi 14 yıldır yöneten AKP hukukla ters düşmüş, ahlakla yollarını tümden çatallaştırmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan millet iradesini kasten yanlış ve keyfi yorumladığından yasa ve Anayasa hükümlerine adeta savaş açmıştır. Maalesef Türkiye’de hukuk fiilen devre dışıdır" dedi.
Anayasaya uyan, saygı duyan ve de savunan kimsenin neredeyse kalmadığını iddia eden Bahçeli, şunları kaydetti:
"Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın geçtiğimiz pazar günü Batı Afrika seyahatine çıkmadan önce yaptığı skandal açıklamalar bunun teyididir. Anayasa Mahkemesi'nin Cumhuriyet Gazetesi Genel Yayın Yönetmeni Can Dündar ve Ankara Temsilcisi Erdem Gül lehinde verdiği hak ihlali kararı Erdoğan'ı aşırı derecede öfkelendirmiştir. Bu kapsamda, Anayasa Mahkemesi'nin verdiği karara 'uymuyorum, saygı da duymuyorum' sözleriyle aslında kimseyi de şaşırtmamıştır. Çünkü Erdoğan'ın hukuka hürmet, hukuk üstünlüğünü kabullenme konularında siyasi ve zihni açmazları vardır, her şeyiyle de ortadadır. Erdoğan'ın Anayasa Mahkemesi'nin mezkur kararına aynı cümle içinde hem sessiz kalacağını hem de uymayacağını söylemesi kafa karışıklığından öte adalet hasmı olmasından ileri gelmektedir. Yeni Anayasa hazırlığıyla ilgili siyasi tartışmaların yoğunluk kazandığı, uzlaşma ve diyalog kanallarının açılmasıyla ilgili çabaların sarfedildiği bugünkü zaman diliminde, Erdoğan'ın duruşu sorunludur, bulanıktır."
"ERDOĞAN ANAYASAYI KAFASINDA ÇOKTAN KALDIRMIŞ"
"Erdoğan anayasayı kafasında çoktan kaldırmış, Türkiye'yi kanunsuzluğa hapsetmiştir" diyen Bahçeli, "Milliyetçi Hareket Partisi olarak Erdoğan'ın sözlerine iki tam gün geçtikten sonra cevap vermemiz fitilini tutuşturmak istediği tartışma ortamına, gizli gündemine hemen alet ve dahil olmama düşüncemizden kaynaklanmıştır. Cumhurbaşkanı şu gerçekleri özellikle bilmelidir ki: Hukuk herkese lazımdır, her Türk vatandaşını kapsamaktadır. Ve gün gelecek karalanan hukuk Erdoğan'a da gerekli olacaktır.Erdoğan için bir anlam içermediğini bilmemize rağmen, yine de şu hatırlatmaları yapmak milletimizin bizden beklediği tarihi bir görevdir; eğer mümkün olursa yeni anayasa hazırlama süreci amacına ulaşana kadar, yürürlükteki 1982 Anayasası beğenilse de beğenilmese de herkesi bağlayacaktır" ifadelerini kullandı.
"HDP'NİN ÇAĞRISI BİR İHANET KALKIŞMASI"
"HDP'nin bir eşbaşkanının bugün saat 16’da Diyarbakır Sur'da bölge halkını yürüyüşe teşviki aslında bir isyan çağrısı, bir ihanet kalkışmasıdır" ifadesini kullanan Bahçeli, açıklamasında şu ifadelere yer verdi:
"Yasa ve anayasa muhaliflerinin tıpkı 6-8 Ekim olaylarında olduğu gibi, yeni bir iç kargaşa çığırtkanlığına soyunması çılgınlık olduğu kadar rezalet ve namertliktir. HDP'li provokatörler hakkında hukuk ve Meclis gereğini derhal yapmalıdır. Fezlekeler bekletilmemeli, dokunulmazlıkların kaldırılmasından parti kapatmaya kadar her seçenek masaya koyulmalıdır. İnancımız odur ki, Kürt kökenli hiçbir kardeşim bu oyuna gelmeyecek, PKK'nın tuzağına düşmeyecektir. Türkiye'de bir saldırı biterken diğerinin başlaması, Ortadoğu'daki kanlı manzaraların terörizm ve arkasındaki şer güçleri eliyle ülkemize taşınma emelleri büyük bir tehlikeyle karşı karşıya olduğumuzun tescilidir. Bölücü kalkışmanın uluslararası bir soruna dönüşmesi için Meclis'teki PKK yedeklerinin BM'ne müracaatları yazılan senaryonun neye ve hangi kirli amaca hizmet ettiğini göstermektedir. Suriye ve Irak'taki barbarlıkların aynısının ülkemizde gösterime sokulma çabaları elbette hainlerin cüret ve cesaretini deşifre etmesi bakımından son derece kayda değerdir."
"İÇ VE DIŞ SORUN YUMAĞI ANORMAL BİR ŞEKİLDE FAZLALAŞTI"
Bahçeli, 27 Şubat'tan itibaren Suriye'de ABD-Rusya ittifakıyla başladığı iddia edilen ve aslında yalnızca sözde kalan ateşkesin ne getirip ne götüreceğini ilerleyen günlerin tayin edeceğini belirterek, şunları kaydetti:
"Bunlar oluyorken, Suudi Arabistan'ın başını çektiği, aralarında Türkiye'nin de bulunduğu 20 bölge ülkesinin 'Kuzey Fırtınası' isimli askeri tatbikata başlaması Suriye'de pamuk ipliğine bağlı ateşkesin her an ortadan kalkabileceğine kanıttır. AKP Türkiye'yi ateşe düşürmüş; istikrarsızlığın, belirsizliğin batağına ite ite sokmuştur. İç ve dış sorun yumağı anormal şekilde fazlalaşmıştır. Türk milleti tarihinin en çetin günlerinden geçmektedir. Şehirler terörist, bomba ve silahlarla doldurulmuştur. Hükümet vahim ve stratejik tehditlerin seyrini okuyamamış, okusa bile hiçbir tedbir almamış, alamamıştır. AKP'nin teşrifat ve mihmandarlığıyla PKK-PYD Türkiye'ye militan yığmış, yabancı güçlerden aldıkları silahları depolamış, hendek açıp tünel kazarak şiddet ve saldırı hazırlığı yapmışlardır. Hükümet ise ya ihanet ortakçısı ya da ihmal kurbanı olarak gelişmelere gözünü yummuş, aziz Türk vatanının bir bölümünü kaderine vicdansızca terk etmiştir."
"ANAYASANIN YOK SAYILMASI TÜRKİYE'Yİ HER AN İMHA OLACAK SAATLİ BOMBAYA DÖNÜŞTÜRDÜ"
"Davutoğlu'nun hendek kazan teröristlere hala gençlerimiz demesi, ısrarla el uzatması tarif ve tevili imkansız bir acziyet ve işbirlikçilik olarak milli hafızalardaki yerini almıştır" ifadesinin kullanan Bahçeli, "Yaşadığımız sorunların temelinde tek kelimeyle özetlemek gerekirse AKP vardır. Erdoğan'ın milli değerlere şaşı bakışı, yasa ve Anayasayı yok sayması Türkiye'yi her an imha olacak saatli bombaya dönüştürmüştür. Ülkemiz oldukça huzursuz, kaygılı ve ümitsizdir. İlaveten TBMM'de, PKK'nın siyaset acentesi tarafından Türk milletine yönelik tahammül sınırlarını zorlayan söz ve suçlamalar ülkemizin içler acısı halinin ibret vesikasıdır" dedi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.