Usta, fındık üreticilerinin sorunlarının araştırılarak, sorunların çözümüne yönelik alınabilecek tedbirlerin ve yapılabilecek düzenlemelerin belirlenmesi amacıyla araştırma önergesi verdi.
Türkiye'nin en değerli ihraç ürünlerinden olan fındığın, Karadeniz bölgesi için başka alternatifi de rakibi de yoktur diyen Usta “Son 5 yıllık ortalama veriler dikkate alındığında ülkemiz, dünya fındık üretiminin %67’sini karşılamaktadır. Üretimden ihraç aşamasına kadar sektör yaklaşık 8 milyon kişiyi ilgilendirmektedir. Dünya fındık ihracatının %75’ini Türkiye gerçekleştirmektedir. Fındığın en önemli özelliklerinden birisi ülkemize getirdiği döviz girdisinin tamamını milli kaynaklardan sağlamasıdır. “ dedi.
FINDIK ÜRETİCİSİ YOKSULLAŞIYOR
Fındıkta, üretim, ticaret ve tüketim odaklı ciddi sorunlar olduğunu vurgulayan Usta, fındık üreticisinin, girdi maliyetlerinin yüksekliğinden dolayı üretim maliyetini karşılayamadığını belirtti. Fındık üretim maliyetlerinin en önemli unsurunun gübreleme, ilaçlama ve toplatma işçiliği olduğunu belirten Usta, küçük üreticilerin serbest piyasanın çarpık işleyişi içinde tüccarın insafına bırakıldığını, fındık üreticisinin her geçen gün yoksullaştığını belirtti.
Fındık üreticisi yurt içinde fındığı toplayan birkaç tane yabancı firmanın insafına terkedilmektedir diyen Usta, piyasada tek alıcı olan bu firmaların istedikleri şekilde fiyat belirleyerek çiftçinin mağdur olmasına, ülkemizin kaynaklarının da yurt dışına çıkarılmasına neden olduklarını belirtti.
Türkiye’nin; fındık tarımında üretim ve ihracat bakımından dünyada birinci sırada yer almasına rağmen maalesef, elindeki bu hazinenin farkında olmadığını belirten Usta, “bu üründen hem vatandaşlarımız hem de devlet, arzu edilen ölçüde yararlanamamaktadır.” diye ekledi.
DEVLET TEKELLEŞMENİN ÖNÜNE GEÇMEDE VE FİYAT BELİRLEMEDE ETKİN OLMALIDIR
TMO piyasaya müdahale etmekte geç kalmış, birçok ilçede hizmet verememiş veya sınırlı şekilde vermiştir diyen Usta sözlerine devamla: “Devletin tekelleşmenin önüne geçmede ve fiyat belirlemede etkin olması gerekmektedir. Üreticinin ürününe gelecekte sahip çıkması adına doğru yönetildiğinde bugün bile kendi alanında dev bir yapıya sahip olan Fiskobirlik’e sahip çıkılmalıdır. Burada önemli olan güçlü bir müdahale kurumuyla, çiftçinin mağduriyetinin önüne geçmektir.” dedi.
FINDIĞI İŞLEYEREK, KATMA DEĞERİNİ YÜKSELTİLMELİYİZ
Karadeniz bölgesinde fındığın işlenerek katma değerinin yükseltilmesine dönük özel sektör yatırımlarının desteklenmesi gerektiğini belirten Usta “ bizim fındığımızı kullanan Avrupalı fındığın kaymağını yerken ülkemiz hâlen natürel fındık ihracatıyla yetinmektedir, fındığı Karadeniz’de işlemek, katma değer üretmek ve istihdam sağlamak öncelikli hedefimiz olmalıdır.” dedi,
LİSANSLI DEPOCULUK GELİŞTİRİLMELİDİR
Emanet fındık alımı yerine, lisanslı depoculuk geliştirilmesi gerektiğini belirten Usta “çiftçimiz gübre, işçi ücreti gibi borçlarını ödemek için, fındığını emanete veriyor, haliyle yine tüccarın insafına bırakılmış oluyor.” dedi.
GÜNÜBİRLİK DEĞİL KALICI ÇÖZÜMLER BULUNMALIDIR
Her yıl ürün ortaya çıktığında, çiftçi mağdur olmaya başladığında fındık konuşup, günübirlik çözümler sunmak yerine fındık piyasasındaki yapısal sorunların kalıcı bir şekilde çözülmesi hayati önem taşımaktadır diyen Usta: “Karadeniz halkının ana geçim kaynağı olan; Türkiye için hem ekonomik hem de toplumsal bir değere sahip olan fındığın yerini tutacak başka bir ürün bulunamayacağının farkına varılarak, fındık üreticilerinin sorunlarının çözülmesi, mağduriyetinin giderilmesi ve millî gelirden hak ettiği payı alması temin edilmelidir. Sağlıklı bir fındık politikası için alınacak önlemlerin tespiti için konunun Türkiye Büyük Millet Meclisi’ne taşınması yerinde olacaktır.” diye ekledi.
HABER: Nuri ŞEKER – Ayhan GONCA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.