Sağlıklı dişlerin temelinde sağlıklı bir diş eti yatmaktadır. Diş eti problemlerine ise çok fazla önem verilmediğini, erken safhadaki diş eti problemlerine 'gingivit' dendiğini belirten Dentakademi Ağız ve Diş Sağlığı Merkezi Periodontoloji ve İmplantoloji Uzmanı Yrd. Doç. Dr. Ersun Gushi, gingivite mikrobiyal dental plakların neden olduğunu belirtti.
Diş eti problemlerinin en yaygın belirtisinin diş eti kanamaları olduğunu söyleyen Yrd. Doç. Dr. Ersun Gushi, "Gingivite neden olan mikrobiyal dental plaklar diş ve diş eti üzerinde bir tabaka oluşturarak diş eti iltihabına yol açar ve bu durum tedavi edilmezse hastalık diş eti çevresine (periodontol dokuya) yayılarak kemik harabiyetine neden olur" dedi.
Diş eti problemlerinin temel belirtileri
Sağlıklı bir diş eti gül kurusu açık pembe renginde, diş eti dokusu ise portakal kabuğu pütürüğü yapısında olması gerektiğini söyleyen Yrd. Doç. Dr. Gushi, "Diş eti problemi olan hastalarda ise temel belirtiler, mikrobiyal dental plağın neden olduğu iltihaplanma, damak diş eti renginin kırmızı-mor renk olması, diş etinin pütürük yapısını kaybetmesi, ödem, kanamaya yatkınlık ve ağız kokusudur" ifadelerini kullandı.
Gingivit de erken teşhis çok önemli
Diş eti hastalıklarında da erken teşhisin önemli olduğunu belirten Dr. Gushi, diş eti hastalarının tedavi edilmediği durumlarda mevcut gingivitin ilerleyip diş etinin çevre dokularına yayılarak kemik kaybı ve akabinde dişlerin kaybedilmesine neden olduğunu belirtti.
Diş eti hastalıklarının göz muayenesiyle de tespit edilebildiğini ancak bir uzman hekim tarafından milimetrik kalibrasyonu olan periodontal sonda ile tanısı konması gerektiğini belirten Dr. Gushi, diş eti hastalıklarının uzman hekim tarafından yapılan diştaşı temizliği ve küretaj (kök yüzey) düzeltme işlemi ile mevcut mikrobiyal dental plağın uzaklaştırıldığını söyleyerek, "Hastaya uygun diş fırçası ve gargara önerilmesi sonrası ortalama 5-7 gün içerisinde diş eti tekrar sağlığına kavuşacak".
Dr. Gushi diş eti tedavilerinde, "Hastalığın şiddetine bağlı olarak işlemler anestezisiz ya da lokal anestezi altında gerçekleştirilmektedir. Burada baz alınması gereken durum hastalığın sadece diş eti ile ilgili bölümünde mi yoksa kemiğe yayılıp yayılmadığıdır. Kemiğe yayıldığı durumlarda cerrahi tedaviler gerekebilir" dedi.
Hamilelikte diş eti rahatsızlığı paniğe ve strese neden olabilir
Hamilelik döneminde gingivit sebepleri arasında hormonal düzensizliklerden dolayı diş etlerinde kanama, ağız kokusu ve diş eti büyümelerinin görülebileceğini belirten Yrd. Doç. Dr. Ersun Gushi, planlı bir hamilelik söz konusu olduğunda öncesinde muhakkak bir diş eti hastalıkları uzmanı tarafından detaylı bir ağız bakımı önerildiğini belirterek sözlerine şöyle devam etti: "Bazı ilerlemiş vakalarda piyojenik granülom (hamilelik yümörü) tespit edilebilir ve gelişen bu durum hastada panik ve strese neden olabilir. Hamilelikte gingivit tedavisi için en uygun dönem, 2 ve 3’üncü aylardır. Unutulmaması gereken en önemli nokta hamile hastaların radyografi almamasıdır" şeklinde konuştu.
Hamilelikte diş veya diş eti kaynaklı düşük yapma olasılığının oldukça az olduğunu belirten Dr. Gushi, yapılması gerekenler arasında hastayı strese sokacak durumları ortadan kaldırıp, rahatlatmak ve randevu süresini kısa tutulması gerektiğini söyledi.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.