CHP Çarşamba ilçe örgütünün 7 Nisan Cumartesi günü Su Düğün Salonu’nda yapılacak olan kongresi öncesinde şu ana kadar adaylığını açıklayan tek isim olan Sinan Yaşar ile kongre sürecini ve Türkiye’deki siyasi gelişmeleri konuştuk
CHP Çarşamba İlçe Örgütü 7 Nisan Cumartesi günü Su Düğün Salonu’nda yapılacak olan kongrelerinin heyecanını yaşıyor. Yapılacak olan kongre öncesinde kongre hazırlıklarını ve Türkiye’deki siyasi gelişmeleri görüştüğümüz CHP ilçe başkanlığına şu ana kadar adaylığını açıklayan tek insan olan Sinan Yaşar gazetemize değerlendirmelerde bulundu.
Sinan Yaşar adaylığını açıkladığı kongre süreci ile alakalı, “Ayın 7’sinde saat 12 de kongremiz başlayacak. İlk önce yapacağımız iş sağlıklı bir kongre yapıp bizim önerdiğimiz arkadaşlarla seçim bittikten sonra görev bölümü yaparak çalışmalara başlamak olacak. Atanacak olan bu yönetim yerel seçimleri, genel seçimleri, cumhurbaşkanlığı seçimlerini yapacak yönetim olacak. Yerel yönetim benim için çok önemli. Geçmişte yaptığımız hatalara düşmeyeceğiz bu sefer. Geçmişte görevlendirmeyle gelen arkadaşlarımız kendilerini o kadar yetkili hissetmedikleri için işe hep geç başladık. Geçmişte yaşadığımız sıkıntıları yaşamamak için CHP’ye hizmet vermiş, düşünen, görev almış kişilerin belirleyerek işe erkenden başlayacağız” dedi.
“Bu yola zor olduğu için çıktık”
Kongre sonrasında zor bir mücadele sürecine başlayacaklarını belirten Yaşar açıklamalarına, “Sorunları nasıl çözüleceğinin tespitinin yapılması gerekir. Ya da ilerde üreteceğimiz politikalar belki belediyeler için önemli ama tek başına yetmeyecek. Yukarıdan da çok destekli, ülke politikalarına sağlam bakan insanlara evet tam aradığım politika dedirtecek politika üretmek gerekiyor. Çarşamba da ben önümüzde ki yerel seçimlerde yarın işe başlasam ne yaparım? O kadar kolay değil. Ama kolay değil derken yola zor olduğu için çıktık. Bir insanla yapılacak iş değil. Ve şu anda insanların seni dinlemesi kabullenmesi için çıkar beklentisi içinde. Ne var bun da diyoruz işte basit bir slogan “bir torba kömür bir torba makarnayla” seçmenden oy alabiliyorsunuz. Bu tarz durumlara karşıda siyasi manevralar geliştirmek zorundasınız.
Mahallelerde örgütleneceğiz
Yapılacak çalışmalarda özellikle örgütlenmeye büyük önem vereceklerini dile getiren Yaşar açıklamalarına,“Böyle bir toplum da politikada yetmiyor çok sağlıklı örgütlenme yapmanız gerekiyor. Yani mahalle örgütlenmesi yapmanız gerekiyor. Mahalle örgütlemesi yaparken de önce kendi evimizi kendi çocuğumuzu örgütlemeliyiz. Kendi eşimiz, çocuğumuz bizimle hareket etmezse komşumuz hiç etmez. Hatta partiye gelirken eşimizle, çocuğumuzla gelelim ki burada bir merkez oluşturalım. Mahalledeki insanın sorununu çözebileceğinin güvenini vereceksin. Onu da kadrolarınız yapacak. O zaman güvenilir insanlara ihtiyacımız var. Bizim politikamız bu. Bunun yanında insanlar başka argümanlar buluyor. İnsanların inançlarından alda yüzyıldır biriktirdiği kültüre kadar. Önceden birisi istiklal marşıyla birisini selama geçiriyordu şimdi başka bir şey okuyarak selama geçiriyor. 12 Eylül sonrasının sıkıntısı zaten. Politik insanları suçlu gördünüz. Politikayı bilen insanları içeriye attınız. Birsine camide, yurtta sıkı bir eğitim verirken birileri sürekli dışlandı” dedi.
Gençlik asıl hedefim
Gençlerin parti içi örgütlenmelerine özel önem vereceklerini belirten Yaşar, “İnadına benim bir numaralı hedefim gençliktir. O gençliği toplamak görevlerine sadık kalmasını sağlamak benim görevim. Sadece seçim zamanında afiş asan değil gerçekten okulunda, mahallesinde meselesini bilen politik gençlik yetiştirmek hedefim. CHP’nin örgütlü yapısını kalıcı, geleceği kurtaran bir yapıya dönüştürmek hedefim” dedi.
Hak verilmez alınır
Türkiye’deki siyasi süreci de değerlendiren Yaşar açıklamalarına, “Avrupa’dan önce kadınlarımıza haklarını verdik diyoruz ama kadılarımız haklarını bilmiyor ki. ‘Hak verilmez alınır’. Hakkı alırsan kullanabilirsin. İnsanların Dili, Dini, Irkı, inançları beni ilgilendirmez. Ben şuna karşıyım: İnsanların inançlarıyla, ırklarıyla, yüzyıllık birikimleriyle siyaset yapılmaz. Siyaset bana göre insanları daha rahat yaşatmak için yapmalıdırlar. Bulunduğum noktada da buna inandığım için bulunuyorum. Tevhid-i Tedrisat kanunumuz var. Eğitim birliği yasasıdır bu. Milli eğitimin anayasası budur. Bu da eğitim öğretimin birliğidir. Kız ve erkek çocuklarının birlikte okumasıdır. İnsanlar kılık kıyafetinden dolayı yargılamaz. Bu onun özgür iradesidir. Bir şeyleri hayata geçirmek için bunları direteceksen böyle yaparsın. Ama ihtiyaçsa zaten toplum ihtiyaçlarını yapıyor”.
Eğitim-Öğretim konusu beni çok ilgilendiriyor. 30 yıldır öğretmenim burada hemen hemen her bakan eğitimle oynamıştır. Burada da bir devamlılık sağlanamamıştır şeklinde konuşan Yaşar, “Bu nedir herkes kendine uygun insan yetiştirmeye, kendine dönük insan yetiştirme politikası içine girmiştir. Eğitim bu değildir. Tevhid-i Tedrisat kanununda yazıyordu ‘kişinin çocuğu kendi çevresini tanıması, hayatı kolay yaşaması, çevreyle uyumlu ve barışık yaşamasını sağlamalısın’ diyor. Şimdi 1923de yapılan bir kanunu tartışmak gereksiz. Eğer sen bunu güncelleştiremediysen zaten sorun ordadır. Küreselleşen dünyaya biz uyum sağlayamıyorsak ister beğen ister beğenme. Küreselleşen dünya insanların barışı huzuru ekmeğin değil de başka şeylerin küreselleştiğine inanıyorum. Küreselleşmede sermayenin dayanışması vardır” diyerek açıklamalarına son verdi.
HABER-FOTO: Serkan KARAHAN
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.