Yakın zamanda ünlü spor yorumcusu ve yazarı Rıdvan Dilmen'e, halı sahada arkadaşlarıyla futbol oynarken ani gelişen nefes darlığı sonucunda başvurduğu sağlık kuruluşunda 'miyokard infarktüsü' tanısı konarak damarına stent takıldığını hatırlatan Uzm. Dr. Muhsin Kalyoncuoğlu, "Herkesin yakından takip ettiği İlhan Selçuk, Rıdvan Dilmen gibi birçok ünlünün başına gelen bu durumun 'benim başıma gelmez' diye düşünmeyin. Özellikle son yıllarda hayat tarzımızın değişmesiyle beraber artık her yaşta insan kalp
krizi geçirmektedir" dedi.
Hayatın her anında ve herhangi bir yerde insanı yakalayabilecek kalp krizi hakkında bilgi veren Kalyoncuoğlu, "Kalbin kendini besleyen damarlara koroner arterler adı verilir. Kalp krizinin en önemli ve en sık nedeni bu koroner damarların içine yağ birikintilerinin oturması sonucu oluşan ateroskleroz yani damar sertleşmesidir. Bu damarların kalbe kan taşımasında herhangi bir bozulma ve kalbin oksijen tüketimi ve ihtiyacı arasında dengesizliğin olması (arz-talep dengesinde bozulma) durumunda koroner
yetersizlik meydana gelir. Koroner yetersizlik koroner damarlarda var olan aterosklerotik plakların (yağ, kas hücresi ve iltihap hücresinden oluşan ve damar duvarı içinde yerleşim gösteren oluşumlar) yıllar içinde ilerleyerek sadece fiziksel aktivite sırasında göğüs ağrısı nefes darlığı gibi şikayetlere yol açabileceği gibi daha yoğun lipid ve iltihap hücresi içeren hassas aterosklerotik plağın yırtılması sonucu oluşan trombusun koroner damarları kısmen veya tam olarak tıkamasıyla kalp kası hücrelerinin
ölümüne yol açan kalp krizi şeklinde de karşımıza çıkmaktadır. Kalp krizi sonucunda oluşan hasar geri dönüşsüz olup ölen dokunun yerine yenisi gelmez. Günümüz şartlarında kriz sonrası 30 günde ölüm riski yüzde 30-40 olup, bu ölümlerin yaklaşık yarısı hastane öncesi dönemde ortaya çıkmaktadır. Araştırmalara göre hala ölümlerin yüzde 50'sinden fazlası ilk bir saat içinde gerçekleşmekte olup, 24 saatte bu oran yüzde 80'lere ulaşmaktadır. Bu süreçte hastaneye ulaşabilenler için mortalite (ölüm) belirgin
şekilde azalmaktadır. Hastane içi ölüm riski günümüzde tıp alanında çığır açan gelişmelerle beraber hemen hemen yarı yarıya azalmış olup, hastane içi ölüm riski yüzde 8'dir. Aterosklerotik plağın yırtılması sonucu kalp krizi gelişimi; damardaki aterosklerozun zaman içinde ilerlemesi, koroner darlığa sebep olması ve sonunda plağın yırtılarak trombus oluşumuna ve kalp krizine yol açması" diye konuştu.
KALP KRİZİ BELİRTİLERİ
Kalp krizi belirtilerine değinen Uzm. Dr. Muhsin Kalyoncuoğlu, "Göğüste tam yeri belli olmayan, fakat daha çok göğüs ortasında 'iman tahtası' olarak da adlandırılan bölgede yerleşimli sıkışma, baskı, ağırlık veya yanma hissi veren bir ağrı olur. Bazı hastalar ağrıyı tam olarak ifade edemezler. Özellikle şeker hastaları, yaşlı hastalar veya uzun yıllardır hipertansif olan hastalar ağrıyı hissedemeyebilirler. Yine bazı hastalar ağrıyı mide ülseri veya gastrit ağrısı olarak değerlendirebilirler. Geniş alanlı
ve yeri tam olarak belirlenemeyen bu ağrıyı hastalar tarif etmek için parmak uçlarını değil, avuç içini veya yumruğunu kullanır. Ağrı sol kola, bazen her iki kola, omuza ve alt çeneye doğru yayılabilir. Üst çeneye ve göbek altına yayılım göstermez. Beraberinde baş dönmesi, baygınlık, bayılma, bulantı, soğuk terleme ve nefes darlığı olabilir" şeklinde konuştu.
RİSK FAKTÖRLERİ
Uzm. Dr. Kalyoncuoğlu, kalp krizi risk faktörleri hakkında şu bilgileri verdi:
"Yaş; erkeklerin 45 yaşın üzerinde olması, kadınların 55 yaşın üzerinde olması. Kadınların 55 yaşın altında erken menopoza girmesi. Aile öyküsü; birinci derece akrabalarda erkeklerde 55 yaşın altında, kadınlarda 65 yaşın altında koroner arter hastalı öyküsünün varlığı. Yüksek tansiyon, şeker hastalığı. Kan lipidlerinin bozuk olması (kötü huylu kolesterolün (LDL-C) yüksek, iyi huylu kolesterolün (HDL-C) düşük, trigliseridin yüksek olması). Obezite. Fiziksel inaktivite (sedanter yaşam) ve tütün."
KALP KRİZİ ANINDA YAPILMASI GEREKENLER
Kalyoncuoğlu, kalp krizi anında yapılması gerekenleri ise şöyle sıraladı:
"Öncelikle paniğe kapılmayın. Ölümlerin yarısı kalp krizi başladıktan sonraki ilk saat içinde ortaya çıktığından vakit kaybetmeden yakınlarınıza haber verin ve 112'yi arayın. Bulunduğunuz yerin kapısını aralayın. Böylelikle size yardımın gelmesini kolaylaştırmış olursunuz. Yapabilirseniz bulunduğunuz yerdeki pencereyi açarak içeriye oksijen girmesini sağlayın. Kesinlikle ağrının geçmesi için sıcak veya soğuk suyla duş almayın. Aksine böyle bir durum sizin için daha tehlikeli olabilir. Varsa hemen bir
Aspirin (162-325 mg) çiğneyin. Ağrı anında fiziksel aktivite yapmaya çalışmayın. Bir yere oturun veya uzanın. Aksi halde aktivite sırasında bilincinizde bozulma olması ve sonrasında olabilecek bir kafa travması sizin için yapılabilecek kan sulandırıcı ve damar açıcı tedavilerin uygulanmasına mani olabilir. Özellikle baygınlık, sersemlik, baş dönmesi ve kalp ritminizde bozulma hissediyorsanız üst üste kuvvetlice öksürün. Öksürmeden önce her seferinde derin bir nefes alın. Bunu yardım gelene dek düzenli
olarak birkaç saniyede bir yapmaya çalışın. Bu manevralar ritminizin düzelmesine ve koroner kan akımınızın devam etmesine yardımcı olarak, bilincinizi kaybetmeden hastaneye yetişmenize imkan tanır. Kalp krizi geçiren tüm hastalara tecrübeli sağlık personeli olmadan hemen dilaltı hapı verilmemeli."
KALP KRİZİNDEN KORUNMA YOLLARI
Kardiyoloji Uzmanı Dr. Muhsin Kalyoncuoğlu, kalp krizinden korunma yolları hakkında da şunları söyledi:
"Yaşamımızda bu risk faktörlerinin sayısı arttıkça kalp krizine maruz kalma riskiniz o kadar fazladır. Ancak en azından bunlardan birkaçını değiştirmek elinizde. Örneğin sigara, fiziksel inaktivite. Sigarayı bırakabilirsiniz. Eğer kendi başınıza sigarayla baş edemiyorsanız sigara bırakma polikliniklerine başvurarak profesyonel destek alabilirsiniz. Her gün veya haftanın birkaç günü 30-45 dakika kadar düzenli egzersiz yapabilirsiniz (tempolu yürüyüş). Kilonuzu ideal limitler arasında tutabilirsiniz. Bu
konuda da tek başınıza başarılı olamıyorsanız obezite polikliniklerinden veya bir diyetisyenden yardım alabilirsiniz. Düzenli olarak doktor kontrolüne giderek ve doktorunuzun tavsiyelerine uyarak yüksek tansiyon, şeker hastalığı ve dislipidemi ile başa çıkabilirsiniz. Böylelikle hayatınızda yer alan risk faktörlerinin bir kısmını yaşamınızdan uzaklaştırarak, bir kısmını da kontrol altına alarak olası kalp krizi riskinizi minimuma indirmek sizin elinizde."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.