Hıçkırık, ansızın başlıyor ve çoğu zaman ciddi bir hastalık olarak görülmüyor. Ancak uzun sürmesi halinde rahatsız eden bir sağlık problemine dönüşebiliyor. Hıçkırık, birtakım manevralarla kolayca durdurulabilirken, bazen son derece inatçı olabiliyor. Kesik kesik ya da peş peşe duyulabilen hıçkırık krizleri uzun sürüp geçmeyebiliyor ve strese neden olabiliyor. Ayrıca 48 saati aşan ve geçmeyen hıçkırıkların altında, gırtlak hastalıkları, akciğer ve beyin tümörü ile kalp zarında enfeksiyon oluşması, beyin damarlarında tıkanma gibi ciddi hastalıkların varlığı söz konusu olabiliyor. Kulak Burun Boğaz Hastalıkları Bölümü'nden Prof. Dr. Mustafa Asım Şafak hıçkırık hakkında bilgi verdi.
Hıçkırığın solunum kaslarından diyaframın ve bazen kaburgalar arasındaki kasların ritmik kasılmalarıyla oluştuğunu ifade eden Şafak, "Ani ve hızlı bir nefes alma hareketi, ses tellerinin kapanmasıyla kesilir. Bu sırada oluşan hıçk sesi nedeniyle hıçkırık olarak isimlendirilir. Yaklaşık dakikada 4-60 kez tekrarlayarak devam edebilir. Hıçkırık tipleri sürelerine göre sınıflanır, 48 saatten kısa sürüyorsa akut hıçkırıktır, 2-30 gün sürenler inatçı ve 1 aydan uzun sürenler dayanılmaz hıçkırık olarak isimlendirilir" dedi.
"HAYATI OLUMSUZ ETKİLİYOR"
Hıçkırığın genellikle mide bağırsak sistemi ve merkezi sinir sistemi rahatsızlıkları sonucunda ortaya çıktığını dile getiren Şafak, akut hıçkırıkların genellikle çocuklarda görüldüğünü ve genellikle kendiliğinden düzeldiğini belirtti. Uzun süreli olduğunda kişinin hayatını dayanılmaz hale getirebileceğini belirten Şafak, "Yemek yemesini, uykusunu ve sosyalleşmesini önemli derecede zorlaştırır. Tanımlanmış yüzün üzerinde hıçkırık nedeni vardır ancak sürekli olan ve geçmeyen hıçkırık şikayetlerinde merkezi sinir sistemi hastalıkları düşünülmelidir. Hıçkırığı tetikleyen nedenler reflü hastalığı, midenin aşırı yemek veya gazlı içeceklerle gerilmesi, aşırı acılı beslenme, fazla alkol alımı, akciğerlerin sigara veya rahatsız edici kokularla uyarılması, aşırı coşku veya üzüntü durumu olarak sıralanabilir" diye konuştu.
"FARKLI HASTALIKLARIN HABERCİSİ OLABİLİR"
Devam eden hıçkırığın farklı hastalıkların habercisi olabileceğini ifade eden Şafak, "Hıçkırık tek şikayet ise akla beyin hastalıkları gelmez, beraberinde başka belirtilerin de olması gerekir. Reflü hastalığı ve mide fıtığı ilk akla gelebilecek nedenler arasında sayılabilir. Koroner arter hastalığı, perikardit ve aort anevrizması gibi kalp hastalıkları araştırılmalıdır. Burun, geniz, gırtlak hastalıkları incelenmeli, dış kulak yolu yabancı cisimleri de düşünülmelidir. Ayrıca elektrolit dengesizlikleri, üremi, hiperglisemi, zehirlenmeler veya bazı ilaçların yan etkileri olarak da hıçkırık görülebilmektedir. Ayrıca anksiyete, aşırı stres ve öfori gibi psikolojik durumlar sonucunda hıçkırık görülebilir. Ani başlayan ve kısa süreli hıçkırık tedavisi için bir takım fiziksel manevralar etkili olabilir. Bunları burun ve geniz uygulamaları, vagus sinirinin uyarılmaları ve solunum manevralarıdır. İnatçı ve dayanılmaz hıçkırık tedavisi için altta yatan hastalığın tespit edilmesi çok önemlidir. Ancak nedeni saptanamayan veya altta yatan hastalığın tedavi edilemediği durumlarda semptomatik ilaç tedavilerine başvurmak gerekebilir" şeklinde konuştu.
Şafak, hıçkırık sırasında uygulanabilecek yöntemleri, "Buruna sirke çekmek, limon veya amonyak gibi keskin kokulu bir maddeyi koklamak, hızlı nefes alıp vermek, derin bir nefes alıp soluğumuzu tutmak, boğazda öğürme refleksini uyarmak için küçük bir kaşıkla dilin gerisine dokunmak, buz yutmak veya buzlu su içmek, yüzü soğuk suyla yıkamak veya yüze soğuk kompres uygulamak" olarak sıraladı.
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.