Bayraktar, yaptığı açıklamada, bu şartlarda Toprak Mahsulleri Ofisi’nin (TMO) acil olarak, hiç beklemeden devreye girmesi, makul bir müdahale alım fiyatı açıklaması, piyasada istikrarı sağlaması zorunluluğu bulunduğunu belirtti. “TMO’nun, piyasaya geç girerek, çiftçimize ölümü gösterip, sıtmayarazı etmemelidir” diyen Bayraktar, Ofis’in, çiftçinin dostu olduğunu göstermesi, alın terinin karşılığınıverecek bir fiyattan alım yapması gerektiğini vurguladı.Şemsi Bayraktar, buğday ve arpa ekili alanların üçte ikisini oluşturduğunu, bunlardayaşanacak bir olumsuzluğun Türk tarımını etkileyeceğini, acilen tedbiralınması gerektiğini bildirdi.
TZOB Genel Başkanı Bayraktar düşük gümrükle dışarıdan buğday ithal edilmemesi rağmen, gümrük vergisi indiriminin Resmi Gazete’de yayınlanmasının ardından 2-3 gün içinde buğday ve arpa piyasasının işlemez hale geldiğini belirten Bayraktar, şunları kaydetti: “Buğday ve arpada bazı bölgelerde piyasa durdu. Söylem dahi yetti. O kadar zamansız bir söylem oldu ki; üretici de tüccar da tedirgin bir şekilde bekliyor.
Hasat devam ederken, hiç zamanı değilken böyle bir karar alınması piyasayı olağanüstü bozdu. Tüccarlar da daha birkaç hafta önce çiftçiden tonu 1050-1100 liradan satın aldıkları buğdayı gümrük indirimi kararı açıklandıktan sonra fabrikalara satamamaya başladıklarını, fabrikalara zarar ederek 1000 liradan buğday vermek istemelerine karşın yine de buğdayın ellerinde kaldığını söylüyorlar. Görünen o ki karar alınırken psikolojik etki atlanmış. Kararda ekonominin en önemli unsurlarından psikolojik etkinin ıskalanması bu sonucu doğurdu.”
-Ekili alanların üçte ikisinden fazlası buğday ve arpa-
Türkiye’deki 23,8 milyon hektarlık tarım alanının 4,1 milyon hektarının nadasa bırakıldığını, sebze alanlarının 0,8, meyve alanlarının 3,3 milyon hektar olduğunu, ekilen alanların 15,6 milyon hektarı bulduğunu belirten Bayraktar, şu bilgileri verdi:
“15,6 milyon hektar alanın 7,7 milyon hektarında buğday, 2,7 milyon hektarında arpa ekiliyor. Buğday ve arpa ekilen alanların toplamı 10,4 milyon hektarı buluyor. Bu demektir ki ülkemizde ekili alanların üçte ikisinden fazlasına buğday ve arpa ekiliyor.
Yine de 1994 yılında buğday ekili alanların 9,8 milyon, arpa ekili alanların 3,5 milyon hektar olduğunu unutmayalım. Buna göre buğday ve arpa ekili alanlar beşte birden fazla, yüzde 21,6 oranında azaldı. 1994 yılında buğday ve arpa ekili alanlar 13,3 milyon hektarla İngiltere’den daha büyük bir alanı bulurken, bugün 10,4 milyon hektara indi. Buğday ve arpa ekim alanları Belçika’ya yakın bir büyüklükte, 2,9 milyon hektar daraldı. Üretimin gerilememesinin sebebi verimdeki artıştır. 1994’den bu yana buğday verimimiz yüzde 50, arpa verimimiz yüzde 20’den fazla yükseldi. Bizim, daha fazla alanda daha yüksek verimle buğday ve arpa üretmemiz, buğdayda 30 milyon ton, arpada 10 milyon ton üretim hedefine ulaşmamız gerekirken gümrük vergilerini düşürmek hedeflerden uzaklaşmamıza yol açar. Ülkemiz rahatlıkla üretim alanlarını artırarak, verimi yükselterek 30 milyon ton buğday ve 10 milyon ton arpa üretim ve kaliteyi de yakalar.
Türkiye, 2016 yılında 20,6 milyon ton buğday, 6,7 milyon ton arpa üretti. Bu yıl buğday üretiminde yüzde 5,8, arpa üretiminde çift haneli yüzde 11,9 artış bekleniyor. Üretimin, 2017’de buğdayda 21,8 milyon tona, arpada 7,5 milyon tona çıkacağı tahmin ediliyor. Herkesin bunları göz önünde bulundurarak hareket etmesinde büyük fayda vardır.” dedi
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.