vatandaşlar, cezayı az bulurken hukukçular ise verilen cezanın mevcut suç tipleriyle bir bütün olarak değerlendirildiğinde orantılı olduğunu söylüyor.
Kayseri’de üvey anneleri tarafından eziyet, yaralama ve cinsel istismara maruz kalan çocukların yaşadıkları işkenceyi gözler önüne seren görüntülerin yayınlanması, toplumun her kesiminde geniş yankı uyandırdı. 29 yaşındaki üvey anne S.A.’nın aldığı 46 yıl 9 aylık cezanın az olduğu yönünde tepkiler, vatandaşların meseleye ne kadar sahip çıktığını gözler önüne serdi. Ceza Hukuku alanında çalışan İstanbul Kemerburgaz Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Hasan Sınar, verilen cezanın mevcut suç tipleriyle bir bütün olarak değerlendirildiğinde ‘orantılı’ olduğunu söyledi. Görüntülerin yargılamadan sonra ortaya çıkması nedeniyle kamuoyunda oluşan infialin mahkemenin kararı üzerinde herhangi bir etkisi olmadığını belirten Hasan Sınar, “Görüntülerin basına yansıması Kayseri 1. Ağır Ceza Mahkemesi tarafından mahkumiyet hükmünün verilmesinden sonra oluyor. Dolayısıyla bu görüntülerin yayınlanmasından sonra kamuoyunda oluşan infialin mahkemenin kararı üzerinde herhangi bir etkisi yok. Mahkemenin mağdur çocuklara fiziksel ve cinsel şiddet uygulayan üvey anne için ceza kanunundaki eziyet, kasten yaralama ve çocukların cinsel istismarı suçlarından gerçek içtima yoluyla hüküm tesis ettiği anlaşılıyor. Olayda iki mağdur çocuk yer aldığı için de böylesi ağır bir ceza ortaya çıktı. Verilen cezayı mevcut suç tipleriyle bir bütün olarak değerlendirdiğimizde orantılı bir ceza olduğunu söyleyebiliriz” dedi.
GÖRÜNTÜLER YARGILAMA SIRASINDA ORTAYA ÇIKSAYDI…
Görüntülerin yayınlanmasından sonra ortaya çıkan infialin yargılamaya etki edip etmeyeceğini değerlendiren Hasan Sınar, “Bugün medyayı takip ettiğimizde bu olayın toplumda çok ciddi bir infial ortaya çıkardığını görüyoruz. Bu infial yargılama sırasında oluşsaydı, mahkeme bu tepkiden etkilenmek durumunda kalabilirdi. Mesela TCK md. 62 uyarınca takdiri indirim nedeni uygulanmışsa, belki bunun uygulanmaması söz konusu olabilirdi” diye konuştu.
NEDEN MÜEBBETE MAHKUM EDİLMEDİ?
Yargılamadan ‘müebbet’ sonucunun çıkması gerektiği yönündeki tepkileri değerlendiren Hasan Sınar, “Müebbet hapis cezası, ceza kanununda belirli suç tipleri için öngörülmüştür. Sözgelimi Ceza Kanunu’nun 81. maddesinde düzenlenen kasten öldürme suçunun cezası müebbet hapis cezasıdır. Ancak bu olayda söz konusu failin yargılandığı suçları göz önüne aldığımızda, ceza kanununda bu suçların hiçbirinin karışığı olarak müebbet hapis cezasının öngörülmediğini, onun yerine süreli hapis cezası dediğimiz belirli yıllarda hapis cezasının öngörüldüğünü söyleyebiliriz” ifadelerini kullandı.
DÜNYADAKİ UYGULAMALAR NE YÖNDE?
Benzer suçun oluştuğu durumlarda diğer ülkelerin vereceği kararları da değerlendiren Hasan Sınar, “Avrupa’da herhangi bir ülkede benzer suçu işleyen birinin ölüm cezasına çarptırılabilmesi mümkün değil. Ama ölüm cezasının halen yürürlükte olduğu ülkeler arasında işlenen fiillerin vahameti göz önüne alınarak ceza kanunlarında bu yönde bir düzenleme varsa ölüm cezası uygulanabilirdi. Ölüm cezası talepleri genellikle olayın yol açtığı duygusal ortamın etkisiyle ortaya çıkar. Fakat davaya bakan mahkeme kendisini meselenin duygusal boyutundan arındırarak objektif bir değerlendirme yapmak zorundadır” ifadelerini kullandı.
ÇOCUKLARA NE OLACAK?
Bundan sonra ülke olarak şiddete maruz kalan çocuklara ne olacağına odaklanmamız gerektiğini belirten Hasan Sınar, “Bu noktadan sonra Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na çok büyük görev düşüyor. Ülkemizde çok cılız olarak uygulanan bir koruyucu aile modeli var. Oysa bu somut olayda olduğu gibi bir mağduriyet yaşayan, fiziksel ve ruhsal yönden incitilmiş çocuklara sahip çıkılması gerekiyor. Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’nın bu gibi çocuklar için koruyucu aile modelini özendirmesi, daha çok çocuğun koruyucu aileye kavuşturularak kendisine sağlıklı ve mutlu bir geleceği yakalama şansına sahip olması konusunda bir irade ortaya koyması gerekiyor” dedi.
Kayseri’nin Melikgazi ilçesinde 15 Şubat tarihinde meydana gelen olayda, 29 yaşındaki üvey anne S.A., 5 yaşındaki İ.A. ve 7 yaşındaki kız çocuğu I.A.’ya işkence etmekten gözaltına alınmıştı. 1. Ağır Ceza Mahkemesi’nde 16 Aralık tarihinde görülen davada üvey anne S.A.’ya iki çocuğa cinsel istismardan 30 yıl, yaralamadan 9 yıl, eziyetten 7 yıl, I.A.’ya yönelik suçundan dolayı ise 9 ay hapis cezası olmak üzere toplam 46 yıl 9 ay hapis cezası verilmişti.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.