Çok değerli Haber Expres Gazetesi okuyucuları, iyi niyet ne güzel bir kelime değil mi? Hepimiz birbirimize iyi niyetli olmaktan söz ederiz... İyi niyette samimiyet vardır... Yardım etmek vardır. Karşınızdaki kimseye saygı ve sevgi vardır... Hepsinin de üzerinde Allah rızası vardır... Ama birçok yanlışlar da iyi niyetle çıkılan veya çıkıldığı söylenen yoldan hal ve davranışlardan doğar... Geçtiğim günlerde bir kimse kendisinin yardımsever olduğundan ihtiyacı olan kimselere yardımcı olduğundan söz etmişti...

İnsanlara yardımcı olmak, derdi olanların derdine derman olmak gibi güzel bir şey var mı? Kendisi anlayıp yardım talebinde bulunduğu için o kişiye minnet duyulmaz mı? Ama böyle güzel güzel anlatırken bir ifade çıkıyor ağzından... Neymiş efendim, böyle insanlara yardımcı olmak isterken bütün ana uğraşılarına rağmen kendine inanmayanlar, kendisine güvenmeyenler çıkıyormuş. Şimdi siz bakın bu defa o kimseler için söylediklerine: Bana inanmıyorsanız ne haliniz varsa görün diyerek en en ağır bedduayı söyleyiverdi. Hayret etmemek mümkün mü? Eğer sen bir kimseye iyilik yapmak istediysen, o kimse sana gerek duymadıysa, hatta bir adım daha ileri gidelim inanmadıysa hemen kimseye beddua etmek senin iyi niyetine gölge düşürmez mi? Samimiyetini sorgulatmaz mı?

Doğru olan sana ulaşmasa da sana inanmasa da de onun hakkında iyi dilek ve temennilerde bulunmak değil midir? Eğer sana ulaşıp senden istifade edecekse iyi, seni yok sayıp sana inanmazsa kötü diyebiliyorsan sen özünde samimi değilsin demektir... İyiliği insanlar kendinin yapıyor sen için değil kendin için yapıyorsun demektir... Özünde iyiliksever biri olmadığın ortaya çıkıyor demektir... Çünkü özünde iyi olan ve gerçekten insanların iyiliğini isteyen kimse hangi hal ve şartta dursa olsun herkes için iyi dilek ve temennide bulunabilen kimsedir... Böyle insanlar gerçek iyilikseverdir, samimidir ve minnet duyulacak, teşekkür edilecek Kimselerdir...