Kanser tedavileri çocuk sahibi olmaya engel değil

Kanser tedavileri çocuk sahibi olmaya engel değil
Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof.Dr. Faruk Buyru, çocukken kanser atlatan kişilerin çocuk sahibi olmalarına engel olmadığını belirtti

Kanser üreme çağındaki gençlerde ve çocuklarda da sık görülen bir hastalık. Kanser tedavileri ise üreme fonksiyonunu olumsuz etkileyebiliyor. Kadın Hastalıkları ve Doğum Uzmanı Prof.Dr. Faruk Buyru, kanserin tedavisinde kullanılan bazı ilaçların tedavilerin doğurganlığı etkileyebileceğini kaydederek, ‘‘Bu tedaviler gerek yumurtalıkları, gerek rahmi, rahim içini olumsuz etkileyebiliyor, yumurta sayısı azalabiliyor ya da yumurta olsa bile gebeliğin yerleşebileceği uygun rahim ortamını bozabiliyor” ifadelerini kullandı.
“En önemlisi , en yüz güldürücü olanı embriyo dondurma”
Hem erişkinler hem de çocuklar için günümüz üreme tıbbında pek çok seçenek olduğunu vurgulayan Prof.Buyru, ‘‘Kanser tedavisi öncesi doğurganlığı korumak için yapılabilecekler embriyo dondurma, yumurta dondurma veya ergenlik öncesi çocuklarda yumurtalık dokusunun dondurulması. Bunlardan en önemlisi , en yüz güldürücü olanı embriyo dondurma. Ancak embriyo dondurma evli olan kadınlar için uygun bir yöntem. Evli olmayan kadınlar için yumurta dondurma da embriyo dondurma kadar başarılı. Eğer genç kız yumurtlamaya başlamış, adet görmeye başlamış ise buna bir nevi tüp bebek tedavisi gibi, yaklaşık 10 gün kadar yumurtalıkları uyarıcı ilaç uygulayıp, sonra o yumurtaları vücut dışına alıp 5 yıla kadar saklama şansı var. Kişinin izniyle bu 5 yılı istediğimiz kadar uzatma şansına da sahibiz. Bu kişi çocuk sahibi olmak istediğinde ve yasal bir eşi olduğunda kendi kendine gebelik olmazsa, tüp bebek yöntemiyle dondurduğumuz yumurtaları çözüp eşinin spermleriyle bir araya getirip embriyo oluşturuluyor. Embriyo rahim içerisine yerleştirilerek çocuk sahibi olabilmelerini sağlayabiliyoruz” dedi.
“Çocukluk çağında yumurta dokusunu dondurma işlemi deneysel olarak kabul ediliyordu”
Çocukluk çağı kanserlerinde de tedavi öncesi yumurtalık dokusunun dondurulmasının artık rutin olarak önerildiğini belirten Prof.Dr. Faruk Buyru, ‘‘Ergenlikten önce yani çocukluk çağında ortaya çıkan kan kanseri ya da diğer tümörlerde kanser tedavilerinin olumsuz etkilerinden kaçınmak için yapılabilecek tedavide dikkat edilebilecek bir takım noktalar var. Ama bunun yanı sıra yumurtalık dokusunu dondurup, çocuk sahibi olmak istediğinde, kişiye kendi yumurtalık dokusunu naklederek çocuk sahibi olmaları sağlanabiliyor. Özellikle çocukluk çağında yumurta dokusunu dondurma işlemi deneysel olarak kabul ediliyordu. Ancak uygun hastalarda bugün rutin olarak önerilen bir yöntem haline geldi. İlk zamanlarda dondurma ve nakletme yöntemlerinin çok iyi olmamasından dolayı daha düşük gebelik oranları söz konusuydu. Günümüzde artık yüksek oranlarda çocuk sahibi olabiliyorlar bu bireyler. Şu ana kadar dünyada yaklaşık 200’den fazla çocuk bu yöntemle doğmuş durumda.’’
“Hızlı yumurta dondurma yöntemi ile başarı oranı yükseldi”
Kanser tedavisi öncesi hızlı yumurta dondurma yöntemi ile bebek sahibi olma oranının yüksek olduğuna dikkat çeken Prof.Dr. Faruk Buyru, ‘‘Bunda başarı oranı oldukça yüksek. Hızlı yumurta dondurma yöntemi dediğimiz ; daha başarılı yöntemlerin gelişmesiyle yumurta dondurma işlemi de , embriyo dondurma işlemi kadar başarılı sonuçlar vermeye başladı. Günümüzde yumurta dondurma sosyal amaçla da, kanser olan hastalarda daha ilerideki doğurganlığı korumak amacıyla da çok sık uygulanan ve farkındalık oluşturan bir yöntem” dedi.
“Kanser tedavisi öncesi yumurta dondurmanın hastalığa olumsuz etkisi yok”
Prof.Dr. Faruk Buyru, yumurta dondurmanın kanserin seyrine olumsuz etkisi olmadığını kaydederek, ‘‘Uygulanan tüp bebek tedavisinin hormona duyarlı kanserler dediğimiz meme kanseri dahil hastalığın seyrine ya da hastanın yaşam süresine olumsuz bir etkisi yok. Net olarak ortaya konmuş durumda. Uygulanacak 10 günlük tedavi sonrasında yumurtaları olgunlaştırıp vücut dışına alıyoruz. Yani yaklaşık 12-13 günlük bir süreye ihtiyacımız var” ifadelerini kullandı.
‘‘Kanser hasta ve yakınları doğurganlığın korunabildiğini bilmeli’’
Prof.Dr. Faruk Buyru, kanser tedavisi öncesi kişilere bu konuda bilgi verilmesi gerektiğini ifade ediyor. Buyru, ‘‘Burada evet eksik olan bilgilendirme, farkındalık. Kişi o dönemde canının derdine düşüyor. Neden kanser oldum , bu tedaviye nasıl cevap verecek gibi soru işaretleri olabiliyor. Hem o birey , hem ailesi doğurganlığı o sırada pek fazla düşünmeyebiliyorlar. Gerek tedaviyi doğrudan üstlenen onkoloji uzmanı, gerek biz kadın hastalıkları ve doğum uzmanları olabilecek tedavi seçeneklerini ve daha sonra gebe kalma şansını kaybetmemesi için neler yapılması gerektiğini söylüyoruz. Kişiler ilk baştan doğurganlık bir kenardayken, hiç düşünülmezken hastalık iyileştikten sonra çocuk sahibi olmak isteyebiliyor” dedi.

Kaynak:İHLAS HABER AJANSI

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir
Sağlık