Türkiye genelinde yaşanan yoğun kar yağışının yer altı sularını ciddi derecede beslediğini ifade eden Ondokuz Mayıs Üniversitesi (OMÜ) Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Demir, “Yağışlar çok ciddi besleyici bir kaynak oluşturarak bizleri umutlandırdı ve sevindirdi” dedi.
2020 yılında ülke genelinde yaşanan kuraklığın ardından birçok baraj ve sulak alanlar kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kaldı. 2021 yılında ise kuraklığın etkileri birçok bölgede devam etti. 2022 yılının Ocak ayında ise tüm ülke genelinde yoğun bir kar yağışı yaşanıyor. Bu kar yağışından Samsun’da bulunan sulak alanlar ve barajlar da olumlu etkilendi. Özellikle kuruma tehlikesiyle karşı karşıya kalan UNESCO Geçici Miras Listesi’ndeki Kızılırmak Deltası Kuş Cenneti yağan kar ile birlikte yeniden canlandı. Karla kaplanan delta ise havadan görüntülendi. Kuruma tehlikesi yaşayan Ladik Gölünde ise kar yağışı ile birlikte su seviyesi yükseldi.
Yağışların kuraklığa karşı umutlandırıcı olduğunun altını çizen Prof. Dr. Yusuf Demir önemli olanın yağışların hem uzun süreli dağılımı hem de mevsimsel dağılımı olduğunu söyledi. Kar yağışının sulak alanlara, barajlara etkisini değerlendiren Prof. Dr. Demir, "Belli mevsimlerde düşecek yağış miktarının yer altı sularını beslemesi hem de Türkiye’deki su kaynaklarının beslenmesi açısından önemli olduğunu ifade etmek istiyorum. Özellikle Eylül ve Kasım ayları arasında İç Anadolu, Doğu Anadolu Bölgelerimizde ciddi kuraklık yaşadık. Ocak ayına girdiğimizde de Türkiye’nin hemen hemen tamamına yakının da güzel yağışlar aldık. Özellikle son bir haftada düşen kar yağışları da bu konuda bizi hem umutlandırdı hem de sevindirdi. Türkiye’de belli bölgelerde ciddi kar yağışı alarak yer altı suyunun beslenmesinin ana kaynağında bir umut ışığı oluşturdu. Tabii, bu yağışların devam etmesi bizim için önemlidir” diye konuştu.
Kızılırmak Deltası’nda ve Ladik Gölü’nde sevindirici görüntü
Samsun’un sulak alanlarının kar yağışı ile birlikte canlandığını belirten Prof. Dr. Demir, "Özellikle yer altı suyu beslenmesi noktasında yağan son kar yağışı bölgelerde yer altı sularının beslenmesi noktasında bizi sevindirdi. Bu bizi rehavete kaptırmamalıdır. Bizim beklentimiz bu yağış rejiminin yıl içerisinde eşit ve homojen dağılımıdır. Bu kar yağışı mart ayına kadar belirli aralıklarla devam ederse nisan, mayıs aylarında ilkbahar yağışları alırsa o zaman yaz aylarında rahat önümüzü görme, tarım açısından, su kaynakları açısından güzel bir geleceği söyleyebiliriz. Bilindiği gibi bölgemizde en önemli sulak alanlarımız Kızılırmak Deltası ile Ladik Gölü’dür. Tabii, bu sulak alanlarımız maalesef son dönemdeki kuraklıktan ciddi etkilenmeye başlamıştı. Özellikle deltadaki sulak alanlarımızın tamamı su seviyesi düşmesiyle beraber deniz suyu etkisine maruz kalması, tuzlulukla ilgili riskin artması bizi endişelendiriyordu. Bu kar yağışları dağlardaki taban suyunu beslemesiyle beraber bir müddet rahatlatacağını düşünüyoruz. Özellikle Ladik Gölü neredeyse kuruma noktasına gelmişti. İnşallah bu canlılığı önümüzdeki günlerde hep beraber yaşayacağız, göreceğiz” şeklinde konuştu.
“Bu durum bizi rehavete sürüklememeli”
Yağışların çokluğunun insanlarda suyun kullanımı konusundan bir rehavet oluşturmaması gerektiğine dikkat çeken Prof. Dr. Demir, “Önümüzdeki günlerde yağışların periyodik olarak devam etmesi, özellikle mart ayına kadar kar yağışları, nisan mayıs ayına doğru da ilkbahar yağışları ile bunun desteklenmesi çok önemlidir. Bu süreçte uzun yıllar Türkiye’nin ortalamalarına baktığımızda ocak ayı verilerinin sevindirici olduğunu görüyoruz. Bu durum bizi rehavete kaptırmamalıdır. Çünkü bu kısa süreli bir süreçtir. Ancak ana damarlarımızı besleme noktasında bir umut ışığı olan bir yağış oldu. Geçenlerde biliyorsunuz İstanbul barajları ile ilgili ciddi değerlendirmeler vardı. Son birkaç günlük yağışlar İstanbul barajlarında önemli bir artış sağladı. Barajlarda yüzde 50’nin üzerine çıkan doluluk oranlarını yakalamaya başladık” ifadelerini kullandı.
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.