Prof. Dr. Yusuf Demir, Türkiye’de son 5 -6 aydır ciddi anlamda bir kuraklık riski ve tehlikesi tartışması olduğunu söyledi.
Kuraklığın çok yönlü tartışılması gerektiğini ifade eden Ziraat Fakültesi Tarımsal Yapılar ve Sulama Bölüm Başkanı Prof. Dr. Yusuf Demir, “Ciddi anlamda Türkiye, kuraklık riskini taşıyan bir ülke konumuna gelmiş durumdadır. Özellikle 2013 sonu, 2014 başına baktığımızda kar yağışlarının az olması ülkemizde kuraklık riskini daha da tetiklemiştir. Ancak son 1 aylık yağış rejimini incelediğimizde, tabi belli bir yağış ülkemizin belli bölgelerini biraz daha fazla olmak kaydıyla almış durumdadır. Ancak bu yağışın bizim hesapladığımız, beklediğimiz anlamda bir kuraklık riskini ortadan kaldırdığını söylemek çok da doğru olmaz. Çünkü kuraklık riskinin ortadan kalkabilmesi için yağışın uzun dönemli dağılmış olması lazım. Belli dönemlerde kısa periyotlarda düşen yağışlar ancak o dönemdeki bitkisel üretime, tarıma faydası olabilir. Ancak uzun dönemli dağılışı göstermemişse bu çok faydalı bir yağış rejimi değildir” diye konuştu.
Türkiye’deki son 4.5 aylık kuraklık döneminin arkasına düşen yağışların toprağı ıslatmakla kaldığını ifade eden Prof. Dr. Yusuf Demir, “İhtiyaç duyulan nemi sağlayan bir yağış olduğunu, bunun büyük oranda yüzeye akışa geçmediğini, yüzeye akışa geçmediği için de derine sızmayan bu yağışın mevcut rezervuarlarda bir depolama meydana getirmediğini görüyoruz. Bunu nereden görüyoruz? İşte en son İstanbul'daki barajlarımızda baktığımızda hala doluluk oranları yüzde 28’lerde ve önümüzdeki 2 ayı zor karşılayabilecek bir suya sahibiz. Halbuki o bölgeye yağış düşmüş durumda. Ancak bu yağış dediğim gibi sadece bugünü kurtaran bir yağış, rezervuarlarda bir artış getiren bir yağış değil” şeklinde konuştu.
Su rezervuarlarının depolama kapasitesinin kış döneminde düşen kar yağışları ile arttığını dile getiren Demir, “Dağlardaki bu kar yağışlarını yer altı suyuna karışması ve bunun sonucunda da işte barajlarımıza, göllerimize, nehirlerimize karışarak rezervuarlarımızı bir artış gelmesidir. Bu konuda ciddi bir sıkıntımız var. Bu da bizim önümüzdeki süreçte yaz aylarında ciddi anlamda bir su sıkıntısı çekeceğimizi işaret etmektedir. Tabi bizim beklentimiz özellikle nisan ayının sonu ile mayıs ayında daha yüksek oranda yağış düşmesi, bunun da rezervuarlarımızda yani barajlarımızda, göletlerimizde belli bir depolama kapasitesinin oluşturulması ve bu hacmin biraz daha artmasıydı. Ancak görülen o ki bu noktada ciddi bir artışı sağlayamadık. Bu da yaz döneminde ülkemizde bu noktadaki kuraklık riskini hala taşıdığını, o nedenle bizim mutlaka bundan sonraki süreçte elimizdeki su kaynakları ile bu yaz idare etmek zorunda kalacağız gibi gözüküyor. Onun için ülkeyi idare eden yetkililerin, gerekse bu konudaki suyu kullanan insanlarımızın, çok daha bilinçli ve dikkatli kullanması gerekir. Barajlarımızdaki ve göletlerimizdeki su kapasitesi belli. Bu su kapasitesinin faydalı bir şekilde, bu yazı çıkaracak şekilde planlanarak kullanılması lazım. Aksi takdirde önümüzdeki 1- 2 ay çok hor kullanırsak, suyumuzu israf edersek, korkarım ki haziran ve eylül aylarına çıktığımızda belli yerlerde çok ciddi sıkıntıları yaşayabiliriz” ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.