Samsun Down Sendrom Dernek Başkanı Ulviye Demirci, Down Sendromlu bireylerin topluma kazandırılması için kaynaştırma eğitimi yapılmasının gerekli olduğunu belirtirken aynı zamanda Down sendromlu hastalık değil farkındalık olduğunu söyledi.
"Türkiye'de yüzde 10 uygulanıyor"
Türkiye'de kaynaştırma eğitimi yüzde 10 uygulandığının altını çizen Başkan Ulviye Demirci, "Çocuklarımız eğitim hayatına başladığı an doğduğu andan itibaren özel eğitim ve rehabilitasyon merkezleri var. Çocukları hastane raporu, rehberlik araştırma merkezinin değerlendirmeleri yapılıyor ve çocuğun gerek fiziksel gerekse zihinsel olarak neye ihtiyacı varsa onlar sağlanıyor. Bu rehabilitasyon merkezlerinde 2 saat eğitim veriliyor. Tabii ki çok yetersiz, daha fazlası olması gerekir. Sistemin değişmesi gerekiyor. Benim raporlarım da şu vardı: Gelişmiş ülkelere baktığımız zaman Down sendromlu çocukların yüzde 97'si kaynaştırma akranları ile aynı okula gidiyor. Bu oran Türkiye’de yüzde 10, yani çok düşük bir rakam. Down sendromlu bireylerin gelişmiş ülkelere baktığımızda yüzde 98 okuma yazma öğrenebiliyor, akranları ile okul hayatına devam edebiliyor. Türkiye'de 2017'de yüzde 1 iken şimdi yüzde 2'ye çıktı. Diğer ülkeler, yani gelişmiş ülkeler, kaynaştırma eğitimini çözmüş ama biz ne yazık ki çözemedik. Eski Milli Eğitim Bakanına rapor sunduk, bu konuyla ilgili Samsun'da 3 büyük ilçe başta olmak üzere Canik, İlkadım, Atakum'da pilot okullar seçilsin, altyapıları yapılsın, öğretmenler desteklensin ve kaynaştırma eğitimi başlasın dedik, ama hiçbir il Milli Eğitim Müdürü bunu yapmadı. Ancak bakanlık bunu Ankara, İstanbul gibi farklı büyük illerde yaptı ve çok olumlu sonuçlar aldılar. Mesela Almanya'da hiç kimse özel eğitim kurumlarını bilmez, çünkü kaynaştırma eğitimi var, ama Samsun'daki bütün özel eğitim kurumları biliniyor. Mesela İngiltere'de 3 tane özel eğitim kurumu var. Bu kaynaştırma eğitimi Samsun'da yapılabilirdi. İl Milli Eğitim Müdürünün iki dudağı arasındadır. Bu kaynaştırma eğitiminin uygulanamama sebebi tamamen İl Milli Eğitim Müdürünün vizyonsuzluğu dur. Yani kısacası, eğitim, eğitim, eğitim diyorum." şeklinde konuştu.
"Zihinsel engelli değiller"
Down Sendromlu bireylerin zihinsel engelli olmadığını vurgulayan Başkan Demirci, "Down Sendromlu bebeklerin diğer insanlara göre sima olarak farklılıkları var, yani fiziksel özellikleri ile birlikte Down sendromlu bireylerde doğduğu an orta, hafif, yüksek düzeyde bir zeka ile dünyaya gelirler. Yani yüzde 60 ile yüzde 70 IQ arasında dünyaya gelirler. Bu da her ne kadar yüzde 60 yüzde 70 normal görünse de belli bir aydan sonra çocuklarda gerileme gözüküyor. Bu öğrenme güçlüğü, yani geç öğreniyorlar, aslında zihinsel engel değil. Bu da halk arasında yanlış bilinen bir şey. Bu çocuklar zihinsel engelli değil, bu çocuklar her şeyi öğrenebiliyorlar ama belli sınırlarda öğrenebiliyorlar. Herkes bir matematik dehası olamaz, herkes müthiş bir edebiyatçı olamaz, yani bu çocuklarda kendi aralarında öğrenme seviyeleri var. Ancak kendilerine uygun eğitimlerle, özel eğitimlerle, destek eğitimlerle yani doğdukları andan itibaren hayat boyu eğitimle zekalarında anlamlı seviyeler oluyor. Eğer çocuk iyi bir eğitim almazsa zekada maalesef gerilemeler, düşüşler oluyor. Normal bir insanı bile hiç eğitime göndermezseniz evde tutsanız, hiç okula gitmezse zeka gerilemesi olabilir. Mesela dernek üyemiz olan Bafra’da yaşayan Down sendromlu bir kızımız üçüncü üniversiteyi okuyor ve liseyi de birincilikle bitirdi, yani kısacası bu eğitim ile olan bir şey." Diye ifade etti.
"Sıkıntı uygulamada"
Ülkede uygulama sıkıntısı olduğuna işaret eden Demirci, "Derneğimiz hak temelli çalışmalar yapmak üzere kurulmuştur. Down sendromlu çocuğu olan aileler ile bir araya geldik. Yönetimimiz tamamen Down sendromlu çocuğa sahip ailelerden oluşmaktadır. Biz bunu tüzüğümüzün ilgili maddesine de koyduk, herhangi bir suistimallere fırsat vermemek için. Dünya uluslararası arenada Down sendromlular için yapılan her türlü etkinlikleri, gelişmeleri takip ediyoruz ve bunların Türkiye'de de uygulanmasına yönelik çalışmalar yapıyoruz. Bu çalışmalar ile ilgili de kurum ve kuruluşlar ile görüşmeler yapıyoruz. Mesela kaynaştırma bu çocuklar için en büyük problem. Yönetmeliklerimize baktığımız zaman sıkıntı yok ama uygulamaya geldiği zaman sıkıntı var. Bununla ilgili bir raporlandırma yapıyoruz, çözüm önerilerimiz ile birlikte İl Milli Eğitim Müdürümüze verdik, valimize verdik, bir önceki Milli Eğitim Bakanımıza verdik. Bununla ilgili çalışmalar yapılıyor ama biraz ağır gidiyor. TBMM'de Down sendromu araştırma komisyonu oluşturulmuştu, biz o komisyona 2 kere davet edildik. Orada sunum yaptık, Down sendromlular ile ilgili eksiklikleri yerelde, yani Samsun çapında rapor sunduk. Bu tür çalışmaların yanı sıra projelerimiz oluyor. Eğitim hayatını tamamlamış çocuklara meslek edindirme kursları açtık, şimdi çocuklar bunlardan para kazanıyor. Eğitim hayatını tamamlamamış küçük çocuklara da ailede farkındalık oluşturmak için aile eğitim seminerleri veriyoruz. Özellikle dünyaya yeni gözlerini açmış bebeği olan anneler neye uğradıklarını şaşırıyorlar, dünyalarının karardığını düşünüyorlar, yani nasıl davranmaları gerektiğini bilemiyor olabiliyorlar. Biz bu aileleri hemen alıyoruz, bu ailelere eğitim veriyoruz. 0-6 yaş arası Avrupa Birliği projesi yaptık, biz projenin yazarı da derneğimiz çevirisini yapanda derneğimizdir. Büyükşehir belediyesi ile ortak olarak yaptık projeyi geçirdik. 40 tane Down sendromlu bireyin ailesine bebek ile birlikte eğitim verildi. Küçük adımlar eğitim seti var, dünyanın her yerinde kullanılıyor, bu eğitim setini alan aile çocuklarının takibini çok rahat yapabiliyorlar. Proje nisan ayında sonlanacak ama biz derneğimizde bunun sürdürülebilirliğini sağlamaya çalışıyoruz. Yani 3 aylık, 2 aylık yeni doğmuş bebeklere ailelere ulaşıyoruz, bu aileleri derneğimize alıyoruz ve ailelere eğitim veriyoruz. Bunun haricinde farkındalık günleri yapıyoruz, mesela okullara gidiyoruz, 5-6 tane çocuğumuz alıyoruz, bir liseye gidiyoruz, orada Down sendromunu anlatıyoruz, gençlere farkındalığı anlatıyoruz, birçok lise öğrencisinden geri dönütler aldık, bizden çok farklı değillermiş, yani arkadaş olabiliyormuşuz gibi geri dönütler aldık" dedi.
Kaynak:Ünal Daldal
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.