KAZDIĞIN KUYUYA DÜŞME!

KAZDIĞIN KUYUYA DÜŞME!
Basın İlan Kurumu, haftada en az bir kez köşe yazmam gerektiğini gazeteye tebliğ etmiş. Bu nedenle siz okuyucularımla artık daha sık bir araya geleceğim.

Basın İlan Kurumu, haftada en az bir kez köşe yazmam gerektiğini gazeteye tebliğ etmiş. Bu nedenle siz okuyucularımla artık daha sık bir araya geleceğim.

"FETÖ/Uyuşturucu ve Necdet Uzun" başlığı ile kaleme aldığım son köşe yazımın akabinde iyi bir gazeteci olduğunu iddia edemesem de, iyi bir haberci olduğu kesin olan Ferhat Soy ile önce telefonda sonra yüz yüze görüştüm...

Ferhat Soy heyecanlı bir şekilde "Necdet Uzun İmam değil" dedi...

"Nasıl yani?" dedim...

"Feto imamı çağrışımı yapılmış ya" dedi...

"Nereden anladın?" dedim...

"Beni Cuma Namazı vaktinde ofisine çağırdı. 'İşim var' dediğim halde gelmemde ısrar etti. İmam olsa Cuma Namazı'na giderdi. Cuma Namazı vakti benimle görüşmezdi. Onun yüzünden Cuma Namazı'na da gidemedim. Uzun kesinlikle imam değil. Hem sekreterinin kılık kıyafeti de bir imamın sekreterine uygun değil." esprisini yaptı...

Soy'un bu tespitine güldüm...

Daha sonra Site Camii'nin altında açmış olduğu tütüncü de bir araya geldik...

Burada bana Uzun'un kendisine, "Berat Gonca'ya bu yazıları kim yazdırıyor?" diye sorduğunu aktardı...
Anlaşılan Uzun efendi köşe yazılarını sipariş üzerine yazıyor ki, herkesin siparişle köşe yazdığını sanıyor...

Bunu öğrenmek için Ferhat Soy'u ulak olarak kullanmana gerek yoktu Sayın Uzun...
Beni arayıp sorsaydın ben yazıları talimat üzerine yazmadığımı sana söylerdim...

Samsun Gazeteciler Derneği Başkanı Mehmet Yazıcı her gün Necdet Uzun'un köşe yazılarını canlı yayında okuyup bana vuruyor. Mehmet Yazıcı çok kurnaz!

Dinlediğim bir ses kaydında, ismini şuan yazmayacağım bir sitenin genel yayın yönetmeni, "Mehmet Yazıcı bir gün önce bize bilgileri veriyor hatta yazdığım haberde şurası eksik olmuş deyip düzelttiriyor ve bir gün sonra yaptığı canlı yayında kendi yazdırdığı haberden bize vuruyor" diyor.

Sanırım Derneği Mehmet Yazıcı öyle kolay kolay senin emir erine devretmeyi düşünmüyor ve sana hayalini kurduğun federasyon başkanlığını da kolayca vermeyi düşünmüyor ha ne dersin?

Necdet Uzun şimdi yayınlayacağım hikayedeki kazı çözebilecek misin?

Çözersen telefon numaramı biliyorsun arada beni de aydınlat:

Çok soğuk bir kış günü, padişah, tebdili kıyafet gezmeye karar vermiş. Yanına baş vezirini alıp yola çıkmış. Bir dere kenarında çalışan yaşlı bir adam görmüşler. Adam elindeki derileri suya sokup, döverek tabaklıyormuş.

Padişah, ihtiyarı selâmlamış:
- Selamünaleyküm ey pir'i fani...
- Ve Aleykümselam ey Serdar'ı Cihan...
Padişah sormuş:
- Altılarda ne yaptın?
- Altıya altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor...
Padişah yine sormuş:
- Geceleri kalkmadın mı?
- Kalktık. Lâkin, ellere yaradı.
Padişah gülmüş.
- Bir kaz göndersem yolar mısın?
- Hem de viyaklatmadan...

Padişahla baş vezir adamın yanından ayrılıp yola koyulmuşlar. Padişah baş vezire dönmüş, "Ne konuştuğumuzu anladın mı?" diye sormuş.
- Hayır padişahım...
Padişah sinirlenmiş...
- Bu akşama kadar ne konuştuğumuzu anlamazsan kelleni alırım.
Korkuya kapılan baş vezir, padişahı saraya bıraktıktan sonra telâşla dere kenarına dönmüş. Bakmış adam halâ orada çalışıyor..
- Ne konuştunuz siz padişahla?...
Yaşlı adam, baş veziri şöyle bir süzmüş:
- Kusura bakma. Bedava söyleyemem. Ver bir yüz altın söyleyeyim.
Baş vezir, yüz altın vermiş.
- Sen padişahı, serdar'ı cihan, diye selâmladın. Nasıl anladın padişah olduğunu?
- Ben dericiyim. Onun sırtındaki kürkü padişahtan başkası giyemezdi.
Vezir kafasını kaşımış.
- Peki, altılara altı katmayınca, otuz ikiye yetmiyor ne demek?
Adam, bu soruya cevap vermek için de yüz altın almış:
- Padişah, altı aylık yaz döneminde çalışmadın mı ki, kış günü çalışıyorsun, diye sordu. Ben de, yalnızca altı ay yaz değil, altı ayda kış çalışmazsak, otuz iki dişimize yemek bulamıyoruz dedim.
Vezir bir soru daha sormuş...
- Geceleri kalkmadın mı ne demek?
Adam yüz altın daha alarak cevaplamış:
- "Çocukların yok mu?" diye sordu. "Var, ama hepsi kız. Evlendiler, başkasına yaradılar" dedim.
Vezir gene kafasını sallamış.
- Bir de, "Kaz gönderirsem" dedi, o ne demek?
Adam gülmüş...
- Onu da sen bul...

"FETÖ/Samsunspor ve Necdet Uzun" başlıklı köşe yazacaktım değil mi? Neyse bir dahaki yazıya kalsın o yazım, nasıl olsa Basın ilan Kurumu artık sık sık köşe yazısı yazmamı tebliğ etmiş...

Bir sonraki yazımda buluşmak umuduyla...

 

HABERE YORUM KAT
UYARI: Küfür, hakaret, rencide edici cümleler veya imalar, inançlara saldırı içeren, imla kuralları ile yazılmamış,
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.
Önceki ve Sonraki Haberler
Bunlar da İlginizi Çekebilir