Sözlerine, “Bugün bizim demokrasi tarihimizin önemli bir günüdür” diyerek başlayan Kılıçdaroğlu, “Bugün Türk siyasal hayatı, demokrasi tarihinde önemli bir olaya imza attık. 15 Temmuz akşamı, Türk Silahlı Kuvvetleri içinde yuvalanan bir çete grubu, Türk demokrasisine darbe yapmak istedi. Parlamentoya darbe yapmak istedi. Daha doğrusu size, bize, hepimize darbe yapmak istedi. Öncelikle o gece Türkiye Büyük Millet Meclisi’ni sabaha kadar açık tutan, yöneten meclis başkanına yürekten teşekkürlerimi sunmak istiyorum. Parlamenter sistemimize karşı bir darbe yapmak istediler. Bizim cumhuriyet tarihimizin en kanlı darbe girişimidir bu. 240 şehidimiz var. 240 aslanımızı toprağa verdik. Onları unutmayacağız ve unutturmayacağız” dedi.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin sabaha kadar çalışarak darbecilere karşı dik durduğunu belirterek, “Meclis, sabaha kadar çalışarak, darbeciye karşı dik durarak sadece kendi onurunu değil, milletvekillerinin de onurunu korumuştur. Parlamentoda grubu bulunan 4 siyasi partinin liderleri ve 4 siyasi partinin milletvekilleri darbeye karşı açık, net bir tavır koymuşlardır. Darbeye karşı demokrasi bildirgesini hep beraber imzalamışlardır. Gönül isterdi ki bu güzel toplantıya eşlik etmek için sadece parlamentoda değil, parlamento dışındaki genel başkanlar da burada olsaydı, son derece mutlu olurduk. Çünkü Gazi Mustafa Kemal, ‘söz konusu vatansa gerisi teferruat’ diyor. Bizim için söz konusu vatandır, sonuna kadar vatana sahip çıkacağız” diye konuştu.
15 Temmuz gecesi yaşananların, bir uzlaşma kapısı araladığını belirten Kemal Kılıçdaroğlu, “Artık yeni bir Türkiye var. Eğer biz bu gücü, bu uzlaşma kültürünü daha da ileriye taşıyabilirsek, çocuklarımıza çok daha güzel bir Türkiye bırakmış olacağız. Önce teşhisi doğru koyacağız ki, tedaviyi doğru yapalım. Bir musubet bin nasihatten evladır. Ben dahil bütün siyasilerin bu musibetten ders çıkarması lazım” açıklamasında bulundu.
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, hazırladığı 12 maddelik yol haritasını şöyle sıraladı:
“Camiye, askeriyeye kışlaya siyaset, adliyeye sokmayalım. Camide siyaset olmayacak. Bizim soylu bir uzlaşmaya ihtiyacımız var. Bizim, kavga değil, milleti kardeş kılmak gibi bir görevimiz var. Siyasette öz eleştiri yapmak, geçmişi iyi tahlil etmemiz gerek. Bunu yapabilirsek, gelecekte çok daha güzel Türkiye’yi inşa edebiliriz. Tarihi tekerrür ettirmemeliyiz. Milleti kardeş kılma yolunda kararlılığımızı sürdürmeliyiz. Devletin inşasında liyakat sistemini esas almalıyız. Bu sistemden vazgeçmemeliyiz. İşi ehline verdiğimiz zaman Türkiye çok daha güzel yönetilecektir. Garibanın oğlu, sizin çocuklarınız KPSS’de beklerken, birileri sınav sorularını çalıp ve devletin önemli yerlerine geliyorsa, buna hep beraber itiraz etmeliyiz. Her şartta, her koşulda demokrasiye sahip çıkmalıyız. 15 Temmuz, demokrasinin ne kadar önemli olduğunu bize gösterdi. 15 Temmuz’da halk direnme gücünü kullanarak, tankların önüne geçerek demokrasiyi savunmuştur. Demokrasi üzerinde tüm vesayetleri reddetmeliyiz. Milletin üzerindeki her türlü gölgeye son vermeliyiz. Ne darbe, ne dikta yaşasın tam demokrasi.”
Cumhuriyetin kurucu değerlerine sahip çıkılması gerektiğinin altını çizen Kemal Kılıçdaroğlu, “Mustafa Kemal ve arkadaşları cumhuriyeti kurarken bir anayasa yaptılar. Birinci madde; hakimiyet kayıtsız şartsız milletin diyor. Hiçbir kimseye, hiçbir aileye, hiçbir gruba imtiyaz tanınmıyor. Vatandaşlar eşittir, birliktedir. Kimliği ne olursa olsun, inancı ne olursa olsun bütün vatandaşlar kanun önünde eşittir. Cumhuriyetin eşitlik değerlerine, hakimiyet kayıtsız şartsız milletindir değerlerine hepimizin sonuna kadar sahip çıkması gerekiyor. Cumhuriyet bilhassa kimsesizlerin kimsesidir. Cumhuriyet bizim alın terimizdir. Eğer bugün cumhuriyet olmasaydı, Sayın Recep Tayyip Erdoğan cumhurbaşkanı olamazdı, Sayın Kahraman meclis başkanı olamazdı. Sayın Binali Yıldırım Başbakan olamazdı. Anadolu’nun kuş uçmaz köyünde doğan Kemal Kılıçdaroğlu CHP’ye genel başkan olamazdı. Parlamenter sistemimizi güçlendirmek zorundayız. Medyanın özgürlüğü konusu çok önemli. 15 Temmuz akşamı bağımsız medya olmasaydı, belki hiç kimse sokaklara çıkmayacaktı. O medya olayları verdi, vatandaşlar sokağa davet edildi. O medya bütün bu görüntüleri verdi. Medya özgürlüğünün bir diğer önemi; biz siyasetçiyiz eksiğimiz, yanlışımız olabilir ama bunları dile getirecek olan medyadır. Medyanın bağımsızlığına siyasilerin saygı duyması ve önem vermesi lazım. Yargının tarafsızlığı ve bağımsızlığı çok önemli. FETÖ terör örgütü ordunun içinde yuvalandı, yargının içinde yuvalandı, devletin her kademesinde yuvalandı. Adalet istiyoruz, adaleti mahkemede tecelli ettireceğiz. Bir hakim vicdanıyla değil, Pensilvanya’dan aldığı talimatla karar veriyorsa o mahkeme mahkeme değil, o hakim hakim değildir. Hepimiz bu konu üzerinde durmalıyız. Yargının bağımsızlığı konusunda iktidar ve muhalefetin belli bir görüş birliği içinde hareket etmesi memnuniyet verici” dedi.
15 Temmuz gecesi yaşananların, laikliğin önemini bir kez daha gösterdiğini ifade eden Kılıçdaroğlu, dini kullanarak her türlü yasa dışı işin içinde olanların milleti kandırdığını söyledi. Kemal Kılıçdaroğlu, “Milleti nasıl kandırdılar hep beraber gördük. Laiklik, din ve vicdan özgürlüğü demektir. Laiklik, herkesin istediği gibi inanması ve ibadet etmesi gerekir demektir. Bütün siyasi partilerin bu konuda daha dikkatli olması gerekir. Kula kulluk yapmak değil, kula kulluk yapanların nasıl bir anlayış içinde olduğunu hep beraber gördük. Demokrasinin güçlenmesine, sadece bugün değil gelecekte de katkı vermeliyiz. Mutlaka sorgulayan bir eğitim sistemini hayata geçirmemiz gerekir. Çocuklarımız vicdanı, fikri hür yetişmeli. Çocuklarım birilerinden talimat alıp, onun gereğini yapmamalı. Aklımızı kullanmanın yolu, eğitim sistemini de bu şekle getirmektir. Elin oğlu Mars’a uzay aracı gönderiyor, biz bir darbe girişiminin Türkiye’ye maliyetini hep birlikte görüyoruz. Geçmişte Balyoz , Ergenekon, Casusluk davası dediler. Hiçbir günahı olmayan, devlete bağlı olan pek çok subayımızın tamamını hapse attılar. O dönem en çok itiraz edenlerden birisi bizdik. Şimdi onların tamamının kumpas olduğu ortaya çıktı. Tamamının FETÖ tarafından yapıldığı ortaya çıktı. Bir devlet adalet üzerinde büyür, devlet olur. O zaman buradan çağrı yapıyorum. Bütün Türkiye ve siyasi liderlere. Geçmişin mağdurlarına haklarını iade edelim, itibarlarını iade edelim. Böyle yaptığımız takdirde devlet saygın konuma gelmiş olur. Devlet haksızlıklarla mücadele ederken, hukukun dışına çıkmamalıdır. İçimizden bir kişinin bile emeği, eseri, zamanı ziyan olduğunda bu tüm Türkiye’nin ortak kaybıdır. Bu ülkede bir kişi bile haksızlığa uğradığında bu tüm Türkiye’nin kaybıdır. Bu nedenle ülkemizi yeniden inşa ederken, yeni bağduriyetler yaratmamalıyız. Devlet adalet üzerinde yükselmek zorundadır. Adalet mülkün temelidir. Adalet devletin temelidir” ifadelerini kullandı.
CHP Lideri, sözlerini “Türkiye’yi düzlüğe çıkarmak hepimizin ortak görevi. Hep birlikte mücadele edelim. Gereğini hep birlikte yerine getirelim. Allah ülkemize bir daha böyle olaylar yaşatmasın” diyerek tamamladı.
Ahmet Faruk Sarıkoç - Alev Hamitoğulları - İsmail Coşkun - Mehmet Altunışık - Selim Bayraktar - Serdal Altıntepe - Volkan Kayalar
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.