Savaş gerginliği ve akaryakıt fiyatlarından dolayı dünya genelinde ette bir sıkıntı meydana geldiğini ifade eden Başkan Erdal Doğan, kırmızı et fiyatlarının düşmesi için 'dişi malların kesilmemesi, ırk ıslahının yapılması ve girdi maliyetlerinin düşürülmesi' gibi konuların önemli olduğunu vurguladı. Rusya-Ukrayna savaşı sonrası kırmızı et ithalatlarında dünya genelinde ulaşım maliyetlerinin çok arttığına değinen Başkan Erdal Doğan, “Şu anda Türkiye’de etle alakalı hiçbir sıkıntı yok. Herhangi bir kasaptan ‘et yok’ diye geri dönen kimse yok. Bizim problemimiz; girdi, lojistik ve üretim maliyetlerinin artması. Fiyat artışı, et yok ya da hayvan bitti değil, maliyetler çok arttığı için zamlandı. Yoksa biz kendi tüketimimizi karşılayacak kapasitedeyiz. Örneğin bir danayı Bafra’da kesip Samsun’a getirsem 200 TL yol masrafım olacak. Bu da etin kilo fiyatının yol maliyeti nedeniyle kilo bazında sadece 2 TL artmasına neden olur. Dünya genelinde de et konusunda bir sıkıntı var. Ukrayna-Rusya Savaşı sonrası karkas et aldığımız Polonya, Sırbistan ya da diğer Avrupa ülkeleri bize karkas eti kaça verecek? Polonya şu anda dışarıdan et ithal ediyor. Avrupa’da yaşanan karışıklık yerli üretimin artmasına da neden olabilir. Biz her zaman ithalatın çözüm olmayacağını söylemiştik. Savaşla birlikte özellikle lojistik maliyetleri çok arttı, bu da dünya genelinde et fiyatlarının yükselmesine neden oldu” dedi.
“Dişi malların kesilmesi et sıkıntısı yaşamamıza neden olabilir”
Türkiye’de son zamanda büyük bir oranda dişi malların kesildiğini, bunun da yanlış bir uygulama olduğunun altını çizen Erdal Doğan, “Son dönemde çok fazla oranda dişi mal kesiliyor. Dişi malların bu denli çok sık kesilmesi yakın zamanda et konusunda sıkıntı yaşamamıza neden olabilir. Çünkü dişi malların kesilmemesi ve üretimde kullanılması lazım. Dişi mallar hem et hem de süt sektöründe büyük öneme sahip. Üretim yaparken maliyetler de çok önemli. Bizler Ekvator ülkesi değiliz. Her ay malları meralarda besleyemiyoruz. O yüzden belli başlı gıda takviyeleri yapmak zorundayız. İlk önce ‘etçil’ ve ‘sütçül’ malların en baştan ayrılması gerekiyor. Girdi maliyetlerinin devlet tarafından ciddi oranda desteklenmesi lazım” diye konuştu.
“Yapay et konusu bir kandırmacadır, yapay eti kimse tüketmez”
Yapay et konusunda da açıklamalarda bulunan Doğan, şunları söyledi:
“Yapay et konusu, gelişmekte olan ülkeleri bir kandırmacadır. Bugün ABD’de et üretimiyle alakalı bir problem olmaz. Geniş arazileri ve ekim alanları var. Avrupa’da da meralar çok. Güney Amerika kıtasında da üretim maliyetleri çok düşük. Buralarda meracılıkla hayvan üretildiği için sadece ulaşım maliyetleri konusunda bir sıkıntı çekebilirler. Ayrıca dünyada kırmızı et üreticileri hayvan ıslahını büyük ölçüde tamamlamış durumdalar. Yediği otu çok çabuk bir şekilde ete çeviren hayvanları besliyorlar. Genel olarak dünyanın hiçbir yerinde yapay ete yönelim olacağını düşünmüyorum. Bence bu konu insanları kandırmak için ortaya atılmış. Bizim insanımız kırmızı et alacaksa önce gidecek hayvanı görecek, kesimine bakacak, ondan sonra gönül rahatlığıyla yiyecek. Lazerle ya da bilgisayar ortamında üretilmiş yapay eti kimse almaz. Bu aşamada yapay et tüketimi mümkün görünmüyor.”
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.