Bayraktar, yaptığı açıklamada, özellikle genç nüfusun köyden kopmasının tarımın ve kırın geleceği açısından fevkalade olumsuz bir durum olduğunu belirtti. 2008-2012 dönemi incelendiğinde, köy ve beldelerde 0-44 arası yaş gruplarının nüfusunda azalma görüldüğünü, buna karşın 44 yaş üstü nüfusta artış yaşandığını vurgulayan Bayraktar, şöyle konuştu: “Yaş grupları içinde kırsaldaki en fazla nüfus azalması çocuklar ve gençlerde yaşanıyor. En fazla nüfus artışı 55-64 yaş grubunda görülüyor. Emekli olanlarda kıra yönelme olduğu tahminini yapabiliriz. Genç nüfusun büyük şehirlere göç etmesi, kırın ve tarımın bugününü ve özellikle geleceğini etkiliyor.”
KÖYLER BOŞALDI
Cumhuriyet’in kurulmasıyla başlayan ekonomik kalkınma çabalarıyla birlikte, Türkiye’nin ekonomik, sosyal ve kültürel açıdan değişim geçirdiğini bildiren Bayraktar, şunları söyledi: “Cumhuriyet sonrası yaşanan ekonomik kalkınma kentlerin cazibesini artırmıştır. İş arayışı, çocuklarına daha iyi bir gelecek hazırlama isteği, eğitim, sağlık imkanlarından iyi bir şekilde yararlanma beklentisi, sosyal güvence arayışı, sosyal statü kazanma, teknolojide meydana gelen değişim ve gelişmelerden yararlanma isteği gibi nedenlerle köyden kente yoğun göç dalgaları yaşanmıştır. Ülkemizde, kentlerde yaşanan ekonomik, sosyal gelişme, kıra çok geç yansımıştır. Hâla kırsalda gelir seviyesi ülke ortalamasının üçte biri dolaylarındadır. 1980 sonrası uygulanan politikalar ile Doğu ve Güneydoğu kırsalında yaşanan terör, kırdan kente göçü hızlandırmıştır. Sonuçta köyler boşalmış ve nüfus kentlerde toplanmıştır. Bu durum, köylerin yanı sıra özellikle kentlerde ekonomik ve sosyal açıdan büyük sorun yaratmıştır. Devletin altyapı yatırımlarının çok üzerinde yaşanan göç, kentlerde varoşların doğmasına neden olmuştur."
Bayraktar, Türkiye’de belde ve köylerde yaşayan nüfusun 1935 yılında yüzde 76,5 iken, bu oranın 1960 yılında yüzde 68,1’e, 1980 yılında yüzde 56,1’e, 2012 yılında yüzde 22,7’ye indiğini söyledi.
İstihdamın yaklaşık yüzde 25’ini tarımın sağladığını belirten Bayraktar, sözlerini şöyle sürdürdü: “Kırsal nüfus ile tarım nüfusu karıştırılıyor. İnsanların kırsalda ikamet etmesi tarımda çalışacağı anlamına gelmiyor. Gelişmiş ülkelerde tarım nüfusu yüzde 3’lerin altına düştü. Tarım nüfusunun yüzde 1,5-2,5 arasında olduğu ABD, İngiltere, Kanada ve Hollanda’da kırsal nüfusun toplam nüfusa oranı yüzde 17-20 arasında. Bu oran, tarım nüfusunun yüzde 2’nin altında olduğu Almanya’da yüzde 25’in, yüzde 3 olduğu İtalya’da yüzde 30’un üzerinde. Kırsal nüfus, Polonya’da yüzde 40’a yaklaşıyor. Kırsal nüfusun yüzde 50’nin üzerinde olduğu, Avrupa Birliği (AB) üyesi Slovenya gibi gelişmiş ülkeler var. Bu ülkelerde nüfusun önemli bir oranı kırsalda oturuyor ama tarımda istihdam edilmiyor. Kırsalda tarım dışı sektörlerde çalışıyor.”
KIRSAL KALKINMAYA YÖNELİK ÇALIŞMALAR HIZLANDI
Kırsal kalkınmaya yönelik çalışmaların son yıllarda hızlandığına işaret eden Bayraktar, sözlerine şöyle devam etti: “Kırsal kalkınma projeleri ve bölgesel projeler, kırda gelir ve istihdam açısından önemli gelişmelerin ortaya çıkmasını sağladı. Ülkemizin tarımsal potansiyeli olağanüstü boyutlardadır. Bundan dolayı kırsalda özellikle tarıma dayalı sanayi tesisleri kurmak, bunları ülke ve dünya ekonomisine entegre etmek gerekir. Avrupa Birliği (AB) ile sürdürülen Katılım Öncesi Mali Yardım Aracı Kırsal Kalkınma Programı (IPARD) kapsamındaki fonlar, üretilecek projelerle en iyi şekilde değerlendirilmelidir. Bu yapılırsa kırsalda hızlı bir kalkınma yaşanır. Tarım dışı alanlarda iş bulacak genç nüfus da kente göçmek zorunda kalmaz, yerinde yaşamını sürdürür."
Bayraktar, Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı’nın uyguladığı, hedef kitlesini kırsal kesimde yaşayan, tarımsal faaliyet içinde olan ve önder çiftçi özellikleri taşıyan en az ilköğretim mezunu 15-30 ihayaş arası genç çiftçilerin oluşturduğu Genç Çiftçiler Eğitim Projesi’nin önemli olduğunu söyledi.
TZOB’un, bu konuda Gıda Tarım ve Hayvancılık Bakanlığı, Türkiye İş Kurumu (İŞKUR) ile işbirliği içinde olduğunu anlatan Bayraktar, "Ayrıca, Bakanlık kırsal alanda ekonomik yatırımlar, makine ekipman alımı ve damla sulama yatırımları için önemli destek vermektedir. Bu desteklerin artırılarak ve çeşitlendirilerek sürdürülmesi gerekmektedir” dedi.
Avrupa Birliği (AB) tarafından sağlanan IPARD fonlarının etkin olarak ve tamamının kullanımının kırsala önemli katkılarda bulunacağına dikkati çeken Bayraktar, sözlerini şöyle tamamladı: “Kırsal alanda tarımsal üretim, diğer sektörlerin lokomotifi durumundadır. Hepsinden önemlisi çiftçileri tarımsal üretimde tutacak karşılıksız desteklerin artırılması ve etkinliğinin geliştirilmesi gerekmektedir. Kırsal kalkınma, çiftçiyi makus talihinden kurtaracak, ülkenin birçok sorununu halledecek, istikrar sağlayacak, ekonomiyi rayına oturtacak en önemli faaliyet alanıdır."
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.