Vücut direncini artırmada, bağışıklık sistemini güçlendirmede, hastalıklardan korunmada dikkat etmemiz gereken en önemli noktalardan birinin besin değeri yüksek olan gıdaları tercih etmek ve dengeli bir şekilde tüketmek olduğunu söyleyen Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, “Kış aylarında olası sağlık problemlerinin önüne geçmek için elleri sık sık yıkamak, mekanları belirli aralıklarla havalandırmak ve uygun kıyafet tercihinde bulunmak gerekiyor. Bu tedbirlerin yanı sıra düzenli ve uygun beslenmek de şart. Kış aylarında dört besin grubunda bulunan çeşitli besinler üç ana ve üç ara öğünde yeterli miktarlarda alınmalı” dedi.
Vücut direncini artırmak ve bağışıklık sistemini güçlendirmek için yapılması gerekenleri anlatan Doç. Dr. Uzel, “Vücut direncini artırmak için A, C ve E vitaminlerini içeren besinler tüketilmeli; selenyum, çinko, magnezyum vb. mineralleri alımı omega yağ asidi içeren yiyecekler ile takviye edilmelidir. Sadece D vitamini besinlerde az miktarda bulunduğu için bu amaçla güneş ışığından yararlanılmalı. D vitaminin yanı sıra kalsiyum ve fosfor tüketimi haftada en az iki kez balık ve her gün süt tüketimi ile desteklenmeli” dedi.
Yeterli su tüketimine dikkat
Kış aylarında su tüketiminin en az yaz aylarında olduğu kadar önemli olduğunu vurgulayan Ruhan Aşkın Uzel, “Kışın tüketilen su miktarının yazın tüketilen ile aynı olmasına dikkat edilmeli, susama durumu olmasa dahi günde en az 2 litre su alınmalı. Su tüketimi için mevsimsel ayrım olmamalıdır. Günlük alınan su miktarı günlük aktivitelerde de kullanılabileceği gibi toksinlerin atımında da aracıdır. Bu nedenle kaybedilecek miktar öngörülerek vücutta su dengesi yeterli miktarda su tüketimi ile sağlanmalı. Aksi takdirde vücuttan kaybedilen su alınandan daha fazla olur ve dehidrasyon adı verilen durum ortaya çıkar. Her ne kadar bazı sağlık problemlerinin nedeni doğrudan su kaybına bağlanmasa da stres, uyku hali, dalgınlık, baş ağrısı, unutkanlık, gerginlik gibi yaşam kalitesini olumsuz etkileyen durumlar için su kaybı önemli bir etkendir. Vücudun susuz kalmasının sebep olduğu durumlar arasında el-ayaklarda üşüme, sık idrara çıkma gibi örnekler ile de karşılaşılabilir” diyerek su tüketimli konusunda da uyardı.
Yağ tüketimine dikkat edilmeli
Soğuk havalar ile birlikte oluşan kilo artışının aslında yavaşlayan metabolizmanın bir sonucu olduğuna işaret eden Doç. Dr. Ruhan Aşkın Uzel, bazı temel beslenme kurallarına uyarak hem kilo artışının önüne geçilebileceğini hem de kışı sağlıklı geçirebileceğimizi söyledi. Uzel, “Bağışıklık sistemi, soğuk havalara karşı koruma amaçlı olarak az miktarda yağ yakar. Kış aylarında kilo kontrolü için yağ tüketimi kontrol edilmeli. Kızartma ve kavurmalar yerine ızgara, haşlama gibi pişirme yöntemleri tercih edilmeli. Bol lifli ve protein ağırlıklı yiyecekler tüketilmeli” diye konuştu.
İyi bir kahvaltı ile başlamak gerekiyor
Bağışıklık sistemini güçlendirmek için güne iyi bir kahvaltı ile başlayarak vücudun savunma mekanizmasını güçlendiren yiyecekler seçilmesi gerektiğini ifade eden Doç. Dr. Uzel, “Özellikle E vitamininin bağışıklık sistemini güçlendirici etkisi bulunmaktadır. Soğuk algınlığında vücut direncini artırmakta ve A vitamininin okside olmasını engellemektedir. Yeşil yapraklı sebzeler, fındık, ceviz ve yağlı tohumlar E vitamini içeriği bakımından zengin yiyeceklerdir. Bağışıklığı güçlendiren besinlere örnek olarak ise somon-sardalye gibi yağlı balıklar, portakal, yeşil çay, yumurta, bal kabağı, taze kırmızıbiber, ıspanak, brokoli, cibez, radika, domates ve yoğurt sayılabilir” dedi.
Biber, C vitamini kaynağı
Yetişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da mutlaka C vitamini tüketilmesi gerektiğini vurgulayan Uzel, “Güne C vitamini alımı ile başlanmalıdır. Kahvaltı sofrasında bulunabilecek önemli C vitamini kaynağı tatlı yeşilbiber veya taze kırmızı biberdir. Pekmez önemli bir mineral kaynağı olup özellikle sadece kış mevsiminde değil her dönem her yaştaki birey için tüketilmesi tavsiye edilen bir gıdadır. Kalsiyum ihtiyacının karşılanması için de yoğurt önerilmekte olup protein içeriği olan gıda tüketimi esas alınmalıdır. Kırmızı et, hem demir minerali açısından zengin olup hem de protein kaynağıdır. Ana öğünlerin haricinde ara öğünler de sıkı tutulmalı, abur cubur yerine kuru kayısı, incir, fındık, fıstık gibi atıştırmalıklar tercih edilmelidir” ifadelerini kullandı.
İHA
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.