“Dünyada vaka görülme oranı yüzde 18 arttı”
Dünya Sağlık Örgütünün kızamık vakalarının artışına ilişkin yayımladığı raporu değerlendiren Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Uzm. Dr. Murat Çağlar Erol, dünyada vakaların görülme oranında yüzde 18, ölümlerde ise yüzde 43 artış gösterdiğini, bu durumun Türkiye’ye de yansıdığına dikkati çekti. Aşılanmaya olan yaklaşımın değişmesiyle birlikte bu artışın yaşanabileceğine işaret eden Uzm. Dr. Erol, “Kızamık aşıyla çok kolay önlenecek bir hastalıkken, aşı yaptırmayan çocuklarda hem hastalığın kendisini hem de komplikasyonlarını daha sık görüyoruz” dedi.
"Grip ya da nezle gibi başlıyor"
Kızamığın üst solunum yolu hastalığı belirtileri şeklinde başladığını belirten Uzm. Dr. Murat Çağlar, "Bildiğimiz grip, nezle tarzı belirtiler gözleniyor. Ateş, burun akıntısı, ağız içinde oluşan lezyonlar ve sonrasında oluşan döküntülerle başlıyor. Ama komplikasyonları çok daha ciddi olaylara dönüşebiliyor. Zatürreden tutun da beyin zarı iltihabına kadar ciddi sonuçlar verebiliyor. Hastalığın geçirildiği durumda, özellikle ergenlik dönemi çocuklarında ciddi sonuçlar ortaya çıkarabiliyor" ifadelerine yer verdi.
“Ciddi bir yan etkisi yok”
Türkiye’de 2005 yılında başlayıp 2012 yılına kadar süren aşılama programıyla birlikte, 2012 yılında kızamığın neredeyse tamamen ortadan kaldırıldığını hatırlatan Uzm. Dr. Erol, “Aşı yeni bir aşı değil. Ülkemizde 2005 yılında sağlam bir kızamık aşılama programıyla birlikte 2012 yılına kadar uzayan bir süreçte bu aşı ciddi ve üzerine düşülerek uygulandıktan sonra 2012 yılında kızamık tamamen ortadan kaldırılmıştı. Yeni vakalarla tekrar ortaya çıktı. Aşının güvenilirliği ile ilgili bir soru işaretinin akıllarda oluşmaması gerekiyor. Her ilaç ve her aşı gibi minimal yan etkileri tabii ki olabiliyor. Aşı yerinde kızarıklık belki ateş olabilir, nihayetinde canlı bir aşı. Ciddi bir yan etkisi yok” dedi.
"1 doz 11 yıl, 2 doz 15 yıl antikor üretiyor"
Türkiye’de şu anda 9’uncu ayda başlayıp 4’üncü yaşta sonlanacak şekilde 3 doz aşılama yapıldığını belirten Uzm. Dr. Erol, “1 doz aşı yapıldıktan sonra 11 yıla kadar antikor koruyuculuğunu yüksek tutucu özelliği var. İkinci dozda ise bu süre 15 yıla çıkıyor. Kızamık aşıyla çok kolay önlenebilen ve ortadan kaldırılabilen bir hastalık” şeklinde konuştu.
“Aileler yüreklendirilmeli”
Uzm. Dr. Erol, ailelerin aşı konusunda yüreklendirilmesi gerektiğini de vurgulayarak, “Mümkün olduğunca hastalığı oluşmadan önleme ve ortadan kaldırma yöntemine gitmeliyiz. Bu, hem mali açıdan hem de hasta konforu açısından çok daha uygun bir yöntem. Dolayısıyla, aşılamayı yüreklendirmeli, mümkün olduğunca aşı programına ailelerimize destek vermeliyiz” ifadelerini kullandı.
Türkçe karakter kullanılmayan ve büyük harflerle yazılmış yorumlar onaylanmamaktadır.